Dolar

34,8722

Euro

36,7680

Altın

3.044,52

Bist

10.138,57

Yusuf Kaplan: Türkiye düşerse...

Yenişafak Gazetesi yazarı Yusuf Kaplan bugünkü yazısında cemaatin yaptığı yasadışı operasyonlar başlayan sürecin hazin bir şekilde son bulmasının kötü taraflarını sıraladı...

12 Yıl Önce Güncellendi

2014-03-21 06:19:57

Yusuf Kaplan: Türkiye düşerse...

İşte Yusuf Kaplan'ın "'Türkiye' düşerse, insanlığın umutları da suya düşer!" başlı o yazı:

Bana, 'Ya, Yusuf hoca, sen, ne diye bu işlere girdin; neden fildişi kulenden indin; o zihin açıcı fikir yazılarını neden terkettin ki? Parti-pırtı işleri senin işin mi?' diye serzenişte bulunan okuyucular var hâlâ.

BENİM DERDİM HAKİKAT, GERİSİ TEFERRUAT

Normal şartlarda, haklı gibi görünüyor bu itirazlar.

Ama bu tür itirazlarda bulunan okuyucular, normal şartlarda yaşamadığımızı çok biliyor olmalılar.

Öncelikle, basit olanından başlayayım: Bendeniz, birilerinin sözcülüğünü ya da gözcülüğünü yapacak biri değilim.

Benim derdim, hakikat. Gerisi teferruat.

FİKRİN NAMUSU, FİLDİŞİ KULE'DEN KORUNAMAZ!

İkincisi ve asıl önemlisi şu: Yaşadığımız felâket, kayıtsız kalamayacağımız, helâket sebebimiz olabilecek kadar tehlikeli, büyük bir felâket.

İslâm, protestanlaştırılarak küresel sisteme eklemlenmek, Budizm, Hinduizm, Taoizm gibi hadım edilerek ölü, antropolojik dinlere, 'canlı cenaze'ye dönüştürülmek ve bitirilmek isteniyor.

Ortada böylesine varoluşsal bir felâket varken, tuzu kuru, duyarsız bir tavır takınamam ve fildişi kulemde oturamam.

Fikrin namusu, ancak böyle zamanlarda onurlu, duyarlı ve haysiyetli bir tavır takınarak korunabilir.

Böyle bir felâketin zihin haritalarını çıkarmak, şifrelerini çözmek, bu tür varoluşsal badirelerin nasıl aşılabileceğine dâir umut ve ufuk sunacak geleceğin yol haritalarını çizebilmek fikrin fildişi kuleden inmesiyle mümkün olabilir ancak.

SALDIRININ ÜÇ HEDEFİ: 'ERDOĞAN', 'TÜRKİYE' VE İSLÂM

Yaşadığımız kriz, bir parti ile bir cemaat arasındaki iktidar savaşı değil sadece.

Karşımızda, küresel ve çok yönlü bir saldırı var: Saldırının asıl amacının Erdoğan'ı bitirmek olduğunu düşünenler de, saldırının yalnızca bir cemaat tarafından yürütüldüğünü zannedenler de fenâ hâlde yanılıyorlar.

Bu küresel saldırının kısa, orta ve uzun vadeli üç hedefi var:

Küresel sistem, kısa vadede, Tayyip Erdoğan'ı hedef tahtasına yatırmış durumda. Eğer Erdoğan vurulursa, ikinci hedefe rahat geçileceğini düşünüyor.

Orta vadede, gerçekleştirilmesi düşünülen ikinci hedef, İslâm dünyasının istikbalini ipotek altına almak, böylelikle nihâî istiklâl imkânlarını, rüyalarını ve yollarını bitirmek.

Küresel sistemin uzun vadedeki asıl hedefi ise, İslâm'ın yeniden tarih yapacak yeni bir medeniyet yürüyüşüne soyunmasını imkânsızlaştırmak. Bunun için de, İslâm'ı dönüştürmek ve bitirmek.

İKİ ERDOĞAN: BİRİ FANİ, DİĞERİ 'SEMBOL ADAM'

Yakıcı gerçek şu burada: Tek bir Tayyip Erdoğan yok karşımızda: İki Tayyip Erdoğan var.

Birincisi, AK Parti'nin başındaki Tayyip Erdoğan.

İkincisi de, İslâm dünyasının, mazlum ve masum halkların umudu olan Tayyip Erdoğan.

Birinci Erdoğan, herhangi bir partinin başındaki fâni kişidir. Bugün var yarın yoktur.

Ama ikinci Erdoğan, Erdoğan'dan daha fazla bir şeydir: Sembol şahsiyettir: Bugün de vardır; yarın da...
YAZININ TAMAMINI OKUMAK İÇİN TIKLAYINIZ!!!

Haber Ara