Abdülkadir Selvi: İran heyetinin bir sürprizi vardı
Yenişafak Gazetesi yazarı Abdülkadir Selvi bugünkü yazısında Başbakan Erdoğan'ın İran ziyaretindeki izlenimlerini yazdı...
12 Yıl Önce Güncellendi
2014-01-30 06:17:37

İşte Selvi'nin o yazısı:
İran'a akşam saatlerinde geldik.
Tahran Havaalanı'na indiğimizde hafif bir yağmur ve tatlı bir esinti karşıladı bizi.
Ankara'nın sıcak siyasi gündeminin tam ortasında kalkıp İran'a gelince haliyle aklımız Türkiye'deki gelişmelerdeydi.
İran'a gelirken Başbakan'la konuşma imkanımız olmadı ama geziye iştirak eden bakanlarla geniş geniş konuşma fırsatı bulduk.
Her şey iyiydi de sohbet bitip, bakanlar tam yanımızdan ayrılacağı zaman, 'Bunlar yazılmamak kaydıyla anlattıklarımız' demeselerdi...
Ambargonun en sıkıntılı olduğu günlerde gelmiştim İran'a. Öyle ki, İran devriminin simgesi olan Büyük Pazar, İranlıların deyimiyle, 'Bazar-ı Buzirig'dayken sarraflar kepenklerini kapatmaya başlamıştı.
Nedenini sorduğumuzda ise, Birleşik Arap Emirlikleri'nden döviz girişinde sorun çıktığını, bu nedenle dövizin tırmanışa geçtiğini anlatmışlardı.
Ambargo günlerinde İran'ın dünyaya açılan kapılarından biri oldu Türkiye. Hem de onca tehdide, baskıya ve paralel operasyonlara rağmen.
Ambargonun gevşemeye başladığı bir sırada Başbakan Erdoğan ekonomi ağırlıklı bir heyetle Tahran'daydı.
Başbakan'ın heyetinde Ekonomi Bakanı Nihat Zeybekçi, Kalkınma Bakanı Cevdet Yılmaz, Enerji Bakanı Taner Yıldız, Kültür ve Turizm Bakanı Ömer Çelik ve Dışişleri Ahmet Davutoğlu yer alıyor.
Başbakan'ın temaslarına geçmeden önce Tahran'dan izlenimlerimi paylaşmak istiyorum.
Ambargonun en katı bir şekilde uygulandığı ve İran'ın Cumhurbaşkanlığı seçimine doğru gittiği süreçte, Tahran gergindi.
Bir yandan ekonomik sorunlar diğer taraftan yasaklar nedeniyle gerginlik ve umutsuzluk arasında bir çizgide gidip geliyorlardı.
Kadim İran medeniyetinin taşıyıcıları geri sıralardaki Ruhani'yi ön plana çıkarmak ve ABD'ye göz kırpmakla hem dış dünyada haklarındaki olumsuz algıyı değiştirdiler hem de kendi içlerini rahatlattılar.
Dün Tahran sokaklarındaki insanların yüzlerine biraz da bu gözle baktım. Kısmen rahatlamışlardı. Ruhani ile gelen dışa açılma ve ambargodan kurtulma umudu İranlılar üzerinde olumlu etki yapmıştı. Sokaktaki gerginlik gitmiş kısmen bir rahatlama gelmişti. Ama henüz bu rahatlamayı İran halkı hissetmeye başlamadı. Bu da sanıyorum 6 aylık izleme süreci başarıyla atlatılır, ambargo konusunda bir çözüme ulaşılırsa sağlanacak. Ambargodan kurtulmuş ve dünya ile entegre olmaya çalışan İran'ı, sokaktaki vatandaş günlük yaşamında hissedecek.
Yabancı şirketler şu sırada İran'ı su yolu etmeye başlamış. Ama daha çok izlemeye almakla yetiniyorlar. Henüz ticari bir kıpırdama başlamamış.
Tahran'da hava güneşliydi. Dünyanın en kalabalık başkentlerinden biri olan ve her daim trafikte keşmekeşin yaşandığı bu şehirde sokakta aheste dolaşan insanları, Büyük Çarşı'da alışveriş yapanları ve camide alnının tam ortasına Kerbela toprağından yapılmış taşı koyarak namazlarını kılan İranlıları izledim.
Tahran caddelerinde Humeyni ve dini lider Hamaney'in posterleri asılı ama öyle abartılı değil. Bir iki yerde Ruhani'nin resimlerine rastladım.
Batı ile ilişkileri başlatan Ruhani'nin tavrı entelektüel zeminler dışında tartışma konusu yapılmıyor. İran halkı, 'Kahramanca esneklik gösteriyor' diyor.
2 ay önce Muharrem ayının içinde gitmiştik Bağdat'a. Kerbela ve Necef'i saymıyorum, Muharrem ayının etkisini de dikkate alıyorum ama Bağdat'la Tahran'ı kıyasladığımda Irak'ın başkentinde Şii etkisi daha baskındı.
Elbette yılların verdiği bir durulma söz konusu Tahran'da ama Bağdat, Tahran'ı çoktan geçmiş durumda.
Türkiye ile İran, Suriye ve Irak konusunda aynı düşünmüyor. Ama bu ikili ilişkilerini geliştirmeye engel olmuyor. Aynı yaklaşım Türkiye ile Rusya ilişkilerinde de kendini gösteriyor.
Erdoğan, BM Güvenlik Konseyi'ndeki oylamada dünyayı karşısına alma pahasına hareket eden, ambargo döneminde İran'ın nefes almasını sağlayan bir ülkenin Başbakan'ı olarak geldi Tahran'a.
Ama geçmiş müktesebatınız yarını inşa etmeye yetmiyor.
Dünyanın ambargo kalktıktan sonra İran'ın kalkınmasında pay kapmak için koştuğu bir sırada Başbakan'ın Tahran ziyaretinde ekonomi ağırlıklı bir gündem hakimdi.
Gün boyu İran'daki TV kanallarında Başbakan'ın ticaret hacmini yükseltmek istenildiğine dair sözleri yayınlandı.
Bu konudaki ayrıntıları, Ruhani'nin Türkiye ziyaretine saklanan, Tercihli Ticaret Anlaşması konusunu bir kenara bırakıp, Başbakan'ın iki önemli isimle görüşmesini paylaşmak istiyorum.
Erdoğan'ın Ruhani ile görüşmesinin uzaması nedeniyle, Başbakan'ın Dış Politika Enstitüsü'ndeki konuşması iptal edildi. Dini lider Hamaney ile görüşmesi ise uçağımızın gecikerek havalanmasına neden oldu.
Bu arada İran heyetinin bir sürprizi vardı. Tahran'a varana kadar haberimiz olmadı ama MİT Müsteşarı Hakan Fidan da Tahran'daydı.
Neler yaptı acaba? Aldı beni bir merak...
İLGİNİZİ ÇEKEBİLİR
SON VİDEO HABER
Haber Ara