Dolar

34,9466

Euro

36,7211

Altın

2.977,22

Bist

10.125,46

Ali Bulaç'tan hükümete sert eleştiri, Gülen'e övgü!

Zaman Gazetesi yazarı Ali Bulaç bugünkü yazısında cemaat-hükümet kavgasında Fethullah Gülen'i överken hükümete de sert eleştiriler yöneltti...

12 Yıl Önce Güncellendi

2014-04-12 03:24:59

Ali Bulaç'tan hükümete sert eleştiri, Gülen'e övgü!

İşte Ali Bulaç'ın "Ey vicdan ve akıl sahipleri..." başlıklı o yazısı:

Devletin kendini İttihatçı zihniyetle bir kere daha restore ettiği sürecin henüz muhasebesini yapmadık, doğru dürüst hasar tespiti bile yapmış değiliz. Fakat hayat öğreticidir, bazı olayları sıcağı sıcağına kritik edebiliriz.

Süreç “siyasî”dir. Siyaset geriden ahlakî değerler ve hukukî kurallar eşliğinde yapılır. Eğer siyaset yönetme sanatı ve iktidar ilişkisini düzenleme etkinliği ise ahlaktan ve hukuktan bağımsız düşünülemez. Siyasetçiler, rakiplerini tasfiye etmeye kalkışırken ahlakî ve hukukî kuralları ihlal ediyorsa, mücadele “pozitif siyaset alanı”ndan çıkar, “Zer-u zor-u tezvir (para, aldatma ve baskı)”nın hükümferma olduğu “negatif siyaset”e döner. Unutmayalım ki şiddet, terör ve savaş da siyasetin araçlarıdır. Böyle bir siyaset yüceltilemez. Ahlakî ve hukukî kaygıları olanlar bu siyasetin savunucusu olamazlar. Hele söz sahibi, entelektüelse ya gücün yanında duran bir oportünisttir veya tercihini yapmış bir partizandır.

Meşru siyasetin zorluğu altın (zer), aldatma, algı operasyonu, demagoji (tezvir) ve baskıdır (zor). Tezvirin açık örneklerinden biri Fethullah Gülen Hocaefendi’nin İslam dinine “paralel bir din” kurmakla suçlanmasıdır. Hocaefendi’ye yöneltilen suçlamaya göre, onun din anlayışı İslam’ın tevhid inancının sınırlarını zorlamakta, “İslam içinde paralel bir din” meydana getirmektedir.

Bölgemizi kasıp kavuran mezhep çatışmalarında katliam yapanlar, sözde meşruiyetlerini diğer mezhep mensuplarını tekfir etmekten almaktadırlar. Şu soru önemli: Bir Şii nasıl oluyor da bir Sünni’nin mescidini veya bir Sünni bir Şii’nin türbesini havaya uçurup yüzlerce insanın canına kıyabiliyor? Katliamları yapanlar kendilerinden olmayanları “Müslüman” görmüyorlar. Müslüman görmedikleri gibi “mutlak kötü”, ontolojik şer görüp imha etmeyi inançlarının ve mücadelelerinin gereği sayıyorlar.

HOCAEFENDİ, TÜRKİYE’NİN YETİŞTİRDİĞİ ÖNEMLİ ÂLİMLERDEN BİRİDİR

Türkiye’de de ilk defa geniş bir cemaat grubu böylesine bir algı operasyonuna tabi tutuluyor. Liderine “yalancı peygamber, sahte veli, alim müsveddesi”; yüz binlerce mensubuna “bilinci uyuşturulmuş, narkoz yutmuş haşhaşi”; konumuna “sülük, sülükten beter”; barındığı yerlere “in” deniyor. Ve daha neler! Üretilmek istenen imaj şudur: Bu insanlar bilinçten, akıldan yoksun; merkezden emir alan -haşa- sürüdürler; haşhaşin gibi tehlikeli örgüt üyeleridir, zararlıdırlar; öyleyse toplumun -aslında devletin- bunlardan bir an önce temizlenmesi lazım. Bunlara yapılacak her türden kötülük caizdir.

Hocaefendi, Türkiye’nin yetiştirdiği birkaç önemli âlimden biridir. Yerel ve ulusal sınırları aşmış, küresel bir vizyona ulaşmıştır. Tefsir, fıkıh usulü, kelam, tasavvuf ve özellikle hadis ve siyer alanında muazzam bir birikime sahiptir. Türkçeyi en beliğ kullanabilen üç-beş kişiden biridir. Bilgi elde etme ve düşünme usulü hermönetik, tarihselci veya kafadan değil, İslam’ın meşru ve makbul usulüdür. Üniversite mezunu değildir, akademik kariyeri yoktur, ama zaten onu “İslam âlimi” yapan geleneksel usulde yetişmiş olmasıdır. Referansı Kur’an ve Sünnet’tir ve İslam’ın ana gövdesine (sevad-ı azam) ve ana caddesine (gelenek) bağlıdır. Dahası modern dünyayı, Batılı bilimleri ve felsefesini de yakından takip etmekte, yerine göre kolayca referanslar verebilmektedir. Her makbul İslam âlimi gibi sosyal hayatla, ticaretle, ekonomiyle, bölgesel ve küresel siyasetle, eğitimle ilgilenmektedir. (Bkz. A. Bulaç, Din, Kent ve Cemaat -Fethullah Gülen Örneği, Ufuk y. İstanbul.) Eğer Efendimiz (sas)’in buyurduğu gibi “Âlimler peygamberlerin vârisleri” ise -ki öyledir- bu durumda Hz. Peygamber ne ile ilgilenmişse âlimler ve hocalar da onunla ilgilenir, ilgilenmelidirler. Ebu Hanife büyük bir müçtehitti, aynı zamanda ticaret yapardı. Zorba yöneticilere karşı direnerek hayatını kaybetti. Eğer muhafazakâr-dindarlar “Hoca’nın siyasetle, ticaretle ne işi var?” diyorlarsa feci halde zihinleri laikleşmiş, farkında değillerdir.
YAZININ TAMAMINI OKUMAK İÇİN TIKLAYINIZ!!!
SON VİDEO HABER

Uçakta olay çıkarıp, 'Türkiye'yi satın alırım' diye tehdit etti

Haber Ara