Paralel açık hava hapishanesi mi istiyorsunuz?
Akşam Gazetesi yazarı Mehmet Ocak'tan, dün Yeni Şafak ve Star'ın ortaya çıkardığı sahte 'Selam terör örgütü'nün amacının, 'paralel açık hava hapishaneleri' kurmak olduğunu söyledi.
12 Yıl Önce Güncellendi
2014-02-25 12:58:46
İşte Ocaktan'ın yazısı:
İnsan yazarken utanıyor, hiçbir kutsalla, dini değerle, ahlakla açıklanması mümkün olmayan tarihin en utanç verici dinleme skandalıyla karşı karşıyayız.
Binlerce insan; içinde kimler yok ki siyasetçiler, gazeteciler, işadamları, aydınlar, sanatçılar, vakıflar, cemaatler, STK'lar, gazete ve televizyon merkezleri, kamu kurumları, bakanlıklar, üniversite santralları, CHP genel merkezinin santralı, hukuk büroları, binlerce kişinin çalıştığı işyerleri ve kreşler…
Somut olarak 7300 telefondan söz ediyoruz. Buna işyerlerinin ve resmi kurumların santrallarını da eklediğinizde neredeyse 20 bine ulaşan korkunç bir rakamla karşılaşıyorsunuz.
Yani Cumhurbaşkanlığı'ndan Başbakanlığa, bakanlıklardan MİT'e, televizyonların reji odalarından bankalara kadar dinlemedikleri, dosyalamadıkları kimseyi bırakmamışlar.
Kendilerinden olmayan ya da kendilerine yan bakan herkese öyle tuzaklar kurmuşlar ki, kelimenin tam anlamıyla insanın kanı donuyor.
Uydurdukları hayali 'Selam terör örgütü' adı altında bu ülkenin vatandaşlarına, kurumlarına 'devlet düşmanı', 'vatan haini' ve 'örgüt üyesi' etiketi yapıştırmaktan çekinmemişler.
Öyle anlaşılıyor ki hayali örgütler icat ederek, şemalar oluşturarak yapılan bu ahlaksız dinlemelerle, fişlemelerle esas itibarıyla düzmece bir yargılamayla 'paralel açık hava hapishaneleri' kurmayı amaçlamışlar.
Artık işin vahameti bütün çıplaklığıyla karşımızda duruyor. Devletin kılcal damarlarına kadar işlemiş olan paralel çeteler, darbeye giden yolda yıllardır en ince ayrıntılarına kadar planlar yapmışlar, susturacakları ya da tasfiye edecekleri kişiler ve kurumlar için şantaj listeleri hazırlamışlar. Açıkçası yapılan bu hazırlıkları, darbe sonrasının kıyım listeleri olarak görmek gerekiyor.
17 Aralık'ın nasıl karanlık bir darbe girişimi olduğunu şimdi daha iyi anlıyoruz. Yolsuzluk, rüşvet, örgüt gerçekten bir bahaneymiş. Meğer uzun kulaklar ülkeyi baştan sona bir kumpasın içine sokmak için akılalmaz işler yapmışlar. Öylesine sinsi bir plan ki kimsenin itiraz edemeyeceği, kimsenin direnemeyeceği dinleme listeleri hazırlayıp aba altından sopa göstererek tam bir şantaj terörünü sistematik hale getirmişler.
Bu dinleme skandalı, yıllarca dost ve kardeş bildiklerinizin nereye kadar gidebileceklerini ve ne tür kötülükler tezgâhlayabileceklerini göstermesi açısından da son derece manidar.
Şimdi, günlerdir köşelerinde ayetler okuyarak yazılar yazan "Medya, medya olalı bu kadar yerlerde sürünmedi. Yalan söylüyorlar, karalama yapıyorlar, hakaret ediyorlar. İnsan sormaya utanıyor eski dostlarına: Yahu hiç mi kutsalınız kalmadı? " diyerek milletin gözlerinin içine baka baka paralel savunuculuğu yapanlara sormak gerekiyor. Uydurma terör örgütü kılıfıyla binlerce insanı dinlediği artık yargı kayıtlarıyla kanıtlanan paralel yapının ahlaksızlıklarına karşı söyleyecek bir çift sözünüz de yok mu Allah aşkına?
İster İslami değerler, ister insani değerler, isterse ahlaki değerler açısından bakın ama nereden bakarsanız bakın bunun adı haysiyet cellatlığıdır, insan hak ve özgürlüklerinin iğfal edilmesidir.
Biliyorum, başkalarının hayatı, mahremiyeti söz konusu olunca İslam da, ahlak da sizin için bir anlam ifade etmiyor. Bari Allah'ın yarattığı bir kul olarak, ortalığa saçılan bu paralel kirliliğe bir kez olsun isyan edin…
Eğer bu ülkede devlet varsa, hukuk varsa bu ihanetin, millete yapılan kötülüğün hesabı mutlaka sorulmalıdır.
Şimdi sınav zamanı günlerdir demokratlık gösterisi yapan, insan hakları masalları anlatan, "Hükümet cemaatleri tasfiye etmeyi planlıyor" yalanları üretenlerin kaç kuruşluk demokrat olduklarını, nasıl bir İslami hassasiyet içinde olduklarını hep birlikte göreceğiz. Bakalım kimler demokrasiye ayarlı, kimlerkoca kulakların emrinde bekleyip görelim…
SON VİDEO HABER
Haber Ara