Dolar

34,9466

Euro

36,7211

Altın

2.977,22

Bist

10.125,46

Savcı Sayan'dan Gülen grubuna çağrı!

Gülen grubunun rafineri, otoyollar ve trenle ilgisi olmaması gerektiğini belirten CHP eski MYK Üyesi Savcı Sayan, “Çünkü hizmet hareketi, manevi bir harekettir. Eğer siyasi işlerle ilgilenmek istiyorsa, o zaman partileşmelidir” diye konuştu

12 Yıl Önce Güncellendi

2014-01-27 13:31:59

Savcı Sayan'dan Gülen grubuna çağrı!

Yeni Akit Gazetesi'nden Hüseyin Kulaoğlu, 7 Şubat MİT krizi, Gezi Parkı olayları, dershane tartışması ve 17 Aralık operasyonu derken, her geçen gün derinleşen ülke gündemini CHP eski MYK Üyesi Savcı Sayan ile konuştu.

17 Aralık operasyonunu nasıl okuyorsunuz?

- Türkiye üzerinde hesapları olan bütün güçler, daha önceleri ülkemizde sağ-sol, Kürt-Türk, türbanlı-türbansız çatışması oluşturarak operasyonlar, darbeler yapıştır. Bütün bunların bir kısmı tutmuştur ve ülkeye büyük zararlar vermiştir ama ülke yine selamete kavuşmuştur. Şimdi tank, top ve tüfekle bu işi yapamayacaklarını, Türk-Kürt çatışmasının durduğunu, Alevi-Sünni çatışmasını oluşturamayacaklarını, sağcı-solcu terimle ülkede artık bir dizayn yapamayacaklarını anladılar. Dolayısıyla sokak muhalefetleri yaparak hükümeti devirmek için bu işe girişerek son kozlarını oynuyorlar.

Bu yüzden 2014 seçimleri partiler arası değil, ülkeler arası bir seçimdir. Türkiye üzerinde hesabı olan bütün ülkeler, 2014 seçimlerini bahane ederek, “Önce Başbakan’ın ikametgâhı olan İstanbul’u, sonra Başbakan’ın protokolü olan Ankara’yı alırsak, Cumhurbaşkanlığını da, 2015 seçimlerini de kaybettiririz ve böylelikle “Başbakan’ın ayağını kırarız” mantığıyla hareket ediyorlar.

MUHALEFET YAPACAK ÜLKE BULAMAZLAR

“Başbakan’ın ayağını kırmak sadece Başbakan’ı ilgilendiriyor” diyenler olabilir ama ben öyle düşünmüyorum. Başbakan’ın ayağının kırılması, ülkeye zararın geleceği sonucunu çıkarıyor. Bu durum da bizim birbirimize bir daha düşeceğimiz anlamını taşır. Dolayısıyla üzerinde siyaset yapabileceğimiz ülkemiz bile kalmayabilir. Türkiye yoksa, siz siyasi parti kurabilir misiniz? Muhalefet veya iktidar olabilir misiniz? Biz birbirimizle muhalefet yaparken, ülkemize karşı muhalefet yapmayalım. Biz birbirimize karşı alternatif olabiliriz ama birbirimize hasım olamayız. Hasım olursak bu ülkeyi böleriz. Olay budur. 17 Aralık operasyonunun amacı tam da budur. Ülkeyi nasıl parçalayabiliriz, bölebiliriz, demokratik açılımı nasıl geriletebiliriz, yeni bir Kürt-Türk savaşını nasıl oluşturabiliriz. Bütün planlar bu çerçevede yürüyor. Tayyip Erdoğan Türkleri ve Kürtleri birleştirebiliyor. Erdoğan haricinde başka birisi bunu yapamaz.

Bu işin arkasında uluslararası güçler olduğunu söylüyorsunuz. Kim bunlar?

- Kesinlikle MOSSAD vardır. CIA, İngiliz istihbaratı vardır. Alman istihbaratı vardır. Bunlar direkt ilgilenen güçler. Dolaylı bir şekilde de ülkeyi karıştırmak isteyen güçler vardır. Bunlar da İran, Suriye ve Rusya’dır.

Peki, Cemaat bu operasyonun neresinde?

- Cemaatin tabanının bu işleri yapacağına ihtimal vermiyorum ama insanlar hayatları boyunca farkında olmadan birçok şeye alet olabilirler. Cemaatin içindeki bazı kişilerin bilmeyerek bu işlerde kullanıldığına kanaat getiriyorum. Burada Cemaat, Bediüzzaman çizgisine çekilip manevi işlerle uğraşmalı, hükümet de tamamen siyaset yapmalıdır.

