Köşe yazarları telekulak skandalını nasıl gördü?
Türkiye’nin önemli akademisyen ve yazarları, paralel yapının karanlık tuzağı olan telefon dinleme skandalında hedefin Yeni Türkiye olduğuna dikkat çekerek, bu hukuksuzluğa bir an önce DUR denmesi gerektiği konusunda birleşti.
12 Yıl Önce Güncellendi
2014-02-25 12:25:54
Türkiye’nin önemli akademisyen, siyaset bilimci ve yazarları da köşe yazılarında yaşanan hukuksuzluğu, dinleme skandalını kaleme alarak can alıcı analiz ve uyarılarda bulundu.
İşte o çarpıcı analizlerden satırbaşları:
SKANDAL DİNLEME LİSTESİNİN AKLI!
Taha Özhan – Star:
Ortaya çıkan ‘dinleme listesinin’ bizlere söylediği iki şey var. Birincisi bu kesinlikle bir dinleme listesi değil. İkincisi neo-vesayet odağın ve Gülen Grubu’nun nasıl bir kaotik ve naif dünyada yaşadığını şimdi daha iyi anlıyoruz. Şu ana kadar listedeki isimlerden ortaya çıkan manzaranın söylediği tek şey belli bir mimari yaklaşımla, binlerce kişi, dinleme havuzuna dahil edilmiş.
KİMLER KOCA KULAKLARIN EMRİNDE?
Mehmet Ocak – Akşam:
İster İslami değerler, ister insani değerler, isterse ahlaki değerler açısından bakın ama nereden bakarsanız bakın bunun adı haysiyet cellatlığıdır, insan hak ve özgürlüklerinin iğfal edilmesidir.
Biliyorum, başkalarının hayatı, mahremiyeti söz konusu olunca İslam da, ahlak da sizin için bir anlam ifade etmiyor. Bari Allah'ın yarattığı bir kul olarak, ortalığa saçılan bu paralel kirliliğe bir kez olsun isyan edin…
Eğer bu ülkede devlet varsa, hukuk varsa bu ihanetin, millete yapılan kötülüğün hesabı mutlaka sorulmalıdır.
Şimdi sınav zamanı günlerdir demokratlık gösterisi yapan, insan hakları masalları anlatan, "Hükümet cemaatleri tasfiye etmeyi planlıyor" yalanları üretenlerin kaç kuruşluk demokrat olduklarını, nasıl bir İslami hassasiyet içinde olduklarını hep birlikte göreceğiz. Bakalım kimler demokrasiye ayarlı, kimler koca kulakların emrinde bekleyip görelim…
TÜRKİYE TEZMİLENMELİ
Ahmet Taşgetiren – Star:
Öyle bir kumpasla karşı karşıya ki Türkiye, hakim IMEI numarası ile önüne konan bir dinleme talebini onaylarken, aynı zamanda kendi telefonunun dinlenmesine karar verdiğinin farkında olamıyor!!!
Bu 7 bin kişinin dinlenmesi... Dile kolay. Bu dosyaları hangi polis yapısı hangi ihbarlardan yola çıkarak hazırladı, hangi savcının önüne geldi, hangi hakim kararı onayladı ve elde edilen dinleme kayıtları nerede? Kimin canı nasıl yandı bu dinlemelerle? Bir de, böyle tanınmış sima olmayıp da dinleme cenderesine sokulan sade insanların başına neler geldi?
Bu soruların her biri, yaşanan belanın boyutlarını gösteren sonuçlar verebilir. Polisteki terfi ve tenziller için öyle dosya hikayeleri anlatılıyor ki, dudak uçuklar.
Türkiye temizlenmeli, temizlenmeli, temizlenmeli!
DEVLET İHLALLERE DUR DEMELİ
Ufuk Ulutaş – Akşam:
Cumhurbaşkanı'nı, Başbakan'ı, bakanları, MİT Müsteşarı'nı kısacası kafasına göre herkesi dinleyen bir yapıyla karşı karşıyayız. Bu hukuksuzluğun iki yönü var: Birincisi, kişilerin muhtelif hak ve hukuklarının ihlal edilmesi, ikincisi ve daha büyük resim ise devletin güvenliğinin ihlal edilmesi. Her ikisi de ayrı ayrı ele alınması gereken suçlar. Bu noktada kişiler kendi haklarına, devlet ise hem kendi hem de vatandaşlarının haklarına sahip çıkmalı.
