Ali Bulaç: Kime kumpas kuruluyor?
Zaman Gazetesi yazarı Ali Bulaç bugünkü yazısında, 'kumpas' üzerinden başka kapıları işaret etti...
12 Yıl Önce Güncellendi
2014-01-09 04:15:04
Ali Bulaç, "Kime kumpas kuruluyor?" başlıklı yazısında, Türkiye'deki bütün cemaatlere, dini gruplara karşı olumsuz bir bakışın olduğunu belirtti. Bulaç, gündemdeki olayların hükümeti ve cemaati aşan durumların olduğunu söyledi.
İşte Bulaç'ın o yazısı:
2002’de başlayan vesayeti ortadan kaldırma süreci şimdi tersine dönmektedir, kendisine “kumpas” kurulduğu öne sürülen o bildik bürokratik merkez, büyük bir ustalıkla dinî grupların, cemaatlerin tümüne karşı kumpas kurmaktadır. Önce Hizmet, arkasından AK Parti ve diğer cemaatler! Bundan en ufak şüpheniz olmasın.
Sayın Başbakan’ımız R.Tay-yip Erdoğan’ın düzenlediği 4 Ocak tarihli medyayı bilgilendirme toplantısından “ferahlayarak ayrılmadığımı, içimi sıkıntı bastığını” yazmıştım. Çoğu kişi bundan hükümetin Hizmet hareketine karşı girişmekte olduğu hayli kapsamlı operasyonu veya salt Hizmet-hükümet çekişmesini kastettiğimi anladı. Kuşkusuz sıkıntının bir boyutu buydu, ama hakikatte çok daha vahim, kaygı verici günlerin işaretlerini gördüğümü ima etmeye çalışıyordum. Gelişmeler, kaygılarımın boşuna olmadığını gösteriyor.
Belirtmek gerekir ki sürmekte olan krizin “Hizmet-hükümet arası bir çatışma” olduğunu düşünenler varsa, bunlar resmin bir karesine bakıyorlar. Resmin tamamına baktığımızda Hizmet’i ve hükümeti aşan kaygı verici bir durumla karşı karşıya olduğumuzu görürüz.
Sisler yavaş yavaş dağılmaktadır. Söz konusu sürecin anahtar terimi “kumpas” sözcüğüdür. Başbakan’ın siyasî başdanışmanı Yalçın Akdoğan’ın telaffuz ettiği “Milli orduya karşı kumpas” cümlesi, asıl görünen kütlenin altında bir yanardağın bulunduğunu ve ilk lavlarını püskürttüğünü göstermiş oldu, hemen arkasından Ergenekon ve Balyoz davalarının yeniden görülmesi; tutuklu ve hükümlülerin serbest bırakılması ve belki yaklaşık 40 bin davanın yeniden ele alınması konusu gündeme geldi.
Türkiye, İttihat ve Terakki’nin darbe ile devleti ele geçirdiği günden beri vesayet altında bir ülkedir. Vesayetin dış boyutu olduğu gibi iç boyutu da var. 21. yüzyılın ilk yıllarında uluslararası konjonktürün yardım etmesi, içeride neredeyse cemaatlerin tümünün ittifakı ve mutabakatı ile AK Parti iktidar oldu. AK Parti, bir koalisyon, onlarca yarım ve çeyrek kubbeyi içine alan büyük kubbe, Türkiye’nin bütün renklerini altında toplayabilen bir şemsiye partidir. Türkiye hızla mesafe aldı, bölgeye açıldı, ekonomide yüksek performans gösterdi ve fakat ne olduysa 2011’den başlamak üzere işler ters gitmeye başladı ki, bundan önceki dört yazımın konusu bu ters gidişin “dış faktörü”yle ilgiliydi. Tabii ki bugünkü durumu sadece dış faktörün etkileriyle izah edemeyiz, iç faktör de bir o kadar önemli ve hatta belirleyicidir.
YAZININ TAMAMINI OKUMAK İÇİN TIKLAYINIZ!!!
SON VİDEO HABER
Haber Ara