Dolar

34,8725

Euro

36,7751

Altın

3.048,45

Bist

10.123,54

'Soy kodu' engeli mahkemeden döndü

Çocuğunu Ermeni okuluna göndermek isteyen ailenin mücadelesini sürdüren aile, İstanbul 7. İdare Mahkemesi'nin verdiği yürütmeyi durdurma kararıyla amacına ulaştı.

12 Yıl Önce Güncellendi

2013-12-05 16:30:47

'Soy kodu' engeli mahkemeden döndü


AGOS gazetesi geçen ağustos ayında 'soy kodu' uygulamasını manşetine taşımıştı. Habere göre, 'soy kodu' uygulaması çocuğunu İstanbul ’daki bir Ermeni anaokuluna kaydettirmek isteyen bir ailesinin mücadalesiyle ortaya çıktı.

Öğrencinin velisi anne, vaftiz olup kendi kimliğine dönmüş bir Ermeni idi. Anne, kimliğine geri dönerken, nüfus cüzdanındaki din hanesini Hıristiyan olarak değşitirmişti. Çocuğun babasının kimliğinin din hanesinde ise Müslüman yazıyordu.Ermeni anaokulu mevzuat gereği anne ve babaya “Milli Eğitim’den okula kayıt yaptırmanızda bir sakınca olmadığına dair resmi izin belgesi alın" dedi. Ailenin avukatı İsmail Cem Halavurt, İstanbul İl Milli Eğitim Müdürlüğü’ne başvurrdu. Çocuğun Ermeni anaokuluna kayıt yaptırmasının önünde bir engel olmadığına dair resmi yazı talep etti.

'SOY KODU 2' İSE KAYIT YAPILIR

Avukat Halavurt’un talebini değerlendiren İstanbul İl Milli Eğitim Müdür Yardımcılarından Ahmet Molak, Şişli İlçe Milli Eğitim Müdürlüğü’ne hitaben resmi bir yazdı. İşte bu yazı 'soy kodu' uygulamasını ortaya çıktı. Yazıda şöyle deniyordu:

"…Söz konusu okullara kayıt olacak öğrencinin velisinin mahkeme kararı ile din, isim, mezhep değiştirip değiştirmediğinin bilinmesi, 1923 yılından bu yana ‘Vukuatlı’ nüfus kayıtlarının gizli soy kodunun da (nüfus kayıt örneğinde Ermeni vatandaşlarımızın soy kodu 2 dir) çıkartılması gerektiğinden ancak adı geçen öğrencinin velisinin ilgili nüfus ve vatandaşlık müdürlüğünden nüfus kayıt örneğinde gizli soy kodunun 2 olması halinde kaydının yapılabileceği hususunda gereğini rica ederim.” Her şey İstanbul’daki bir Ermeni anaokuluna çocuğunu kaydettirmek isteyen bir ebeveynin verdiği mücadeleyle başladı. Öğrencinin velisi olmak isteyen anne, vaftiz olup kendi kimliğine dönmüş bir Ermeni. Anne, atalarının kimliğine geri dönerken, nüfus cüzdanındaki din hanesini Hıristiyan olarak değiştirir; çocuğun babasının kimliğinin din hanesinde ise Müslüman yazmaya devam eder. Anne babanın çocuklarını kaydettirmek istedikleri Ermeni anaokulunun müdürlüğü ise, yasal mevzuat gereği kendilerine şu cevabı verir: “Milli Eğitim’den okula kayıt yaptırmanızda bir sakınca olmadığına dair resmi izin belgesi alın.”

KARARI DA AGOS DUYURDU


Bu haberin ardından Türkiye 'de 'soy kodu' tartışması yaşandı. Aile de avukatları İsmail Halavurt aracılığıyla konuyu yargıya taşıdı. Agos bugün piyasaya çıkan yeni yazızında İstanbul 7. İdare Mahkemesi'nin kararıyla ailenin amacına ulaştığını yazdı.

AGOS'tan Ferda Balancar imzalı haber şöyle:

Agos’un 2 Ağustos tarihli sayısındaki ‘Soy kodu ile fişlemişler’ başlıklı haberimizde resmi yazışmadan geçen fişleme işlemini gündeme taşımıştık. İstanbul İl Milli Eğitim Müdürlüğü’nden Şişli İlçe Milli Müdürlüğü’ne gönderilen resmi yazıda “1923’ten bu yana vukuatlı nüfus kayıtlarında gizli ‘soy kodu’nun yer aldığı” belirtiliyordu.