Durdurulan TIR'lardan yurtdışında yürütülen karalama kampanyalarına, içi oyulan devletten halk üzerindeki psikolojik harekatlara, karakter suikastlarından seçim öncesi siyasi mühendislik çabalarına, hukuk ihlallerinden espiyonaj faaliyetlerine kadar geniş yelpazede çalışan bir paralel yapı var.
Nereye el atsanız paralel yapılanmanın çıktığı Türkiye'de artık "dinleyenler" susmalı, hukuk konuşmalı.
NASIL BİR AHLAK, NASIL BİR HAYA…
Yalçın Akdoğan – Star:
Çok iyi tanıdığınız insanların terör örgütü üyesi gibi gösterilmesi, kirli kumpaslara kurban edilmesi hiç mi vicdanınıza dokunmuyor?
Nasıl bir ahlak, nasıl bir haya, nasıl bir vicdan bunları görmezden gelir? Hiçbir şey yokmuş gibi üste çıkmaya çalışmak, kendi kirli yöntemlerini başkalarına isnat etmek nasıl bir hayasızlıktır?
Bu millet size bunun için mi destek verdi?
Binlerce kişiyi dinleyin, kimini çeteye sokun kimini terör örgütüne, kimine şantaj yapın kimini itibarsızlaştırın... Sonra da tüm bu pislikleri yapan örgütü ağlak propagandanızla mazur göstermeye çalışın.
Bu millet yedi düvele meydan okudu, sizin mi esiriniz olacak? Korkaklar, hayalet yapıların arkasına saklanır. Cesareti olanlar ortaya çıkar mertçe mücadele eder.
Yüzü olmayan yapıların propagandacıları da böyle yüzsüz oluyor anlaşılan...
VAH ZAVALLI MEDYAM!
Cem Küçük - Yeni Şafak:
Vah zavallı medyam. Bugün Hürriyet, Milliyet, Vatan, Habertürk sizce hükümetten mi korkuyorlar yoksa paralel yapıdan mı? İnanın çok yazık. 7 bin, belki 40 bin kişi dinlenmiş. Ortada bir rezalet var ama bir kısım medyada tık yok. Bu ne korku. Gezi'de haberler verilmiyor diye kıyamet koparıyordunuz, şimdi ne değişti? Yoksa sizin özgürlüğünüz size dokunulunca mı geçerli oluyor?
Bir de beraber dinlemişler diye haber yapanlar var. Özellikle Radikal bunu yapıyor. Yani hükümet kendisini paralel yapıya dinletmiş öyle mi? Başbakan'ın siyasi başdanışmanı Yalçın Akdoğan'ı, Numan Kurtulmuş ve ailesini hükümet dinletmiş? Selam Terör Örgütü'nü hükümet uydurmuş. O yüzden hükümet en yakınındakileri bile dinlemeye dahil etmiş. Ne diyeyim ben size? İnsan bunu yazarken utanır.
HERKESİN HAYATINA GİREBİLEN BİR GÜÇ
Mustafa Karaalioğlu – Star:
Yolsuzluk, rüşvet, örgüt vs. bu noktada bahanedir. Ülkeyi baştan sona bir Big Brother düzenine sokmaya niyetlenmiş ve bu yolda akıl almaz mesafeler katetmiş bir yapının uzun kulakları ve derin gözleri çalışıyor. Yıllardır çalışıyor...
Toplumun, devletin, yasaların, anayasanın hukuk adına verdiği bütün yetkileri kendi planları için kullanarak çalışıyor.
Yetkili yetkisiz, bilinen bilinmeyen bütün insanların telefonları dinleniyor, işadamlarının kayıtları alınıyor, gazetecilerin nefes alışları bile kaydediliyor. Yetmiyor başbakanın soluk alışı bile izleniyor,Erdoğan için değil ülke için gizli olması gereken her şey kaydedilip yayınlanıyor.
Ne için? Kimsenin kendilerine itiraz edemeyeceği, kimsenin direnemeyeceği, kimsenin sesini çıkaramayacağı bir düzeni kurabilmek için.
Kim iki cümle etmeye kalkacak olsa, demokrasiye destek verecek olsa aba altından sopa gösterebilmek için.
Demokrasi ve hukuk adına kaygı taşıyanlar, ideolojik öfke ve sempatisinden bir an için arınıp bu gerçeği düşünmek zorundadır. Ki, yarın da bu ülkeden demokrasiden söz edebilelim.
SON VİDEO HABER
Haber Ara