Dolar

34,9466

Euro

36,7211

Altın

2.977,22

Bist

10.125,46

Türkiye Gazetesi yazarı cemaati bombaladı

Türkiye gazetesi yazarı Yıldıray Oğur, bugünkü yazısıyla 'paralel yapı ve Gülen örgütünün vesayetine' bir kez daha “hayır” dedi.

12 Yıl Önce Güncellendi

2014-02-05 10:58:09

Türkiye Gazetesi yazarı cemaati bombaladı



Oğur Türkiye’deki “kullanışlı aptallık tarihi”ni de anlattığı yazısında, mezarlardan ölüleri, Kamboçya’dan öğretmenleri kaldırıp oy vermeye çağıran bir cemaatin bütün bunları yapabileceğini, düğmeye bastığında harekete geçen bir paralel devlete sahip olduğunu, Koç’a bir ananas, Haberal’a cuma namazında bir omuz mesafesine kadar geldiğini görememeleri için de “utancı bizim olsun” diye yazdı.

Oğur’un Türkiye’nin inşa sürecinin paralel örgütün tasfiyesi ile tamamlanacağını kaydettiği yazısından çarpıcı bölümler şöyle:

90′LARIN KULLANIŞLI APTAL GAZETECİLERİ

1994’te daha sonra AİHM’de rekor tazminata çarptırılan Kürt köyü jetlerle bombalanırken, köyler yakılırken, binlerce faili meçhul cinayet işlenirken kullanışlı aptalları oynayan o günkü gazetelerin Genel Yayın Yönetmenleri, köşe yazarları ancak bugün gerilla anılarını yayınlayıp, Kandil’e gitme planları yapıyorlar.

28 ŞUBAT’IN KULLANIŞLI GAZETECİLERİNİN FARKI APTAL OLMALARIYDI

Barışı yapmaya çalışan Özal’a karşı Emin Çölaşan’ı tutan kullanışlı aptalların hikâyeleri yazılmayı bekliyor. 28 Şubat’ın kullanışlı gazetecilerinin farkı aptal olmamalarıydı. Şeriat korkusuyla nasıl kullanıldıklarının farkına varanlardan nedamet getirenlerin sayısı hâlâ bir elin parmaklarını geçmez.

2000’lerin başındaki darbe planlarının, sonra Cumhuriyet Mitinglerinin, 27 Nisan’ın kullanışlı aptallarının, karargahlara gidip darbe dilenen profesörlerin, paşalarla darbe toplantısı yapan medya patronlarının, gazetecilerin zavallı hikâyeleri iddianamelerden, günlüklerden okunabilir.

TÜRKİYE’NİN “KULLANIŞLI APTAL” TARİHİ

Ama Türkiye’nin “Kullanışlı Aptal” tarihi burada bitmiyor. Bundan sonrası da tarihçiler tarafından yazılacak. Onlara torpil geçilmeyecek. Ve şu ana kadarki kısmını konforlu koltuklarından izleyenlere uzatılacak bu kez parmaklar.

Demokratikleşme, sivilleşme için, askerî vesayete karşı iyi niyetli duyguları, öfkeleri sömürülen liberal-sol-demokrat aydınların, gazetecilerin kullanışlılık hikâyeleri de eklenecek bu tarihe.

Bundan kimse kaçamaz. Burası öz eleştiri sevmeyen bir ülke. Öyle olmasa Sarıkamış’ı 90, 1915’i 85, Dersim’i 70 yıl sonra konuşur muydu? İlk öz eleştiri veren bütün suçları üstlenmiş olur.

Bugüne kadar haklı olarak herkesi geçmişiyle yüzleşmeye çağıranlar, herkesi parmaklarını uzatıp öz eleştiriye davet edenler bu kez yüzleşmeye ve öz eleştiriye çağrılıyor ve çağrılacak.

Gelmek istemeyecekler, “ama ben” diye tarihi tersten yazmaya çalışacaklar, tıpkı diğerlerinin yaptığı gibi.

TARAF’IN KULLANIŞSIZ KURNAZLIĞI

Tıpkı birkaç gün önce Taraf’ın sürmanşetten yaptığı gibi.

Hatırlatırım, çalıştığım yıllarda Taraf’ın yayınladığı Kafes Planı haberinin sonradan düzmece olduğunun ortaya çıktığını yazdığım yazıda kendi öz eleştirimi verirken “Kullanışlı Aptal” sözünü bizzat kendim için kullandım. Aynı sözü bana karşı hakaret olarak kullanmak gibi “buluş”lara tevessül edenlerin “kullanışsız kurnazlıkları” insanda cevap verme isteği bile uyandırmıyor o yüzden.

Tam da Kafes’in de içine atıldığı Poyrazköy Davası’nda kalan beş tutuklu sanığın da tahliye edilmesinden sonra, somut iddiaların olduğu bir yazıya verilecek cevap “Hayır yanılıyorsun yine, o dava şöyle şöyle haklıydı ve o haber doğruydu” olmalıydı.

