Dolar

34,9466

Euro

36,7211

Altın

2.977,22

Bist

10.125,46

Mısır'la devam eden 100 yıllık siyasi kriz

Türkiye ile Mısır ilişkileri 100 yıldır pek yolunda gitmiyor. Atatürk döneminde başlayan siyasi krizler şimdiye kadar dek sürdü.

12 Yıl Önce Güncellendi

2013-11-24 12:20:50

Mısır'la devam eden 100 yıllık siyasi kriz

Türkiye gazetesi yazarı Yıldıray Oğur bugünkü köşesinde Mısır ile 1925'te başlayan krizin şimdiye kadar yaşanan diplomatik krizlerin neler olduğunu yazdı. Oğur Atatürk'ün Mısır büyükelçisinin fesini nasıl garsonla aldırdığını ve bunun akabinde yaşanana krizi de gözler önüne serdi.


Yıldıray Oğur'un Türkiye gazetesindeki "Pek hayırlı bir persona non grata vakası" başlıklı (24 Kasım 2013) yazısı şöyle:

Cumhuriyetin 9. Yıl kutlamaları. Ankara Palas'ta Atatürk'ün verdiği resepsiyonda 200'ü aşkın seçkin davetli arasında Ankara'daki elçiler de var. Onların arasında Gazi'nin gözleri, başında 7 yıl önce devrimle devirdiği fes olan Mısır büyükelçisi Abdülmelik Hamza Bey'in üzerinde. Yemek bitip baloya geçilirken olanları o gece baloda olan Fransa Büyükelçisi Kont de Chambrun'den dinleyelim:"İki yüz kişilik davetliler arasında Mısır Elçisi'nin fesi gösterişle sırıtıyordu. Cumhurbaşkanı, arada bir, sezdirmeden fese alaycı bir göz atıyordu. Zavallı meslektaşım bunun farkına varmadı. Ama Gazi, sürükleyici müziğin temposuna ayak uydurarak masadan kalkınca Mısırlının yanından geçti ve geçerken bir kedi mırıltısını andıran usulca bir sesle kendisine bir şeyler söyledi, onun omzunu okşadı. Kendisini kucaklıyor sanmıştık ki bir de ne görelim, bir garson fesi gümüş bir tepside hızlı adımlarla götürüyordu. Tepsinin ardından bakakaldık!"


ATATÜRK'TEN MISIR KRALINA FIRÇA

İngiliz Büyükelçisi Sir George Clerk'in başkentine geçtiği telgrafa göre Atatürk elçiye 'Kralınıza söyleyiniz, ben Mustafa Kemal, size bu akşam fesinizi çıkarmanız talimatını verdim' demiş ve başından aldığı fesi garsona uzatmıştı. Şoka giren elçi salonu hemen terk etti. Olay bir hafta sonra İngiliz basınına düştü. "Bir Fes yüzünden Mısır ve Türkiye savaşın eşiğine geldi" başlıklarıyla. Kral Fuad'ın Ankara'ya verdirdiği nota, İngilizlerin araya girmesi, üstü kapalı özürlerle kriz zorlukla tatlıya bağlandı.


KAHİRE KEMALİST REJİMDEN KAÇANLARIN SIĞINAĞI OLMUŞTU

Bu ilk kriz değildi ama. Devrimlere, halifeliğin, saltanatın kalkmasına karşı en sert eleştiriler Mısır'dan ve Mısır medyasından gelmiş, Kahire Kemalist rejimden kaçanların sığınağı olmuştu. Şehzade Abdulkerim'in Kahire'ye gelip Halifeliğini ilan edeceği haberlerine kızan Atatürk Kral Fuad'ın doğum gününü kutlamayınca Kral memurlarının Türk elçiliğine gitmesini yasaklamıştı. İlk sefir krizinin patladığı tarih 1925'ti. Mısır'daki Türklerin mallarıyla ilgili mahkemeler üzerine çıkan bir ihtilafı çözmek için Kral'dan randevu alan Türkiye'nin Kahire Büyükelçisi Muhittin Paşa saatlerce bekletilince kızıp, kapıyı çarparak sarayı terk etmişti. Kriz büyümeden mesele çözüldü.


