Sabah yazarlarından çarpıcı Gülen yazıları
Sabah gazetesi yazarı Mehmet Barlas ve Mahmut Övür'ün bugünkü köşe yazılarlarının konusu: Fethullah Gülen
12 Yıl Önce Güncellendi
2014-01-19 11:49:45
Gülen'in Koç sevgisi
Bizzat polis ve yargının soruşturmanın gizliliğini ihlal ettiği bir ülkede, yasadışı dinlemelerin ortalara dökülmesi hiç şaşırtıcı değil.
Son yıllarda Başbakan da Genelkurmay Başkanı da bundan nasibini aldı. Şimdi Fethullah Gülen'in ses kaydı konuşuluyor.
O konuşmaların hepsi ilginç ve düşündürücü ama en şaşırtıcı olanı, hatta camiayı şoke edeni Koç ailesiyle ilişkili olandı..
Çünkü son yıllarda Koç Grubu'nun AK Parti hükümeti karşısında neredeyse bir siyasi aktör gibi yer alması, her türlü muhalefet hareketine destek vermesi ister istemez AK Parti'yle birlikte hareket eden Gülen Cemaati sempatizanlarının da tepkisini çekmişti.
Abi'lerin sıradan sohbetlerinde bile Koç'a tepki gösteriliyor, eleştiriliyordu. Oysa Gülen'in konuşmasında bırakın sponsorluk ilişkisini, bilgi aktarımından, iş görüşmelerinden söz ediliyordu.
"Zatıalinizle görüştükten sonra geçen gün Mustafa Bey aradı (Koç). Sizin orada başkentteydi (Washington) bir süredir. Aile içinde de teyit ettiler dedi. Memnuniyetle biz sponsor olmak istiyoruz buna dedi. Kendisi de bizzat bulunmak istiyor efendim. Adnan Polat Bey de kendisini aramış efendim o görüşmeden sonra. Süleyman abi de teyit etti onu. Bu şekilde bilgi vermek istedim o konuyu.
Fethullah Gülen: Evet iyi olmuş. Yani onların bulunması da iyi. Vakıa onlara karşı da yukarıdan bir tavır var da. Fakat mali şeyleri karışık yoksa problem olabilecek yanları yoksa bi şey yapamazlar yani. Üzerlerine müfettişler salınsa bile bi şey yapamazlar."
Koç Grubu'nun son yıllarda daha da açığa çıkan tavrıyla "Eski Türkiye"yi, vesayet sistemini aradığı bilinen bir gerçek.
YAZININ DEVAMINI OKUMAK İÇİN TIKLAYINIZ
Anıtkabir ile Pennsylvania arasında kalmak sorunsalı...
Bir dönemin bittiğini ve yeni bir dönemin başladığını fark etmedikleri için, gülünç olmaktan öteye acınacak duruma düşenlere en iyi örnek edebiyatta Cervantes'in Don Kişot'u ise, gerçek hayatta da önceki gün 91 yaşındayken ölen Japon askeri Hiroo Onoda'dır.
Teğmen Hiroo Onoda, Filipinler'deki Luzang Adası'nda, işgalci Japon ordusunun bir savaşçısı olarak görevliydi... Savaş Japonya'nın teslim olması ile 1945'te bitmişti ama, Luzang'ın ormanlarında gizlenen Hiroo bundan habersizdi.
1974 yılında bu adanın ormanlarını gezen bir grubun karşısına, üzerindeki üniformalarla ve elindeki tüfeği ile bir hayalet gibi çıktı ve sonra yine ormanın derinliklerine kaçtı.
Komutanı ikna edebildi
Ona seslenip artık savaşın olmadığını megafonlarla anlatmaya çalıştılar ama bunun yararı olmadı. Hiroo savaşını sürdürmekte ısrarlıydı. Sonunda savaş döneminde onun komutanı olan emekli Japon subayı Luzang'a getirdiler.
Bu adam Hiroo'yla konuşup onu 2'nci Dünya Savaşı'nın bittiğine inandırdı...
Üzerinde 1945'ten kalma üniformaları ile ormandan çıkan Hiroo Onoda, Japonya'ya dönüşünde ulusal bir kahraman olarak karşılandı.
Benim gibi sizler de gerçek hayatta bu Japon askeri gibi geçmişte yaşayanlara mutlaka rastlamışsınızdır.
Arap komünisti
Sovyetler'in son dönemlerinde, glasnost ve o perestroika ile her şeyin değiştiği günlerden birinde, Moskova'da içkili müzikli bir lokaldeydim. Hile-i şeriye olarak lokalin sahibi bir kooperatifti. Ama aslında bir Azeri'nindi bu lokal. Hesaplar ruble ile değil dolarla ödeniyordu. Güzel Rus kadınlar masalardakilere her türlü servisi vermeye hazırdılar.
Birden ilerideki bir masada yaşlı bir adam ayağa kalkıp avaz avaz bağırmaya başladı... Birkaç dakika sonra da lokalin görevlileri adamı yaka paça dışarı attılar.
Adam Suriye'deki rejimden kaçıp 1960'larda Sovyetler'e sığınan eski tüfek bir Arap komünistiymiş.
-Böyle komünizm olmaz. Siz Lenin'e ihanet ediyorsunuz. İşçi sınıfı dolarla iş yapmaz, falan diye uyarılar seslendiriyormuş bağırırken...
Bizde bunun farklı bir benzeri durumu da, 1970'lerde olaya tanık olanlar anlatmıştı.
YAZININ DEVAMINI OKUMAK İÇİN TIKLAYINIZ
SON VİDEO HABER
Haber Ara