Dolar

34,9466

Euro

36,7211

Altın

2.977,22

Bist

10.125,46

Ahmet Davutoğlu'ndan 'cemaat'e çok sert tepki!

Paralel yapının BM üyesi ülkelere Tüarkiye’yi şikayet eden ihanet mektupları göndermesine Dışişleri Bakanı Davutoğlu sert tepki gösterdi: Bu okullar üzerinden başka faaliyetler kamufle edilmeye çalışılırsa, Türkiye’nin çıkarını korumak da bizim görevimiz.

12 Yıl Önce Güncellendi

2014-04-11 02:09:58

Ahmet Davutoğlu'ndan 'cemaat'e çok sert tepki!

Star'da yer alan habere göre; Dışişleri Bakanı Ahmet Davutoğlu, bakanlıktaki dinleme olayıyla ilgili olarak, “Kim Türkiye’nin itibarıyla oynamaya kalkarsa hak ettiği cevabı alır” dedi. Davutoğlu, Türkiye’yi ispiyonlayan ihanet mektupları için de “O mektuplar otantiktir. ‘Doksan yıllık Türk demokrasisi tehdit altında demek’ ne demektir? Eğer Türk okulları üzerinden başka faaliyetler kamufle edilmeye çalışılırsa o zaman Türkiye’nin çıkarı ve itibarını korumak bizim görevimizdir” diye konuştu. Davutoğlu, Japonya’ya gitmeden önce Dışişleri Bakanlığı’ndaki dinleme olayının çok ağır bir suç olduğunu ve faillerin bulunması için yoğun çalışmalar yürütüldüğünü kaydetti. Benzer olayların yaşanmaması için güvenlik birimleriyle gerekli çalışmaların yürütüldüğünü belirten Davutoğlu, şu an başka bir dinleme olayına ilişkin elinde bilgi bulunmadığını söyledi. Bazı çevrelerin seçimlere üç gün kala bu dinlemeler üzerinden manipülasyon yapmaya kalktığını dile getiren Davutoğlu, ABD’deki yabancı ülke temsilcilerine dağıtılan ve Türkiye’nin şikayet edildiği mektuplara konusunda ise şunları söyledi:

Ülkenin çıkarını koruruz

“O mektuplar otantiktir. Sürekli bu konunun gündemde tutulması ise art niyetlidir. ‘Doksan yıllık Türk demokrasisi tehdit altında demek’ ne demektir? Bu okullara geçmişte ne kadar destek verdiğimizi cümle alem bilir. Eğer bu okullar üzerinden başka faaliyetler kamufle edilmeye çalışılırsa Türkiye elbette kendi çıkarlarını koruma noktasında kararlıdır. Sanki Türkiye’nin işi gücü yok, Filistin’i bıraktık, Kıbrıs’ı bıraktık, Suriye’yi bıraktık, işimiz gücümüz bu okullarmış gibi bu konuyu gündemde tutmanın anlamı yok. Bu, basın etiği açısından da sosyal huzur açısından da doğru değil.” Davutoğlu, yurtdışındaki Türk okullarının kapatılması ve Türkçe olimpiyatlarına katılınmaması yönünde bakanlık personeline bir talimat verilip verilmediğinin sorulması üzerine ise şunları kaydetti: “Anlaşılan bazı gazeteciler verdiğimiz talimatları bizden çok biliyor. Bu kadar gayri ciddi gazetecilik olmaz. Bu okullara geçmişte ne kadar destek verdiğimizi cümle alem bilir. Eğer bu okullar üzerinden başka faaliyetler kamufle edilmeye çalışılırsa o zaman Türkiye’nin çıkarı ve itibarını korumak bizim görevimizdir.”

Davutoğlu, İsrail’le devam eden müzakere sürecinde ciddi aşama kaydedildiğini belirterek “Olumlu gelişmeler var” dedi. Davutoğlu, ABD Dışişleri Bakanı John Kerry ile telefonla görüşerek 1915 olaylarının soykırım olarak tanınmasına ilişkin tasarıyı görüştü ve duyulan rahatsızlığı aktardı.

Pensilvanya’nın çıkarı için Türkiye'yi yakıyorlar

Paralel yapının Türkiye’yi karalama mektuplarına tepki yağdı. İhanet mektubu için “İç siyasetteki küçücük kazanç uğruna, dış politikadaki büyük bir zararı göze alıyorlar” yorumu yapıldı.