Fethullah Gülen’in ses kayıtları ortaya çıktı. Gülen, iş adamları ve dünyadaki ticareti takip ediyor, hatta medyada yazılanlara bile müdahale ediyor. Bu ses kayıtlarını nasıl yorumluyorsunuz?

- Böyle olduğunu kesin olarak bilmiyoruz ama Cemaat böyle işlere girmemeli. Cemaatin rafineri, otoyollar ve trenle ilgisi olmamalı. Çünkü Hizmet Hareketi bir manevi harekettir. Huzur ve şuur içerisinde çok daha maneviyatı güçlü insan yetiştirme gayretine düşmüş bir harekettir. Eğer böyle olmuyorsa, siyasi işlerle ilgilenmek istiyorsa, o zaman partileşmelidir.

Gülen’in bedduasını nasıl buluyorsunuz?

- Eskiden beri beddualara karşıyım. Beddua edilmemeli. Kim yaparsa yapsın Allah ıslah etsin. Hizmet hareketine de yakışan bedduadan ziyade bir yanlışlık varsa ıslah yönüne doğru bir duada bulunmaktır.

Devlet içinde paralel yapı olduğuna inanıyor musunuz?

- Devlette paralel yapı olmaz, bazı dış mihraklar Türkiye’yi karıştırmak için paralelden ziyade bir yedek devlet hazırlığında olabilir. Bunlara her Türk vatandaşı şiddetle karşı çıkar. Kim böyle bir şeye niyetlenmişse, kursağında kalır.

Cemaat, Gezi Parkı olaylarına destek verdi mi?

- Cemaatin Gezi Parkı olaylarına destek verdiğine inanmıyorum ama Cemaat adına yayın yapan bazı yayın organları, Gezi olayları sırasında çok şık olmayan görüntüler verdi. Cemaat bu işlere dâhil olmadığını beyan etmeli, bu işleri yürüten yayın organlarının onlardan habersiz bu işleri yaptığını veya birilerinin aleti olduğunu beyan etmelidir.

Peki, CHP; Gezi Parkı olaylarına nasıl yaklaştı?


- CHP’nin Gezi olaylarında kullanıldığını düşünüyorum. Dolayısıyla ülkeyi dizayn etmeye çalışan güçlerin CHP’yi truva atı olarak kullandıklarını, CHP’nin de farkında olmadan bu düzenin içerisine girdiğini, CHP ile ülkenin dizayn edildiğine inanıyorum. Bunu Baykal zamanında da denediler ama Baykal bunlara direndiği için gönderildi. Dış güçler, CHP’yi ele alıp, milli bir CHP’yi gayri milli bir CHPhaline getirip, ülke üzerindeki operasyonda kullanmak istediler. CHP’deki yeni yönetim bilerek veya bilmeyerek bu güçlere alet oluyor.

Cemaat, CHP’yi seçimlerde destekleyecek mi?

- Cemaat ile CHP bu dünyada en son bir araya gelecek manevi ve siyasi organizasyonlardır. Taban itibariyle hayatları boyunca birbirlerine sıcak bakmamışlardır. CHP yönetimindeyken Cemaat ile ilgili üç kelime söyledim diye beni Cemaatçi ilan ettiler. O gün beni Cemaatçi ilan edenler, bugün Cemaat ile CHP arasında elçi olmuştur. Her gün Fethullah Hoca’ya küfreden, ağır hakaretler eden, yanıbaşımda MYK’da oturan arkadaşım bugün Cemaat ile CHP arasında elçi olmuş. Cemaatin yayın organına bir iki defa çıktım diye binlerce hakaret işittim. Şimdi CHP yönetimi, Cemaatin yayın organlarına çıkmak için can atıyor. Cemaat tabanının CHP’ye oy vereceğine inanmıyorum. Çünkü Cemaat tabanı ile CHP’nin tabanı birbirlerine en zıt tabanlardır. BDP ile MHP tabanları gibi. Bu ülkede MHP ile BDP ittifak yapabilirse, Cemaat ile CHP de ittifak yapabilir.

Yerel seçimlerde Ankara’da ne olur?