“SALAK SENSİN TAAAAM MI” GİBİ ERGEN LİSELİ ATARLARI

Yoksa içim sızlayarak baktığım eski ve bir zamanlar çok sevdiğim gazetem Taraf’ın sürmanşetindeki yazı gibi “salak sensin taaam mı” gibi ergen liseli atarları değil.

KENDİNİ LACİVERT ÜNİFORMALILARIN VESAYETİNE TERK ETMİŞ KULLANIŞLILAR

Haklılar onlar kullanışlı aptal değil. O yazıda kullanışlı bile olamayacak saf bir aptallık var sadece. Ama bu çeşit bir aptallığı bile kullanışlı bulanlar var demek ki. Haki renkli üniformalıların vesayetine kafayı takıp, kendini lacivert renkli üniformalarının vesayetinin şefkatli kollarına terk etmiş bir kullanışlılık bu. Yani bir tane iddianamenin tek bir sayfasını okumamışların gerçek karşısında sarımsaklar çıkarmasının sebebi bağnazlık olmasa gerek. Bu gayet gözü açık, kullanışlı bir ahlaksızlık.

“Kartaca yıkılmalı, Erdoğan gitmeli” diyenlerin her şeyi mubah buldukları bir kullanışlı ahlaksızlık bu. Polis radyosuna dönmüş gazetede sosyalist ütopya pazarlamacılığının, barış karşıtı paralel devletle paralel hattan hükümeti barıştan vurmaların başka bir açıklaması zor bulunur.

ÖZELEŞTİRİYE CESARET EDENLERİ ENTELEKTÜEL BİR CADI AVI BEKLİYOR

Balyoz’da Taraf’ın haberinden sonra çıkmış Gölcük cd’lerinden birini şüpheli hale getiren bilirkişi raporunu bile “Polislerimiz, savcılarımız en iyisini bilir” diye karşılamanın gönüllü kullanışlılık dışına bir açıklaması zor bulunur.

Zor olacak. Öz eleştiriye cesaret edenleri entelektüel bir cadı avı bekliyor. Başlarında dönek, satılık diyen zamane Emin Çölaşanlarını bulacaklar. Kaça satıldığın sorulacak, geçmiş kafana vurulacak. “Niye şimdi” diye sigaya çekileceksin.

CEMAATİN BÜTÜN BUNLARI YAPABİLECEĞİNİ ERKEN GÖRMEMENİN UTANCI BİZİM OLSUN

Hanefi Avcı’nın bile 2009’a kadar şüphelenmedim dediğini, hükümetin çok safmışız dediğini o kadar erken görmemiş olmanın utancı bizim olsun. Mezarlardan ölüleri, Kamboçya’dan öğretmenleri kaldırıp oy vermeye çağıran bir cemaatin bütün bunları yapabileceğini, düğmeye bastığında harekete geçen bir paralel devlete sahip olduğunu, Koç’a bir ananas, Haberal’a cuma namazında bir omuz mesafesine kadar geldiğini görmemek de.

Taraf’ta Sri Lanka’daki kolejdeki bir öğretmen maaşından az alırken göremediğimizi, Türkiye’de ABD’deki charter okulundaki öğretmenin maaşından az alırken görmek de.

BERLİN DUVARI’NIN ÇÖKÜŞÜNÜ KABUL ETMEYEN KOMÜNİSTLERE BENZİYORSUNUZ

Ama hiçbiri sizi kendi hesabınızı vermekten kurtaramayacak. Bilmem farkında mısınız; Berlin Duvarı’nın çöküşünü kabul etmeyen komünistlere benziyorsunuz.

İNŞA SÜRECİ ÖNCE TASFİYE KİRLİLİĞİNİ TEMİZLEYEREK BAŞLAR

Türkiye 60 yıllık askeri vesayeti tasfiye etti. Her tasfiye süreci kirlidir. Biz de temizlenirken kirlendik. Şimdi bir inşa sürecindeyiz. Ve her inşa süreci işe önce tasfiye kirliliğini temizleyerek başlar. Bugün yeniyi inşa etmeden önce ilk yüzleşmemiz gereken gerçek şudur: Derin devleti tasfiye ederken bir paralel devletimiz oldu. Dün demokratlık o derin devlete karşı çıkmaktı, bugün ise onun mirasçısı paralel devlete. İsyan ahlakıyla hesap sorduktan sonra şimdi sorumluluk ahlakıyla hesap vermenin zamanı geldi. Yeni ve temiz bir Türkiye; belki herkes biraz kirlendikten sonra kurulacak ancak…

Kullanışlı aptallık köprüden önceki belki son çıkışınız olabilir. Bundan sonraki tek yol kullanışlı ahlaksızlığa gidiyor çünkü…

SON VİDEO HABER

Uçakta olay çıkarıp, 'Türkiye'yi satın alırım' diye tehdit etti

Haber Ara