Dolar

34,9466

Euro

36,7211

Altın

2.977,22

Bist

10.125,46

Şahin Alpay: Türkiye, İran’a benzedi mi?

Zaman Gazetesi yazarı Şahin Alpay bugünkü yazısında son olayların ışığında Türkiye ve İran'ı karşılaştırdı...

12 Yıl Önce Güncellendi

2014-02-20 04:42:39

Şahin Alpay: Türkiye, İran’a benzedi mi?

İşte Şahin Alpay'ın "Türkiye, İran’a benzedi mi?" başlıklı o yazısı:

İran, geçen hafta, 11 Şubat günü İslam devriminin 35. yıldönümünü kutladı. El Cezire’nin İngilizce yorum sayfası bu vesileyle benden, İran devriminin Türkiye’ye etkisi üzerine bir yazı istedi.

Konu ilginç, zira iktidardaki ilk yıllarında AKP’nin Türkiye’yi İran’a benzeteceği iddiası Kemalist laiklik yanlıları arasında hayli yaygındı. İddia haklı çıktı mı? El Cezire’de özetle şunları yazdım:

İran’da İslam Devrimi ve Türkiye’de AKP’nin iktidara gelişiyle iki ülkenin devletlerarası ilişkilerine tarih boyunca damgasını vuran “hem işbirliği, hem rekabet; hem uzlaşma, hem çatışma” niteliği değişmedi, hatta belki daha belirgin hal aldı. İslam Devrimi’nin İran’ı Türkiye halkı açısından model ülke, cazibe merkezi haline getirdiği ise kesinlikle söylenemez. Aksine, dizginlerin Şii din adamlarının elinde olduğu yarı teokratik yarı demokratik rejim İran’ı Türkiye toplumuna daha da yabancılaştırmıştır.

İslam Devrimi’nin Türkiye’deki İslamcı akım üzerindeki etkisine gelince, şu hususlar dikkate alınmalıdır: İran’dan farklı olarak Sünni çoğunluklu Türkiye’de din adamları, gerek Osmanlı gerekse Cumhuriyet döneminde her zaman siyasi otoriteye tabi olmuş, hiçbir zaman bağımsız bir siyasi güç oluşturmamıştır. İran’da Humeyni’nin geliştirdiği “velayet-i fakih” öğretisiyle birlikte din adamlarının siyasi rol üstlenmeleri Türkiye toplumunun siyasi değerlerine ters düşmüştür.

İran’dan farklı olarak Türkiye, 1950’lerden itibaren askerî vesayet altında ve kısıtlı da olsa demokratik bir rejime sahip olmuştur. İslamcı akım, 19. yüzyıldan itibaren liberal ilkelerle İslami değerlerin sentezini yapan, güçlü bir anayasacı damara sahip olmuş; 1970’lerden itibaren, çeşitli yasak ve baskılara rağmen örgütlenme ve demokratik siyasete katılma imkânı bulmuştur. Bu nedenlerle radikal, devrimci unsurlar hayli sınırlı kalmıştır.
YAZININ TAMAMINI OKUMAK İÇİN TIKLAYINIZ!!!

Haber Ara