Mektuplar ahlaksızlık

-Yavuz Dede (İnsan Hak ve Hürriyetleri, İnsani Yardım Vakfı İHH Genel Başkan Yardımcısı): Böyle bir mektup nasıl gönderilebiliyor, aklım almıyor. Gerçekten de büyük üzüntü duydum ülkem adına. Türkiye’yi yurtdışında şikayet etmenin manasını anlayabilmiş değilim. Bu tam anlamıyla bir ahlaksızlık diyorum. Türkiye’nin içindeki sorunları dış dünyaya olduğundan daha farklı yansıtmak ile ne amaçlanıyor, bu soruya yanıt verilmesi gerektiğini düşünüyorum. Bu tür söylemler bizi iyi yerlere götürmeyecektir, bunu da açıkça görüyorum. Mektuba tepki verilmesi gerektiği fikrindeyim.

Ayıp tarihe not edilecek

-TESEV Başkanı Can Paker: Gülen Cemaati’nin yazdığı bir mektupla dünyanın Türkiye’ye bakışı değişmez. Bu Türkiye’de bugüne kadar vesayeti yöneten kurumlardan yana olunduğunun, milletin iradesinden yana olunmadığının da göstergesidir. Dünya ülkeleri de ‘Ya böyle mektup varmış’ diyerek Türkiye’ye yan gözle bakmazlar ama yine de bu girişimde bulunulması tarihe not edilir. Dünya Erdoğan’ın güçlü liderliği karşısında pek direnemediği için bu tür girişimlere de kulak asmaz diye düşünüyorum.

Kendi bacaklarına sıkıyorlar

-Rıfat Sait (Dışişleri Komisyonu Üyesi): İç siyasetteki küçücük bir kazanç uğruna, dış politikadaki büyük bir zararı göze alıyorlar. Bu tüm devlete yapılan bir saldırı. Bunlar, Türkiye devleti ile AK Parti’yi aynı görüyor. Sırf hükümete, AK Parti’ye zarar vermek uğruna bütün bir Türkiye’yi yakıyorlar. AK Parti’ye zarar verdiklerini düşünüp, aslında Türkiye’ye zarar veriyorlar. Kendi bacaklarına sıkıyorlar, kendi ülkelerine zarar veriyorlar. Cemaat Allah rızası için faaliyet gösterdiğini söylüyordu. Şimdi bunları Allah rızası için mi yapıyorlar? Onlar bir cemaat de değil aslında, kendi menfaatleri çerçevesinde hareket eden, dini istismar eden bir grup. Türkiye’yi aslında düşündükleri dahi yok, Pensilvanya’yı düşünüyorlar. Bunlar o yüzden çok tehlikeliler. Bu zamana kadar hiçbir grup, dışarıda bu denli Türkiye’yi rencide edici faaliyet göstermedi.

Bunlar karalama kampanyası

-İsmail Safi (Dışişleri Komisyonu Üyesi): Zaten bizimle ilgili algı maalesef, bu zamana kadar zaten olumsuz olmuş. Bu algıyı değiştirmek için Dışişleri Bakanlığımız, işadamlarımız, sivil toplum kuruluşlarımız, Türkiye’yi doğru anlatmak için çaba sarfediyor. Tam belli bir noktaya gelmişken, bu algı değişikliğini, bu güne kadar uğraştığımız şeyi, bir anda, gerekçesi ne olursa olsun, ama mektuba da baktığımda, gerçekten kayda değer hiçbir mesnet olmadan, hükümetimizi, Başbakanımızı hedef alır nitelikte, iddialarda bulunmuşlar. Üstelik maalesef, çok sorumsuz bir şekilde, kendi amaçları doğrultusunda bir karalama kampanyası yürütüyorlar. Bunun, ülkemize, milletimize verdikleri zararı hiç hesap etmiyorlar. Onlara sorsanız, Türkiye’nin çıkarlarını orada temsil etmek diyorlar, ama Türkiye’nin maalesef, çıkarlarına çok büyük zarar veriyorlar bu şekilde mektuplarla.

Kimi memnun etmek için yapılıyor

-Hüseyin Çelik (AK Parti Genel Başkan Yardımcısı ve parti sözcüsü): Türk okulları, Türk hükümeti ve AK Parti aleyhtarının üssü haline getirirse orada bir problem var demektir. Kendi ülkesini bir diktatörlük, başbakanı diktatör olarak takdim eden, hükümeti El Kaide ile koyun koyuna gösteren, hükümetini İrancı diye nitelendiren bir anlayış, bu okulları da kendi emellerine alet ederse bu okullarla ilgili beslenen sempatinin antipatiye dönüşmesinden kimsenin şikayeti olmaz. Selam diye bir terör örgütü icat edeceksiniz, bazı AK Partilileri bununla ilişkilendireceksiniz. Bu faaliyetle kime selam veriliyor, kimi memnun etmek için bu yapılıyor? Allah’ın rızası başkasının rızasına dönüştüğü zaman karşı tarafın oturup bunu seyretmesini bekleyemezsiniz. Bunlar bir ideolojik merkez haline getirilirse, muhalif olduğunuz insanların sizinle muafık olmasını bekleyemezsiniz.

Haber Ara