Dolar

34,9466

Euro

36,7211

Altın

2.977,22

Bist

10.125,46

Tünelden çıkış için yol haritası-1

Yenişafak gazetesi yazarı Yusuf Kaplan'ın bugünkü yazısı

12 Yıl Önce Güncellendi

2014-04-06 12:11:46

Tünelden çıkış için yol haritası-1


Tarihi yapan, irfan'dır. İrfan'dan nasiplenememiş, hikmetten süt emememiş ruhsuz insan değil.

Tarihe ruh katan ve hayata anlam kazandıran, irfan ve hikmet sahibi insandır çünkü.

İrfansız tarih, insansız; hikmetsiz tarihse, ruhsuz ve anlamsız, değersiz ve kıymetsizdir çünkü.

İrfan, gürül gürül akan, insanı yıkayan, arındıran ve önünü açan muazzez bir ırmaktır; hikmetse, bu muazzez ırmağın leziz kaynağı...

ASIL YOLCULUK YENİ BAŞLIYOR...

Bu ülkenin insanı, ne denli derûnî hikmet ve irfan sahibi olduğunu bu seçimlerde bir kez daha gösterdi.

Türkiye'yi kurda-kuşa yem etmedi.

Ülkenin önünü açan insanları kendi hâline terketmedi.

'Yürü!' dedi, 'Önüne-arkana, sağına-soluna dikkatli bakarak, yürü!' dedi ve ülkeyi içine sürüklendiği büyük felâketin ilk eşiğinden çekip çıkarmasını bildi.

Böylelikle, ilk kritik eşik aşıldı. Tünel'den çıkışın ilk güzergâhına ulaşıldı. Sırada diğer eşikler kaldı...

Asıl hikâye, şimdi başlıyor...

TARİHTE TATİL YAPAN TÜRKİYE'DEN TARİH YAPAN TÜRKİYE'YE DOĞRU...

Türkiye'ye yönelik iç ve dış saldırılar, bundan sonraki süreçte daha da şiddetlenecek ve sinsi şekiller kazanarak daha da artacak.

Zira Türkiye, yüzyıldır başkalarının yaptığı tarihin önünde sürüklenmesine yol açan tarihte tatil yapma zilletine son vereceğini ve tarih yapan kurucu bir aktör olmaya soyunacağını bütün dünya âleme gösterdi.

Bu, bir kuruluş yolculuğu: Onar yıllık iki dönemden oluşan Yeni Türkiye'nin kuruluş hikâyesi...

BİRİNCİ ON YILLIK DÖNEM: DALGA-KIRMA SÜRECİ

Birinci on yıllık dönemi, içeriden ve dışarıdan gerçekleştirilen kuşatma girişimlerini yarma harekâtı dönemi olarak görüyorum.

İkinci on yıllık dönemi ise, yeni bir dünyanın kurulmasında belirleyici bir rol oynayacak Yeni Türkiye'nin kurulması süreci olarak düşünüyorum.

Birinci on yıllık dönemde, Türkiye, iç ve dış saldırıları püskürtebilecek ekonomik, teknolojik ve stratejik korunaklı bir duvar ördü.

İlk on yıllık dönem, küresel saldırıların püskürtüldüğü dalga-kırma dönemiydi.

İKİNCİ ON YILLIK DÖNEM: DALGA-KURMA SÜRECİ

İkinci on yıllık dönem ise, tarihte tatil yapan bir figüran rolünü aşarak yeniden tarih yapacak tarihî bir yürüyüşe soyunan dalga-kurma dönemi olmalıdır.

Dalga-kurma sürecinde, Türkiye, bu ülkenin önünü tıkayan temel varoluşsal ve yapısal sorunlarını kalıcı olarak çözebilecek muhkem bir yol haritası hazırlamalıdır.

Burada ikinci on yıllık dönemde, izlenmesi gereken yol haritasını, 10 ana başlık hâlinde şöyle özetlemek istiyorum:

1-DERHAL YOLSUZLUKLARIN ÜZERİNE GİDİLMELİ!

