Salih Tuna: 'Ulan oğlum ikimizden biri AKP'li'
Yenişafak Gazetesi yazarı Salih Tuna bugünkü yazısında AK Parti'nin seçim başarısını ve Başbakan Erdoğan'a karşı duruş sergileyenlerin seçim öncesinde çizdikleri senaryolarla kendine has üslubuyla alay etti...
12 Yıl Önce Güncellendi
2014-04-15 05:27:18
İşte Salih Tuna'nın "'Ulan oğlum ikimizden biri AKP'li'" başlıklı o yazısı:
Öyle güzelleşmiş insanlar ki işin gücün olmayacak sabah akşam dinleyip neşeni bulacaksın.
Mesela, Kılıçdaroğlu bunlardan biri.
Meydan meydan dolaşıp 'Abbas Yolcu' diyordu, şimdi sosyologlara soracağız demeye başladı.
Neyi mi?
Cumhurbaşkanı adayı gösterecekler ya, onu. Kimi aday gösterelim, diye danışacaklarmış.
Sabah gazetesinden Haşmet Babaoğlu dünkü yazısında haklı olarak, 'bir kerecik de topluma sorun' demiş.
Haklı olduğu kadar acımasız bir 'öneri' bu!
CHP cumhurbaşkanı adayını belirlemek için topluma soracak da ne olacak?!
Toplumun ne dediği belli değil mi?
En son 30 Mart'ta konuştu işte.
Hem de ne konuşma!
Onca kara propagandaya rağmen gitti sandıkta, 'Benim iman dolu göğsüm gibi serhaddim var' dercesine haykırdı.
Bütün mesele bu toplumu görmekte, bu sesi anlamakta...
Toplum mühendisliğine itibar etmeyen, dışardan yönlendirmeleri iplemeyen, manipülasyonlara aldırış etmeyen bir halkın sesiydi bu.
Kültürle irfanın farkını kavradıklarında bu arifane sesi de anlayacaklar. (Mezkur farkı fark etmek için Cemil Meriç'in 'Kültürden İrfana' eseri fena bir başlangıç sayılmaz.)
Kültürle irfan farkına, Sarıgül'ün de anlayabileceği basitlikte bir örnek vereyim: AVM' lerden hiç çıkmadığı halde AVM'lere karşı çıkan veya protesto eden bir insan evladı aynı zamanda kültürlü olabilir ama irfan sahibi olamaz.
Çünkü irfan sahibi hiçbir insan karşı çıktığı yerde sürgit otağ kurmaz.
Gelgelelim toplumun sesini anlamak, hatta bu sesi kuşanmak işlerine gelmez.
Hayır yani, anlayacaklar da neyi elde edecekler? 'Cumhurbaşkanı adayımız Erdoğan'dır' diyecek halleri yok ya...
Uzun lafın kısası, herkese sorsunlar ama sakın topluma sormasınlar.
Tamam, sosyologlara sorsunlar.
Ahmet İnsel'e mesela. 'Başbakan sosyoloji bilmez' demişti; 30 Mart akşamı kimin neyi bildiğini öğrendik...
Çalışkan Koray adlı o çok eforik, müthiş espritüel 'siyaset bilimci' profesöre de sorsunlar, hatırı kalmasın.
Kemal Kılıçdaroğlu'yla Mustafa Sarıgül'ün İstanbul'daki buluşmasını, 'Mustafa ve Kemal yan yana geldi' şeklinde haberleştirmişti hani. Sonra hızını alamamış 'İkinci Mustafa Kemal dönemi' başlıklı bir yazı attırmıştı.
YAZININ TAMAMINI OKUMAK İÇİN TIKLAYINIZ!!!
SON VİDEO HABER
Haber Ara