Rasim Ozan Kütahyalı, "Fethullah Gülen bir istihbarat şefi mi?" başlıklı yazısında, cemaat kanadından gelen tehditleri alaycı bir dille eleştirirken yazının final bölümündeyse Fethullah Gülen'in nasıl algılandığını öğrendiklerini açıkladı.
İşte Kütahyalı'nın yazısından o bölüm:
Dün askeri vesayetle nasıl savaştıysam bugün de emniyet- yargı vesayetiyle aynı şekilde savaşıyorum. Esas tutarsızlık dün demokrasi nutukları atarken bugün vesayetçilik hastalığına yenilenlerdedir.
Demokrasiye kumpas kuranlara izin vermemek namus borcumuzdur. Bugün demokrasinin yanında olan bürokratlar ve siyasetçiler de yarın vesayetçilik hastalığına kapılırsa o zaman da onları kuşbaşı yaparım. Gümüşhane gazetesinin kalemşorları ise Allah'ı var tutarlılar.
Her koşulda demokrasiye karşı vesayetçilerin tetikçiliğini yapıyorlar. İster laik, ister dinci, ister Kemalist, ister Gülenist olsun yeter ki vesayet rejimi olsun. Bunlar böyle seviyor...
Son gelişmelerden sonra iş dünyasında Fethullah Gülen'in bir holding patronu gibi ya da tüm İstanbul sermayesinin ortak CEO'su gibi algılandığını öğrendik.
İşin komiği daha dün kimi işadamlarını "Hocam eteğinizi öpeyim" dediler diye suçlayan bir Eski Türkiye tetikçisinin patronunun el etek öpme kervanının en başında olduğu da ispatlandı. Şimdi mert adamsan önce kendi patronuna lo lo yap bakayım.
Gazetenin cemaat bülteni gibi çıktığını kukla olduğunu itiraf et ve nedamet getir...
Her şey bir yana şu an sormamız gereken şu: Holding işleriyle benzer bir görüntü cemaatin istihbarat ve yargı işlerinde de bire bir geçerli mi? Yani devletin içinden önemli kişilerin söylediği gibi Fethullah Gülen bir istihbarat şefi gibi bu devlet kadrosunu yönetiyor mu? Yarın devam...
YAZININ TAMAMINI OKUMAK İÇİN TIKLAYINIZ!!!