AK Parti iktidarı, hiç vakit kaybetmeden derhal yolsuzlukların üzerine gitmeli, yolsuzluğa ve hırsızlığa bulaşan, kul hakkına tecavüz eden, tüyü bitmemiş yetimin hakkını tepe tepe yiyen kişileri gözlerinin yaşına bakmadan temizlemeli.

Bu arada, Başbakan'ı kuşatan, yanıltan, yanlış yönlendiren, önünü tıkayan kifâyetsiz muhterisler, 'yalakalar' da temizlenmeli, 'yalaka' medyacılara aslâ itibar edilmemeli!

2-'ŞEBEKE' VAKİT KAYBEDİLMEDEN ÇÖKERTİLMELİ!

Türkiye'yi büyük bir kaosun eşiğine sürükleyen, masum halkların umudu olan Türkiye'nin yürüyüşünü durdurmaya yeltenen 'şebeke' derhal çökertilmeli.

Bu süreçte, masum ve suçsuz insanların rencide edilmemesine azamî dikkat sarfedilmeli.

3-ERDOĞAN, CUMHURBAŞKANLIĞINI DA, BAŞKANLIK SİSTEMİNİ DE UNUTMALI!

Başbakan Erdoğan, bu dönemde Cumhurbaşkanlığı'na çıkma fikrini unutmalı, dalga-kuracak Yeni Türkiye'nin kurulabilmesi için köklü devrimler yapacak gerekli hazırlıklara soyunmalı.

Bu arada başkanlık sisteminin henüz Türkiye'ye uygun olmadığını bilmeli ve başkanlık sisteminin yarın beklenmedik bir iktidar değişiminde bugüne kadar elde ettiğimiz kazanımların yokedilmesinden başka bir işe yaramayacağını zihninin bir köşesine kazımalı.

4-SÖMÜRGECİ EĞİTİM SİSTEMİNE SON VERİLMELİ!

Türkiye'nin en önemli, en köklü sorunlarının başında mankurtlaştırıcı, sömürgeci eğitim sistemi geliyor.

Mevcut eğitim sistemi, İslâm'la ilişkisi sıfırlanmış kuşaklar yetiştiriyor sadece!

Çocuklarımızı kaybediyoruz, beyler! Geleceğimiz demek olan körpe zihinleri mankurtlaştırarak öldürüyoruz!

Burası, sömürge ülkesi mi ki, çocuklarımızı göz göre göre kaybediyoruz ve sonra da hiç bir şey olmamış gibi hareket ediyoruz?

Bu sömürgeci, mankurtlaştırıcı, sığlaştırıcı eğitim sistemi, böyle devam edecek olursa, Türkiye, kültürel intiharın eşiğine sürüklenmekten kurtulamaz.

Türkiye'deki sömürgeci eğitim sistemi, kısa, orta ve uzun vadeli hazırlıklarla silbaştan gözden geçirilmeli ve Hz. Mevlânâ'nın pergel metaforu ekseninde yeniden yapılandırılmalı.

Pergelin sabit ayağı, bizim derinlikli ve zengin medeniyet dinamiklerimize basan, pergelin hareketli ayağı, bütün diğer kültürlere, medeniyetlere ve düşünce birikimlerine açılan yeni Gazalî'ler, İbn Sina'lar, İbn Arabi'ler, Yunus'lar, Mevlânâ'lar, Itrî'ler, Fuzûlî'ler, Sinan'lar... yetiştirecek şekilde yeniden kurulmalıdır.

Unutmayalım: Eğitim sistemimiz, hem İslâm'ı, İslâm düşüncesini ve medeniyet tecrübesini iyi özümseyen hem de bütün dünyalara açılabilecek özgüveni yüksek parlak kuşaklar yetiştirebildiği zaman Türkiye dalga-kurabilecek tarihî bir yürüyüşe soyunabilir ancak.

Diğer altı başlık, yarınki yazıya kaldı...


Haber Ara