Ali Bulaç: Toplumu barut fıçısına dönüştürüyor
Zaman Gazetesi Ali Bulaç bugünkü yazısında cemaat-hükümet kavgasında yapılan konuşmaları ele aldı...
12 Yıl Önce Güncellendi
2014-01-30 02:37:21
İşte Bulaç'ın o yazısı:
28 Ocak Salı günü Sayın Cumhurbaşkanı’yla birlikte Roma’ya gitmek üzere uçağa bindik.
Mutad olduğu üzere uçakta gazete dağıtımına başlandı. Hostes hanıma “Zaman var mı?” diye sordum. “Yok” diyor, olan gazeteleri sıralıyor. Ben de “Bana resmi görüşü temsil eden bir gazete verin” diyorum. Gülümsüyor. İsimlerini vermeyeceğim ama sahiden artık değil “yarı resmi El Ehram”, “sivil resmi” konumda yayın yapan iki gazete aldım. “Neden Zaman yok, THY’nin bir gazeteyi boykot etme yetkisi var mı?” diye soruyorum, “Lütfen bunu en tepedeki yetkilinize iletin. THY, yolcularının, ambargo koyduğu gazetelerden haber alma ve yazarları perspektifinden olayların yorumunu öğrenme hakları”nı ellerinden alamaz. Başında dindar muhafazakâr yöneticilerin bulunduğu THY’ye bakın, hükümete eleştirel bakan gazeteleri yasaklıyor, bununla da yetinmeyip “Bank Asya’yı batırma” planı çerçevesinde kuruma ait parayı finans kuruluştan çekip TMSF’nin el koymasına müsait hale getiriyor. Bank Asya kulvarında başka 9 banka var, bir sistemi çökertme pahasına “intikamcı” uygulamalara imza atılıyor. Bu nasıl “dindarlık, bu nasıl vicdan!” Hani “Bir topluluğa olan kinininiz sizi adaletten ayırmamalı” değil miydi?
Kaderin tecellisine bakın, arkada oturan Sedat Ergin, bana Zaman uzatıp “Burada yoksa bende var” diyor. Yanımda Türkiye’den Nuri Elibol –o da neden Zaman dağıtılmadığını soruyor-, arkada Milliyet’ten Kadir Gürsel gülüşüyoruz. Hürriyet’ten Ergin, “Bu kıyağımı da unutma” diyor. Birkaç kişinin Zaman isteğine karşılık verilmediğini öğrenen Cumhurbaşkanı danışmanı kızıyor, “Neden Zaman da uçağa alınmamış?” diye çıkışıyor.
Bizler kenara itilmiş, dışlanmış, horlanmış bir toplumun insanlarıyız. 100 senelik büyük, acılı bir mücadeleden sonra toplumsal merkez, bürokratik merkezi meşru yollarla geriletip son 10 senede iktidar oldu. Bu iktidarın vücud bulmasında 100 yıllık bir mücadele, bu mücadeleye katılmış her gruba, cemaat, tarikata mensup veya mütedeyyin insanların emeği, duası, acısı var. Eğer bugünün gururlu muktedirleri bu başarıyı tamamen kendilerine ait zannedip devleti, erkleri temellük ediyorlarsa günah işliyorlar. Hiçbir emek zayi olmaz, yüce Allah “Kişiye kendi emeğinden başkasını” hak olarak tayin etmemiştir.
YAZININ TAMAMINI OKUMAK İÇİN TIKLAYINIZ!!!
SON VİDEO HABER
Haber Ara