ATATÜRK'Ü AFYON SATICISI OLARAK GÖSTERMİŞLERDİ

1930'da Mısır'da yarım milyona varan bağımlıya afyonun Türkiye'den geldiği, devletin buna göz yumduğu tartışmalarıyla başlayan gerilim ise El Keşkül adlı mizah dergisinde Atatürk'ü afyon satıcısı olarak gösteren bir karikatürle yeniden kopma noktasına geldi. Kahire, Ankara'yı "Bu mizah dergisi ama" diyerek zor yatıştırdı.


BÜYÜKELÇİDEN NASIR'A AYAR

Kral'la bir türlü iyi olmayan ilişkiler, 1952'de onu deviren, hem de "Atatürk'ün devrimlerini kendime örnek aldım" diyen Albay Abdülnasır döneminde de düzelmedi. Şansızlık bu ya Türkiye'nin Kahire Büyükelçisi Hulusi Fuad Tugay, darbeyle devrilen Kral Faruk'un kuzeni Prenses Emine ile evliydi. Darbeden sonra bütün kraliyet ailesiyle birlikte Prenses'in de mallarına, mülklerine genç subaylar el koydu. Gazeteler her gün Prenses ve onun elçi eşine hakaretler yayınlamaya başladı. Büyükelçi her yerde darbe hükümetini eleştirmekteydi. Ankara elçiyi değiştirmekte geç kaldı. 2 Ocak 1954 akşamı Kahire Operası'ndaki temsilin ardından olanlar oldu. Darbenin liderlerinden Cemal Abdülnasır operada diplomatlar için bir kokteyle veriyordu. Elçilerin elini tek tek sıkmaya başladı. Sıra Türkiye Büyükelçisi Hulusi Fuad'a geldi. O gün gazetelerde yine eşi ve kendisi aleyhinde hakaretlere kızmış olan Hulusi Fuad elini uzatmadı ve Nasır'a ağzına geleni söyledi: "Ben sadece centilmenlerin elini sıkarım. Sen Mısır'ı felakete sürükledin, eşimin menkul ve gayrimenkullerini neden vermiyorsun "


Salonu terk eden Nasır, Türkiye Büyükeçisi'ni persona non grata ilan etti ülkeyi terk etmek için 48 saat süre verdi. Havaalanına giden elçinin bavulları iç çamaşırlarına varıncaya dek arandı, o haldeki fotoğrafları Mısır gazetelerinde yayınlandı.

BAYAR'DAN TİCARET BAKANINA HAKARET

Türkiye'nin Kahire Büyükelçiliği 1962 yılına kadar kapalı kaldı. 1958'de Menderes'in ilişkileri iyileştirmek için attığı adımlar ise İzmir Enternasyonal Fuarı'na davet edilen Mısır Ticaret Bakanı'nı kabul eden Cumhurbaşkanı Bayar'a takıldı. Bayar, bakana sebepsiz yere Türk Kemalizminin resmi Arap görüşünü aktarıp, şöyle dedi: "Siz nankör bir milletsiniz. Türklerin İslam alemine yaptığı bunca hizmetlere karşı Araplar bir fırsatını gözleyip daima ihanet etmişlerdir"


EN HAYIRLI KRİZ 2013'TE YAŞANAN

Kursakta kalmış emperyal kibir fena bir şey. Bir de üstüne Araplar hakkında klişe Kemalizm binince. Bugün Mısır'la ilişkilerin oğlu İbrahim'in komutasındaki ordusunu İstanbul'u almaya gönderen, Kütahya'ya kadar da gelen Mehmet Ali Paşa döneminden daha iyi olduğu kesin. 2013 yılındaki kanlı darbeden sonra Başbakan Erdoğan'ın darbe eleştirilerine kızan general Sisi'nin Türkiye Büyükelçisi'ni ülkeden gönderme kararı ise bu 100 yıllık çalkantılı diplomatik tarihin gurur duyacağımız ilk krizi. Persona non gratanın böylesine can kurban...

Haber Ara