Dolar

34,9466

Euro

36,7211

Altın

2.977,22

Bist

10.125,46

Akdoğan'dan çok sert mesajlar

Başbakan Erdoğan'ın danışmanı Yalçın Akdoğan, bugünkü 'Hesap Günü' adlı yazısında çok sert ifadelere yer verdi: İşadamlarından gazetecilere, siyasetçilerden bürokratlara ve hatta kendi imamlarına kadar herkesi dinleyen, dosyalayan, tehdit eden hastalıklı bir yapı dünya üzerinde görülmemiştir.

12 Yıl Önce Güncellendi

2014-02-04 10:22:22

Akdoğan'dan çok sert mesajlar

Akdoğan, bugünkü köşesinde şu ifadelere yer verdi...

PARALEL YAPININ KİRLİ OYUNLARI ZİRVE YAPTI

Hükümeti dini cemaatlere karşıymış gibi göstermek iftira ve yalanın dik alasıdır. Başbakan güya ‘alnı secdeli insanların kökünü kurutma’ kararı almış. İnsaf! Acaba cemaatler bu tezviratı yapanlardan mı yaka silkiyor yoksa hükümetten mi? Gidin bir dinleyin alnı secdeli insanlar ne anlatıyor. Bürokrasideki alnı secdeli insanlara ne tür tezgahlar kuruldu, ocaklar nasıl söndürüldü? Nur cemaatlerini bir dinleyin bakalım. Yargıdaki, emniyetteki, bakanlıklardaki alnı secdeli bürokratları bir dinleyin bakalım, ne mağduriyet hikayeleri var... Paralel yapının tahammülsüzlüğü ve kirli oyunları zirve yapmıştır.

HİÇBİR ÇETE ÖZEL HAYATI BU KADAR TARUMAR ETMEMİŞTİR

Siyaset mühendisliğine soyunan istihbarat çeteleri ülkenin seçilmiş iktidarını hedef aldığı gibi neredeyse tüm bireyleri tek tek hedefe koymuş. Yeryüzünde hiçbir çete özel hayatı bu kadar tarumar etmemiştir. İşadamlarından gazetecilere, siyasetçilerden bürokratlara ve hatta kendi imamlarına kadar herkesi dinleyen, dosyalayan, tehdit eden hastalıklı bir yapı dünya üzerinde görülmemiştir. İnsanlar bir yere kadar korkunun esiri olurlar. Bir yerden sonra esaret zincirleri kırılır. Şantajla esir alınan bireylerden oluşan bir toplum ancak korku toplumu olur, bu ise sürdürülemez bir durumdur.

AFEDERSİNİZ AMA SALAĞA YATMAK ADET HALİNİ ALDI

Afedersiniz ama salağa yatmak adet halini aldı. Ama artık kimse bunu yutmuyor. Efsunlanmış gibi konuşan insanların şefkat yüzünün altındaki kirli eşkal beliriyor.

Ülkenin seçilmiş başbakanına her türlü yakışıksız ifadeye kullananların nezaketten bahsetmesi hiç inandırıcı olmuyor. Nefret diliyle top ateşine tutulan Başbakan büyük sabırlardan sonra kendini savununca yaygara koparılıyor.

İslam ümmeti öyle bir basirete ve hikmete sahiptir ki hiçbir hastalıklı yapıyı bünyesinde barındırmaz. Türkiye Cumhuriyeti’nin tahammül edemeyeceği tek şey yabancıların maşası olmuş, dış güçlerin tetikçisi olmuş örgütlerdir.

Biz kardeşlik/uhuvvet, ihlas, merhamet, muhabbet dediğimizde bön bön bakanlar birdenbire şefkat ve merhameti hatırladılar. Bu milletin içine fitne düşmesin, muhafazakar camia arasına ayrılık tohumları ekilmesin, husumet neşvünema bulmasın dediğimizde soğukkanlı stratejist gibi devletçilik raconu kesenler şimdi hükümete fitne uyarısı yapıyorlar. Biz itidal çağrısı yaptığımızda burun kıvıranlar şimdi sükunet konuşmaları yapıyorlar.

GÜVEN BİR KERE SARSILIRSA

Güven bir kere sarsılırsa yeniden kazanılması zordur. Her türlü imkanı elde edip hükümete tuzak kuranlar, milletin seçilmiş iktidarını arkadan hançerleyenler Allah’a zaten hesap veremeyecekler ama milletin ma’şeri vicdanda da makes bulamayacaklar. Kimse milletin basiretiyle dalga geçmesin. Milleti enayi yerine koyanların akıbeti bellidir. Millete siyasi olarak yanlış yapanlar sandıkta hesabını verirler, ancak milletin maneviyatıyla oynayanların yaptıkları ancak hesap gününde temizlenebilir.

Allah’tan ahiret var da kimin ne yaptığı, ne filmler çevirdiği, ne yalanlar uydurduğu bir bir ortaya çıkacak. Küfr devam eder ama zulüm devam etmez. Haksızlığa uğrayanların ahı bütün kumpasları, bütün tuzakları bir bir tersine çevirir.

Kendi ülkesine bu boyutta zarar vermeye yeltenmek için hesap gününden korkmayan bir anlayışa sahip olmak gerekir. Bu derece gözü dönmüşlüğün kamu vicdanına toslaması kaçınılmazdır.

YAZININ TAMAMINI OKUMAK İÇİN TIKLAYINIZ

Haber Ara