Bu adalet herkese neden uygulanmıyor?
Zaman gazetesi yazarı Ethen Mahçupyan KCK davasından dolayı hala binlerce kişinin hapishanelerde olduğunu yazdı. Diyarbakır'daki tutuklu KCK sanıklarına Ankara'dan İstanbul'dan farklı adalet anlayışının işlendiğine vurgu yapıyor.
12 Yıl Önce Güncellendi
2014-03-19 12:02:45
ZAMAN GAZETESİ'NDEKİ ETHEN MAHÇUPYAN'NIN YAZISI
Anayasa Mahkemesi, İlker Başbuğ’a hak ihlali yapıldığına hükmetti. Sonuç tahliye olmayabilirdi ama alt mahkemenin kararı bu yönde oldu ve toplumun genelinde yadırgatıcı bulunmadı…
Bunun bir nedeni Türkiye’de yargının eline düştüğünüz anda vatandaş olduğunuzu unutan bir devletle yüz yüze olduğumuzdur. Eğer laik kesimin kalburüstü kesiminden geliyorsanız devlet yine de sizin insan olduğunuzu hatırlayabiliyor. Ama örneğin Kürt iseniz ve hele Kürt siyasi hareketi ile bir şekilde irtibatlandırılabiliyorsanız, devlet size insan olarak bile bakmayabiliyor… Başbuğ, tahliye sonrası konuşmasında tek istediğinin adalet olduğunu söyledi. Bugün sadece KCK davasında binlerce insan gülünç iddianamelerle içerde tutuluyorlar ve birçok hükümlü 5 yılın sonunda hâlâ mahkemede konuşma sırası bekliyor. O nedenle Başbuğ’un epeyce ayrıcalıklı konumda olduğunu görmekte yarar var. Kendi hayatından ve özgürlüğünden 26 ayın çalınmasına karşı çıkarken, KCK davasında binlerce kişinin hayatından ve özgürlüğünden neredeyse 60 ay çalınmış olduğunu da belki hatırlar ve bu vesile ile geçmişe doğru zihninde ve vicdanında bir yolculuk yapar…
Biz de belki herkesin bu ülkede neler yaşanmakta olduğunu anlamasına yardımcı olur diyerek ‘öteki’ kesimin hayat hikâyesine kulak verme fırsatını kullanalım. Etem Şahin 2004 ve 2009 yıllarında BDP’den Suruç Belediye Başkanı seçilmişti. O yıl KCK dalgalarından birinde tutuklandı ve halen Diyarbakır Cezaevi’nde. İddianame bir gizli tanığın ifadesine dayanmakta ve 60 küsur sayfanın yarısı PKK’nın dindarlara ve Hizmet Hareketi’ne yönelik husumetini konu etmekte. Oysa Şahin’in kişisel olarak böyle bir bakışı yok ve halen böyle bir argümanın o dosyaya niçin yerleştirildiğini bilmiyor. Ne var ki sonradan yaşananlar iddianameyi arka plana atmış durumda. Kardeşleri, yengesi ve yeğenleri başta olmak üzere bütün aile üzerinde baskı kuruluyor, kaçmaya zorlanıyorlar. Ama en ilginci, karısı ile ilgili olarak yaşanıyor. İbret-i alem olsun diye bilinmesinde ve üzerinde düşünülmesinde yarar olan bir olay…
Cezaevindeyken bir gün başka bir mahpus Etem Şahin’e yaklaşıyor ve 17 yaşındaki kızının Urfa’da birine kaçtığını, eğer iyi bir aileyse duruma razı olacaklarını, ama eğer aile makbul değilse kızlarını geri almak istediklerini söylüyor. Şahin de kapalı görüşmede karısı Aynur Şahin’e durumu anlatıyor. Aynur Hanım durumu BDP’deki arkadaşları Azize Yağız ve Adile Fidan’a iletiyor ve nihayette kızın bir madde satıcısının eline düştüğünü, kendisinin de madde bağımlısı haline geldiğini öğreniyorlar. Şahin, genç kıza eğer ailesine dönmeye karar verirse araması için kendi telefonunu veriyor. Bir süre sonra kız, komşu kuaförden arıyor. Aynur Hanım ve BDP’li iki arkadaşı kızı ailesine göndermek üzere harekete geçiyor ama madde bağımlılığı acilen tedavi edilme zorunluluğunu öne çıkarınca Elazığ AMATEM’e gönderiyorlar. Tedavinin ardından Urfa’da o dönem kadın sığınma evi olmadığı için genç kız Diyarbakır’a gönderiliyor ama yaşı tutmadığı için polis nezaretinde yuvaya yerleştiriliyor. Ne var ki genç kız, kocasını arayarak gelip kendisini almasını istiyor. Bunun üzerine oğlan karısını yuvadan alıyor ama bu arada komşu kuaförün de camlarını indiriyor. Kuaför de oğlanı şikâyet ediyor ve yakalattırıyor…
YAZININ DEVAMINI OKUMAK İÇİN TIKLAYINIZ
SON VİDEO HABER
Haber Ara