Salih Tuna: Efendini geçireyim avucuma
Yenişafak Gazetesi yazarı Salih Tuna bugünkü yazısında yolsuzluk operasyonuyla ilgili ilginç bir yazı kaleme aldı...
12 Yıl Önce Güncellendi
2013-12-24 06:34:46
Salih Tuna, "Efendini geçireyim avucuma" geçireyim başlıklı yazısında, Kemal Tahir üzerinden ülke gündemini ve yolsuzluğu kaleme aldı...
İŞTE TUNA'NIN O YAZISI:
Geçen gün kütüphaneyi karıştırırken İsmet Bozdağ'ın 'Kemal Tahir'in Sohbetleri' kitabından altını çizdiğim satırlara şöyle bir göz gezdirdim.
Boşuna bir neslin 'Kemal abi'si olmamış; öyle dobra, öyle canlı konuşuyor ki, sanki yanınızdaymış gibi.
Şu satırlar hal- i pûr melalimizi ne güzel anlatıyor: 'Her sabah açtığın gazetede ya da okuduğun bir kitap sayfasında rastladığın bir gerçek, seni o güne kadar bütün öğrendiklerini unutmaya, alfabeye yeniden başlamaya zorluyor ve sen buna razı olamıyorsan, entelektüel değilsin, 'aydın' değilsin, hatta namuslu bir okur yazar bile değilsin!..'
Herkes cibilliyetine uygun bir tribün bulmuş tezahürat yapıyor. Gerçeklerle alakamız gerçekçi olmanın çok dışında artık.
Sözgelimi, 'yolsuzluk opera/syonu' hakkında bir başka gerçeği dile mi getireceksin, üst üste birkaç fasıl, 'yolsuzluk yapanı, hatta yolsuzluk yapana selam vereni bile gebertmek lazım' diyeceksin, yoksa işin yaş. (Bu duyguyu Suriye politikamızı eleştirirken de felaket yaşamıştım. O vakitler Aslı Aydıntaşbaş gibilerle yarenlik eden muhteremler de Suriye konusunda benzer fasıllar geçmemizi icbar ediyorlardı.)
Lakin Sayın Erdoğan'a külliyen karşıysan yolsuzlukları alenen savunsan bile sorun yok.
Dahası, malum 'opera/syon'un gözü kapalı destekçileri tarafından baş tacı edilirsin.
Hiç böyle olmasaydı, 'Sarıgül'ün yolsuzluk dosyaları seçim döneminde açılırsa saymam' diyen Kılıçdaroğlu desteklenir miydi?
'Yolsuzluk opera/syonu' üzerinden Türkiye'ye karşı, Türkiye'nin yarınlarına karşı büyük bir operasyon yapılıyor diyoruz, tribün ahalisi ne diyor bu adam diye bir kez olsun sormadan, ezberini terennüm ediyor.
Yahu kurban, hem yolsuzluk yapan haramilerden hesap sorup, hem de 'yolsuzluk opera/syonu'nu teşrih masasına yatırmak çok mu zor?
Kemal Tahir, 'Namussuz bir yoldan, hiçbir namuslu yere erişilebilemez' der.
Namuslu okur - yazar da her şeyden evvel gerçekler karşısında aldığı tavırla belli olur.
Söz konusu kitaptan şu satırların da altını çizmişim: 'Şu devrilen Demokrat Parti'yi ne ile suçluyoruz? Faşistlikle!.. Kimmiş bu faşist Demokrat Parti'yi gece yarısı deviren? Faşisti de geçip Ergenekon türküleri çığıran Alparslan Türkeş!.. Bizde hiç şuncacık akıl olsa, bu yaş tahtaya basar mıydık?(...)Hiç düşünmüyoruz: Bu Türkeş albay 27 Mayıs sabahı radyolarda hangi türküyü çağırıyordu? 'Nato'ya bağlıyız, Sento'ya bağlıyız...'
Evet, 60 İhtilali bir nevi 'zincir tamiri' faaliyetiydi.
Ne mi demek istiyorum?
Şunu : 'Türkiye'nin kuruluşu bir başarıdır ama buna karşılık bir bedel ödüyoruz. Bu bedel dünyada belirlenen yerimizi değiştirmemek ve bağımlı bir güç olmaya devam etmektir. Bu zincirleri kırmak isteyen her iktidar cezalandırılmıştır. Bu cezayı uygulayanlar, yani geçmişteki darbeciler hiçbir şekilde ülkeye zarar vermek için bunu yaptı denemez. Onlar ülkeyi kurtarmak istediklerini sanırken bağlı olduğumuz zinciri tamir ettiler ve biz büyük güçlere yönetildik...'(Mahir Kaynak, 22 Aralık 2013, Star)
İmdi soralım:
Kemal Tahir'in ifadesiyle, 'bizde akıl gibi bir akıl olsa' mahut 'orera/syonla' hangi zincirin tamirine çalışıldığını sormaz mıydık?
O değil de, bu canına yandığımın memleketinde herkes en doğruyu biliyor, hiç yanılanı yok mu?!
Kimsecikler de kalkıp demiyor ki, 'Yahu, biz yine yanılmışız galiba arkadaş!'
Halbuki Kemal Tahir kimi zaman heyecanla bunu der, ve eklerdi: 'Yanılmalarımız arada bir ortaya çıkmasa, doğru düşündüğümüzü nerden bileceğiz!..'
Budur.
Yolsuzluk dediğinin de enva-i çeşidi var arkadaş, yolsuzlukla maskelenen yolsuzluktan daha vahimi olabilemez; hele bir düşün, aklını çalarlar da ruhun duymaz.
Türkiye'nin zincirleri gevşeyince eskiden 'askeri vesayet' bu zincirleri tamire koşulurdu, şimdi de 'bürokratik vesayetle' aynı şey yapılıyor olmasın?
'Hangi çılgın bana zincir vuracakmış? Şaşarım!' diyorsan, şuncacık soruyu da soracaksın.
Bak ne diyor Kemal Tahir üstadımız: 'Biz, tarihi çalınmış bir milletiz. Hiç kimse hırsızların yakasına yapışmıyor. Biz yapışacağız; 'Gel bakalım arkadaş, diyeceğiz, beni anamdan babamdan etmenin hesabını ver bir!.. Kimin uşağı olduğunu söyle ki, senin gibi bir pislikle elimi kirletmeyeyim, efendini geçireyim avucuma...'
SON VİDEO HABER
Haber Ara