Abdülkadir Selvi: Başbakan hangi ipuçlarını verdi?
Yenişafak Gazetesi yazarı Abdülkadir Selvi bugünkü yazısında TBMM'deki tartışmaları köşesine taşıdı...
12 Yıl Önce Güncellendi
2013-12-11 04:42:43
Abdülkadir Selvi, "Başbakan hangi ipuçlarını verdi?" başlıklı yazısında TBMM'deki siyaset havasını köşesinde irdelerken, Başbakan Erdoğan'ın konuşmasındaki şifreleri yazısında belirtti.
İŞTE SELVİ'NİN O YAZISI:
Meclis'te kritik görüşmelerde her zaman iktidarla muhalefet kulisi arasında mekik dokurdum.
Bu kez büro ile Meclis arasında mekik dokudum.
Meclise ilk olarak Mustafa Balbay'ın yeminini izlemek üzere geldim.
4 yıl 9 aylık tutukluluğun ardından Mustafa Balbay, Meclis kürsüsünde yemin ederken, muhalefet kulisinden izledim.
Balbay yemin ederken muhalefet kulisindekiler ekranların başına toplanmış, yemin törenini izliyorlardı.
CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu da yemin törenini izleyenler arasındaydı.
Yemin bitti Kılıçdaroğlu dışarı çıktı ama bu kez MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli kalabalık bir heyetle muhalefet kulisinden geçerek genel kurul salonuna girdi.
Geçen yıllar Balbay'ın saçlarındaki beyazları artırmış, yüzünde derin izler bırakmış. Kolay değil, cezaevinde geçen her gün insan ömründen yılları alır götürür.
Balbay yemin ettikten sonra BDP milletvekilleri KCK tutuklusu 6 milletvekilinin durumunu gündeme getirdiler.
Haklıydılar.
Balbay'ın yasama hakkı hak da BDP milletvekillerinin yasama hakkı hak değil mi?
Mustafa Balbay dün Meclis'te iki kez kürsüye çıktı. Biri yemin etmek için diğeri bütçenin tümü üzerine konuşmak için.
Heyecanlı bir şekilde başladığı bütçe konuşmasında, cezaevindeki diğer milletvekillerinin durumunu gündeme getirdi.
Buraya kadar iyiydi ama ilk günden gereksiz polemiklere kapı aralamasına gerek yoktu.
Bu arada Anayasa Mahkemesi'nin, 'Balbay' kararı nasıl karşılandı?
İyi karşılandı.
AK Parti Grup Başkanvekili Ahmet Aydın'la konuştuk.
'12 Eylül 2010 tarihinde yapılan Anayasa referandumunda Anayasa Mahkemesine bireysel başvuru hakkı kabul edilmeseydi bu tahliye olmazdı' dedi. Ahmet Aydın, 'CHP referandumda bu değişikliğin aleyhine kampanya yürüttü ama bu düzenlemeden öncelikle CHP milletvekili olan Mustafa Balbay yararlandı' diye eklemeyi de ihmal etmedi.
Şimdi gelelim işin püf noktasına.
Anayasa Mahkemesi'nin kararı sadece özgürlükler açısından mı değerlendirildi?
Değil elbette ki.
Anayasa Mahkemesi Başkanı Haşim Kılıç'ın Gezi olaylarından bu yana verdiği mesajlar, her hafta sonu ülkenin bir köşesinden verdiği mesajlar ve sonunda bu karar, üst üste konularak okunuyor.
Tüm yolların Roma'ya çıkması misali.
Ankara'da tüm yollar siyasi senaryolara çıkıyor.
Mustafa Balbay yemin ettikten sonra iktidar kulisine geçtim.
Orada da 'Balbay İzmir Büyükşehir Belediye Başkan adayı olur mu?' tartışması yapılıyordu.
Başbakan, Ulaştırma Bakanı Binali Yıldırım'ın İzmir Büyükşehir Belediye Başkan adaylığını Cuma günü İzmir'de düzenlenen törenle açıklayacak.
Bu arada,
İktidar kulisinde başka bir heyecan daha vardı.
O da kabine değişikliği heyecanı.
Belediye Başkan adayı olan bakanlar bütçeden sonra istifa edecek, yerlerine yeni isimler gelecek. Ama kabine içinde bazı bakanların yerlerinin değişeceği ve kabine revizyonunun daha geniş kapsamlı olacağı beklentisi oluşmaya başladı.
Tabi Başbakan'ın ne düşündüğünü bu aşamada bilen yok.
Bunlar kulislerin beklentileri.
Siyaset iyiden iyiye seçim havasına girdi. Öyle ki ilk günden bütçe görüşmeleri, seçim gölgesi altında yapıldı.
Devlet Bahçeli, 'Küstüm oynamıyorum' dedi, konuşmadı. Kemal Kılıçdaroğlu ise polemik yaptı.
AK Parti milletvekillerine, 'Robot' benzetmesi yapınca bir ara tansiyon yükseldi.
Ama bence asıl önemli olan nokta, Kılıçdaroğlu'nun, 2004 MGK belgesine ve MİT fişlemelerine değindikten sonra, 'Bunun arkası gelecek' demesiydi.
Sahi bunun devamının geleceğini Kılıçdaroğlu nereden biliyor?
Aynı kaynaktan mı besleniyorlar.
Yoksa kasetten sonra belge kardeşliği de mi kuruldu?
Başbakan'ın bütçe konuşması, yeni sürecin ipuçlarını taşıması açısından önemliydi.
Bir anlamda, 'Yol Haritası'nı çizdi.
Buna göre;
1-Çözüm sürecine güçlü bir vurgu yaptı. 'Bölgede yaşanan bahar havasını bozmaya kimsenin gücü yetmez' diye seslendi. 'Yeter ki Türkiye kazansın. Biz kaybetmeye razıyız' sözü bir söz olmaktan öte çözüm adına önemli bir duruştu.
2-Muhalefete 3.5 ay sonra seçim var. Buyurun sandığa millet bizi de sizi de orada test etsin çağrısı yaptı.
3- İktidar olduğu 3 Kasım 2002'den bu yana reformlar ve özgürlüklerle büyüyen, Türkiye'yi dönüştüren AK Parti'nin bundan sonraki rotasını reformlar ve özgürlükler olarak çizdi.
4-Türkiye'yi kasetler, ittifaklar, MGK kararları ve fişlemeler üzerinden dizayn etme çabalarına ise meydan okudu.
'Türkiye'ye sadece millet istikamet çizer' dedi.
Durmak yok mücadeleye devam...
SON VİDEO HABER
Haber Ara