Bahriyelinin eğitimi sabah namazıyla başlıyordu
Osmanlı dönemi Bahriye Mektebi'ne ilişkin önemli bir makale yayınladı. Makalede, Bahriye Mektebi'nin tarihine ilişkin çarpıcı bilgiler var.
12 Yıl Önce Güncellendi
2014-01-21 15:54:55
Yedikıta Dergisi Ocak sayısında Mehmet Çakırcalı'nın kaleme aldığı yazıda, isteyen herkesin Bahriye mektebine kayıt yaptıramadığını, nesebine dikkat ettikleri ve öğrencilerin seher vakti kalktığını, sabah namazını cemaatle kıldıktan sonra eğitime başladıkları anlatılıyor.
İlginç bilgilerin yer aldığı makalede Bahriye Mektebi ile ilgili şu ayrıntılara yer veriliyor:
İLK DEFA KASIMPAŞA'DA KURULDU
Deniz Mektebi ilk defa 18 Kasım 1776'da Hendesehâne-i Bahrî adıyla Kasımpaşa'da Darağacı denilen bir mevkide eğitime başladı. Osmanlı Devleti'nin batı usulü eğitim öğretim yapan ilk kurumuydu. 1828'e kadar çeşitli binalarda eğitime devam eden mektep bu tarihte 400 kişilik yeni bir bina inşaatına başlandığı için Heybeliada'daki Levent Kışlası'na taşındı. 1838'de inşaatın bitmesiyle birlikte mektep yeniden Kasımpaşa'ya nakledildi. Bu bina da mektebin ihtiyaçlarına cevap vermeyince 1846'da son olarak Heybeliada'ya taşındı.
Heybeliada Deniz Mektebi Talebeleri Kılıç Taliminde (1903)
Fotoğrafta mektebin genç talebeleri ayaklarında siyah ayakkabı, beyaz pantolon, bileklerden şeritli siyah ve bol düğmeli ceket, yakasız beyaz gömlek, başta fes, belde kemere takılı kınları ile kılıç talimi yaparken görülüyorlar.
KAYITTA TORPİLE YER YOK
Kayıt usulü belli bir nizama bağlanan, oldukça ciddi ve başarılı bir eğitim kurumu olan mektebe rica, minnet ve torpil ile talebe alınmıyordu. Adayların hasep ve nesebi malum olacak, okuyup yazmayı bildiği gibi öğrenmeye de istekli olacaktı. Herhangi bir bedenî özrü bulunmamakla beraber illet ve marazdan da azade; 12, nihayet 10 yaşından küçük olmayan çocuklar mektebe kayıt yaptırabilecekti. Mektepte seyrisefain, inşaiye ve harita derslerine bilhassa ehemmiyet veriliyordu. İyi bir eğitim öğretim için Avrupa'dan hocalar, mimarlar, mühendisler getirtilip, kabiliyetli talebeler de Londra'ya gönderiliyor, İngiliz gemilerinde seyir ve seyahat ettirilerek, deniz ilminde mahir zabit ve kaptanlar yetiştirilmesine itina ve gayret sarf ediliyordu.
EĞİTİM SABAH NAMAZIYLA BAŞLIYOR
Mektepte ciddi bir eğitim programı takip ediliyordu. Talebe, seherle beraber vuran trampet sesiyle yataklarından kalkıyor, sabah namazını camide cemaatle kıldıktan sonra cümlesi, koğuşlara gelip herkes bir saat miktarı derslerini müzakere ve mütalaa ile meşgul oluyordu. Hafif bir kahvaltıdan sonra ders trampeti vurulduğunda herkes, ders alet edevatını eline alıp ders odalarına taksim oluyordu.
Dershanesine geçen talebe bila-şamata yerli yerinde hocaların sorularına hazır bulunuyordu. Sosyal ilişkiler bakımından da talebelerin aralarındaki sohbet ve mükâlemelerinde gönül alıcı kelam ve cevaplarda bulunmaları, birbirlerini gözeterek daima kardeş gibi iyi geçinmeleri, görüşmelerinde "efendim" lafzı kullanmaları cihetine bilhassa dikkat olunuyordu.
OSMANLI'NIN EN MODERN MEKTEBİ
Mezun olan talebe mülazım rütbesiyle mektepten çıkıyor, tersane fabrikalarında ve gemilerde işbaşı yapıyorlardı. Stajlarında başarılı olan talebeler yüzbaşı rütbesi ile donanmaya dâhil oluyor, bundan sonra da denemelere tabi tutulup gösterdikleri liyakate ve istidada göre terfileri yapılıyordu.
Disiplin ve çalışma beraberinde başarıyı getirmişti. 1851'den itibaren Bahriye Mektebi Osmanlı Devleti'nin en modern ilim müesseselerinden birisi olmuştu. Mektep binası 34 odalıydı ve yüz elli talebesi bulunuyordu. Mektebin ayrıca otuz dört yataklı bir hastanesi, eczanesi, bir matbaası, mücellithanesi ve büyük bir kütüphanesi vardı. Kütüphanede Türkçenin yanında Fransızca, İngilizce ve Rusça yazılmış gemiciliğe ait eserler ve diğer ilim kollarına dair nadir kitaplar bulunuyordu.
SON VİDEO HABER
Haber Ara