Soy koduna örnek olarak ‘Ermeni vatandaşlarımızın soy kodu 2’dir’ ifadesi de resmi yazıda yer alıyordu. Bu resmi yazının veriliş gerekçesi ise İstanbul’daki bir Ermeni anaokuluna çocuğunu kaydettirmek isteyen bir ebeveynin verdiği mücadeleydi. Öğrencinin velisi olmak isteyen anne, vaftiz olup kendi kimliğine dönmüş bir Ermeni. Annenin nüfus cüzdanındaki din hanesinde Hıristiyan yazarken, çocuğun babasının kimliğinin din hanesinde ise Müslüman yazıyor. Anne babanın çocuklarını kaydettirmek istedikleri Ermeni anaokulunun müdürlüğü ise, yasal mevzuat gereği kendilerine şu cevabı vermişti: “Milli Eğitim’den okula kayıt yaptırmanızda bir sakınca olmadığına dair resmi izin belgesi alın.” Ailenin avukatı İsmail Cem Halavurt’un İstanbul İl Milli Eğitim Müdürlüğü’ne başvurarak, çocuğun Ermeni anaokuluna kayıt yaptırmasının önünde bir engel olmadığına dair resmi yazı talep etmesi üzerine de ‘soy kodu’nu ifşa eden söz konusu resmi yazı ortaya çıkmıştı.

PATRİKLİĞİN BELGESİ


Çocuklarını Ermeni okuluna gönderme mücadelesini sürdüren aile, İstanbul 7. İdare Mahkemesi’nin verdiği yürütmeyi durdurma kararıyla nihayet amacına ulaştı. Mahkeme’nin 15 Kasım tarihli yürütmeyi durdurma kararında şu ifadeler yer alıyor:
“Davacı tarafından dava dilekçesine eklenen 17/12/2012 tarihli Türkiye Ermenileri Patrikliği tarafından davacının annesi N.E.B adına düzenlenen belgenin, davacının Ermeni soyuna mensup olduğuna karine teşkil ettiği, bunun yanında davacının dilekçesinde Ermeni asıllı olduğunu açıkça belirttiği de göz önüne alındığında, eğitim-öğretim hakkının kullanımı bakımından davacının Ermeni azınlığa mensup olduğunun kabulü gerektiğinden Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi ve Anayasa ile korunan eğitim hakkını engelleyecek şekilde davacının Ermeni okuluna kaydının yapılmamasına ilişkin işlemde hukuka uyarlık bulunmamaktadır.
Diğer taraftan davacının öğrenci olması ve dava konusunun öğrenime ilişkin olması, davacının daha önceden aynı okulun anaokulu kısmında aday öğrenci statüsüyle öğrenim görüp bu okulda sosyal çevre edindiği göz önüne alındığında davacı açısından telafisi güç zararlar doğacağı da açıktır.”

BU KARAR EMSAL OLACAK


Ailenin avukatı İsmail Cem Halavurt, Mahkeme’nin bu kararıyla öncelikle davacının çocuğunun okula kaydının yapılmasının önünün açıldığını söyledi. Halavurt, Agos’a yaptığı açıklamada, “Karar, davacı ile benzer durumda olan diğer öğrencilerin de okula kaydının yapılmasında emsal bir karar teşkil etme potansiyeli taşımaktadır” dedi.

Avukat Halavurt’un kararla ilgili görüşleri şöyle:

“Mahkemenin kararında en temel husus bir kişinin soyunun belirlenmesinde soy kodunun esas alınmasının hukuka uygun olmadığının tespitidir. Milli Eğitim Bakanlığı kişinin azınlık okullarına kabul edilmesinde soy kodunun esas alınması gerektiği gerekçesiyle okula kayıt yapamayacağını belirtmişti. Bu karar, bir kimsenin Ermeni olduğunun kabul edilmesinde soy kodunun tek başına esas alınamayacağını göstermesi bakımından olumlu bir karardır.
Kişilerin soy koduna bakılarak kökenlerinin tespit edilmesi 1915 ve sonrasında yaşanan Soykırımı meşrulaştıran ve Soykırımın sonuçlarını pekiştiren bir uygulamadır. Kendi dilinde eğitim yapmak isteyen, kendi az87ınlık toplumunda sosyal ve kültürel ilişkiler geliştirmek isteyen insanların önünü kesmeye çalışan bir yaklaşımdır. Özellikle kendi özüne dönmek ve kendi diliyle eğitim yapmak isteyen müslümanlaştırılmış Ermenilerin önünü kesmeye çalışan bu yaklaşımların engellenmesi bakımından yürütmeyi durdurma kararının devamında idarenin işleminin tümden iptali gerekir. Bunun birlikte aynı zamanda soy koduna ilişkin düzenlemelerin tümüyle ortadan kaldırılması ve eğitim özgürlüğünün önünü açacak düzenlemeler yapılması gerekir.

Yürütmeyi durdurma kararının anlam kazanabilmesi, çocuğun okula kesin kaydının bir an önce yapılmasıyla birlikte Soykırımın sonuçlarını ve ayrımcılığı pekiştiren uygulamaların tümüyle ortadan kaldırılması yönünde yasal düzenlemelerin yapılması gerektiği açıktır. Bu hususta gerekli çalışmaları yapıyoruz. Bu tip düzenlemelerin ortadan kaldırılması için gerekli hukuksal mücadeleyi de vereceğiz.”

HABERİN TAMAMI İÇİN TIKLAYINIZ...

Haber Ara