Bu kaset Türkiye'de kıyameti koparacak
Süleyman Özışık'ın bugünkü köşe yazısında çarpıcı bilgilere yer veriliyor.
12 Yıl Önce Güncellendi
2014-03-05 12:20:29
Nice zamandır kulağımıza en üst perdeden çalınan uğursuz kavgada son kozların oynanacağı güne yaklaşıyoruz. Şüphesiz ki bu kavga dün başlamadı, yakın zamanda bitecekmiş gibi de görünmüyor. 17 Aralık'tan beri Türkiye'yi saran yangının dumanı daha epey süre, bir sis perdesi gibi gözlerin görmesine engel olacak anlaşılan.
Adına cemaat dediğimiz kurumunun yöneticileri imkansıza and içmiş anlaşılan. Kulaklar, "Bu kavganın galibi olmayacak" diyen bilge insanların sözlerine kapanalı çok olmuş.
Kadim dostlarının en can alıcı ihtarları bile onların akıllarını başlarına getirmiyor. Söyledikleri tek şey var:
"Sadece biz hak yoldayız! Sadece bizim hocamız doğru! Bu işin en doğrusunu bizden başkası bilemez! Biz birşey yapıyorsak bir hikmeti vardır! Zaman bizim haklı olduğumuzu gösterecek. Yakında sokağa çıkacak yüzünüz olmayacak. Bize dokunan Gayretullah'a dokunur. "
Pensilvanya sakinin 40 yıllık şöhretinde bir doğruluk payı varsa, işler bu kadar çirkinleşmemeli, kavga bu duruma hiç gelmemeliydi. Çevik Bir'e korku titremeleri arasında ve bir çırpıda peşkeş çekilen dershaneler, Erdoğan'ı boğmak, bu kadim ülkeyi yangın yerine çevirmek için can alıcı bir bahane olmamalıydı.
Ama oldu!
Hiçbir insana, hiçbir Müslüman'a yakışmayacak aşağılıkta bir kavga yaşanıyor ve biz günlerdir bu kavgayı aciz, şaşkın ve bezgin bakışlarla izliyoruz. Gayrı resmi dinlemeler, medya patronları ve işadamlarının belaltı kasetleri, siyaset ve iş dünyasının mahrem konuşmaları ortalıkta hayasızca dolaştırılıyor.
Bunun yanısıra devletin asla başka kulaklara fısıldanmaması gereken en can alıcı bilgileri bir ihanetle ele geçiriliyor ve kimbilir hangi dış güçlerin ellerine servis ediliyor.
Başbakan Erdoğan'ın oğlu Bilal Erdoğan'la yaptığı iddia edilen konuşmalar günlerdir tartışılıyor. Ondan önce de Fethullah Gülen'e ait olduğu iddia edilen kasetler yayınlanmıştı.
Kasettlerde ananas, ihaleler, banka kurtarma, Koç'a "Maliye geliyor hazırlıklı ol" ihbarı, "ABD ile aramız açılmasın" gibi pek çok nahoş konuşmalar yer alıyordu.
Dikkat ettiniz mi?
Gülen'e ait olduğu iddia edilen o kasetler yayınlandığında Hocaefendi, avukatı aracılığıyla bir kendini savunmuş, kasetlerin tamamen montaj olduğunu, iddia sahiplerinin iddiasını ispatlamasını istemişti.
Bir tek Allah'ın kulu üzerinde durdu mu?
"Hadi bu kasetleri TÜBİTAK'a gönderelim, hadi ses analizi yapalım. Bakalım hoca yalan mı yoksa doğru mu söylüyor?" dedi mi? Cemaat medyası, "Bu kasetlerin montaj olduğunu ispatlarız" diyerek meydan okudu mu?
Yok!
Bunun yerine tam da yukarıda yazdığım şeyler yapıldı.
"Sadece biz hak yoldayız! Sadece bizim hocamız doğru! Bu işin en doğrusunu bizden başkası bilemez! Biz birşey yapıyorsak bir hikmeti vardır! Zaman bizim haklı olduğumuzu gösterecek. Yakında sokağa çıkacak yüzünüz olmayacak. Bize dokunan Gayretullah'a dokunur" denildi.
Erdoğan günlerdir meydanlarda, "Benim olduğu iddia edilen ses kayıtları montaj ve dublajdır" diyor. Yani Fethullah Gülen ne diyorsa aynısını söylüyor. Hocaefendiyi aklamaya çalışan cemaat medyası ve sosyal medyada soytarımsı hareketlerle twitler atan güruh ne yapıyor? Erdoğan'ı bu kayıtlar üzerinden ipe çekmeye çalışıyor değil mi? "Biz iddia ederiz, sen ispatla" diyor.
YAZININ DEVAMINI OKUMAK İÇİN TIKLAYINIZ
SON VİDEO HABER
Haber Ara