- Ankara’da CHP’nin adayı Mansur Yavaş, “Ben makam, mevki uğruna davamı, partimi satmam” deyip, ondan sonra MHP’den CHP’ye yerleşen bir 17 Aralık operasyonudur. Mansur Yavaş ve Sarıgül adaylığı, Hatay’daki belediye başkanı dâhil olmak üzere hepsi birbirleriyle bağlantılıdır. Dış güçler destekli, içte de bunlara alet olan insanlar tarafından yapılıyor.

Cemaatin yayın organlarının çizgisini nasıl görüyorsunuz?

- Beğenmiyorum. Yayınlar yandaşa, candaşa değil, vatandaşa yönelik olmalı. Birçok televizyonun bu olaylarda sergilemiş olduğu yayınları beğenmiyorum. Hoş bir şey değil. Daha suçu sabit olmamış insanları suçlarcasına yayın yapmak doğru değil. Kendilerine yapılsa acaba nasıl tepki verirler?.. Amerika’nın bir operasyonunda yakalanan uyuşturucu parasını, sanki burada birisinin evinde yakalanmış gibi göstermek etik değildir. Böyle bir yayın anlayışı olmaz.

Eklemek istediğiniz bir şey var mı?

- Bu ülkeye Gezi’de, 17 Aralık ve 25 Aralık’ta operasyonlar yapılmıştır ve bunlar birbirinden farksız değildir. 2014 seçimleri, partiler arası değil, ülkeler arası bir seçimdir. Sandığa gittiğimizde önümüzde iki tane amblem olacak. Milli ve gayri milli. Dış güçler bu ülkenin meşru hükümetini hedefe koymuşlardır. Tarihte hep öyle olmuştur. Muhalefet; “Biz hükümeti nasıl olsa devireceğiz, bu bizim işimize yarar” derse, Türkiye’yi kaybettiklerinde kendilerinin de muhalefet yapacakları bir vatanlarının olmayacaklarını düşünsünler.

AK Parti’yi devirelim derken ülkeyi devirmesinler. Birbirimizi nakavt edelim derken ülkeyi nakavt etmesinler. CHP buna alet olmamalı. Navigasyonu CHP Genel Merkezi’nden yüklenmelidir. 2014 seçimlerinde bir oyun, bugüne kadar kullanılmış oyların toplamından daha önemli olduğunu düşünüyorum. İnsanlar sandığa giderken, Tayyip Erdoğan’a, AK Parti’ye oy verdiklerini zannetmesinler. Türkiye büyüyecek, demokratikleşecek. Kürtlerle Türkler kardeş olup, yeni yüzyıla damga vuracak. Böyle oy kullansınlar, ya da eski günlere geri dönüp, faili meçhuller, Kürtlerin Türkleri boğazladığı, 10 metrede bir barikat kurulup kimlik kontrolünün yapıldığı, otobanların-yolların çalışmadığı bir ülke hayâl etsinler...

‘CHP’NİN NAVİGASYONU ABD’DEN YÜKLENİYOR’

CHP nasıl siyaset yapıyor?

- Biz kendi ülkemizde oy alabilmemiz için Merkel’e mektup yazmamızın bir anlamı yok. Trabzon’daki Fadime’ye mektup yazmalıyız. Biz kendi ülkemizi Amerika’da, Fransa’da şikâyet etmemeliyiz. Kendi hükümetimizi kendi bölgelerimizde çalışmalar yaparak, halka şikâyet etmeliyiz. Amerika’ya gidip, Başkanın 15. yardımcısı ile görüşüp, “Bundan sonra güçlü bir CHP göreceksiniz” dememeliyiz. “Güçlü bir Türkiye göreceksiniz” demeliyiz. Bunlar bizi üzüyor. CHP’nin navigasyonunu bozdular. Eskiden komutlar genel merkezden yüklenirdi, şimdi ise Beykoz Konakları’ndan, Amerika’dan yükleniyor. Dolayısıyla Türkiye’deki adreslere uymuyor. CHP’nin son 2-3 yıllık yönetimi de acayip. Adaylara baktığınızda hiç CHP ile bağdaşmayan, uzlaşmayan adaylar gündemde.

‘KEMAL KILIÇDAROĞLU MİLLİ DÜŞÜNMEDİ’

17 Aralık operasyonunun ardından Kemal Kılıçdaroğlu, Amerika Büyükelçisi ile görüştü. Kılıçdaroğlu’nun bu dönemde böyle bir görüşme yapması doğru mu?


- Kılıçdaroğlu’nun o tarihte TBMM Başkanı, Cumhurbaşkanı veya Başbakan ile görüşmesini isterdim. O saatte onlarla beraber olmasını, “Söz konusu ülkemiz ise gerisi teferruattır” mantığıyla fikir teatisinde bulunmasını isteyenlerdendim. Ama Kılıçdaroğlu milli düşünmemiştir. “Amerika Büyükelçisi’ni arkama alırsam belki bu ülkede hükümeti değiştiririm” havasına girmiştir. Bu ülke o kadar güçlüdür ki; halk, bir elçinin yönetimi ile dize gelecek bir halk değildir.

‘ESAD KENDİNİ CHP ÜZERİNDEN AKLADI’

Türkiye; Mısır ve Suriye ile diplomatik bir mesafeyi korurken, CHP’nin bu kişilere heyetler göndermesi doğru mu?


- Yanlış. CHP bir dönem Saddam’ın enformasyon bakanlığı gibi çalışmıştı. Şimdi de Esad, dünyaya kendisini CHP üzerinden aklamıştır. Bizim milletvekillerimiz gidip, askerlik hatırası çekercesine onlarla fotoğraf çekilmiştir. Bugün dünyaya yayılan işkence fotoğraflarına baktığımız zaman, Esad ile beraber o fotoğrafı çektiren arkadaşlarımızın utanacaklarına inanıyorum.

Mısır’da ise demokratik şekilde iktidara gelmiş İhvan’a karşı darbeyi destekler bir tavır sergilemişiz. Erdoğan’a darbeci diyenler, Sisi’ye alkış tutuyor. Tabelalardan TC’yi sildirmeyiz diye isyan eden gençler, haritadan TC’yi sildirmek isteyenlere destek oluyor. Büyük bir paradoks var.

‘OPERASYON SONUNDA TÜRKİYE KURTULUR’

Gülen, WSJ gazetesine verdiği demecinde CHP’yi destekleme konusuna karşı çıkmadı; bunu nasıl görüyorsunuz?


- Gülen WSJ gazetesine Cemaatin değerlerine en uygun adaya oy vereceğini söylemiş. Söylediğim gibi; Cemaat ile CHP tabanının ortak bir paydada birleşeceklerine asla inanmıyorum, böyle bir payda yok.

Bu operasyonların gidişatı ne olur?

- Türkiye kurtulur. Eğer kurtulamazsa bölünür. Bu operasyonları atlatamazsak AK Parti düştükten sonra hükümet olanların ömrü 6 aydır. Ondan sonra tepetaklak giderler. Eğer Türkiye’nin bölünmesini istemiyorsanız muhalefeti, iktidarı, kanaat önderleri ile bir olun, beraber olun bu olayları çözün. Onun dışında üçüncü bir yol yok.

‘iSTANBUL’DA SONUÇLARIN DEĞiŞECEĞiNE iNANMIYORUM

Mustafa Sarıgül’ün CHP’den İstanbul adayı olmasını nasıl değerlendiriyorsunuz?


- Söylendiği gibi Cemaatin de Mustafa Sarıgül’ü destekleyeceğine inanmıyorum. Baykal’ın döneminde Sarıgül hakkındaki yolsuzluk raporuna rağmen aday yapıyorsak, bu bizim için büyük bir handikaptır. Kendi partinizin hakkında 66 sayfa rapor hazırlamış olduğu bir insanı getirip, İstanbul’da Büyükşehir Belediye Başkan Adayı yapıyorsunuz. Siz halkın zekâsıyla dalga mı geçiyorsunuz? Bir taraftan yolsuzluklardan bahsedeceksiniz, diğer taraftan ise insanlara bu aday hakkında, “Çok dürüsttür, namusludur, şereflidir, ilkelidir” diye beyanda bulunacaksınız. Ondan sonra TMSF olayı patladı. Bu raporun ana ayağı TMSF olayıdır. Beykoz Konakları, Havai, Dubai aboneleri, Koçlar, tosunlar bunlar önemli şeyler; eskiden hükümet devirebiliyorlardı. Şimdi o güçleri kalmadı. İstanbul’da sonucun değişeceğine inanmıyorum. Bu halk oyunu görmüş ve bozacaktır. Bu halk, operasyonun dış destekli bir oyun olduğunu anladı, 17 Aralık operasyonundan sonra Tayyip Erdoğan’a daha fazla destek verecektir.

Hüseyin Kulaoğlu / Yeni Akit
SON VİDEO HABER

Uçakta olay çıkarıp, 'Türkiye'yi satın alırım' diye tehdit etti

Haber Ara