STV dizisi ‘Şefkat Tepe’ Cumartesi gecesi ‘Total’de ‘Yetenek Sizsiniz’i geçip bir numara oldu. Bu, büyük başarıdır. Sebepsiz de değildir.
Oysa hepimiz Kürt sorununda barış sürecine girilmesiyle ‘Şefkat Tepe’ ve benzeri dizilerde kriz yaşanacağını düşünüp tartışmıştık. Benim tahminim ancak yeni bir tematik ‘oryantasyon’la bu krizin aşılabileceğiydi. Devlet televizyonu TRT buna ihtiyaç duymadı ve belki hem hükümete hem de sürece bir ‘jest’ olarak kendi kanalındaki ‘Sakarya Fırat’ı kaldırmayı tercih etti.
STV ise dizisini gözden çıkarmadı ve ‘reoryantasyon’a gitti. Yön, Suriye, daha doğrusu ‘Suriye Kürdistanı’ olarak belirlendi. Dizi tutundu, tutunmaktan öte, zaten seyircisi nezdinde bir ‘kurumsallaşma’sı olduğu için reyting dinamizmini de sürdürdü.
Ancak en son zirve başarısının salt bununla da açıklanabileceğini sanmıyorum. Asıl nedenin, son zamanların en önemli iç politik, daha doğrusu ‘iktidar-içi politik’ gündem maddesiyle ilişkili olduğu kanısındayım.
Çözümlememizi tartışmaya açma yolunda ‘Şefkat Tepe’nin son bölümünün girişine dikkat kesilelim! ‘Kurtlar Vadisi’nde sık sık gördüğümüze benzer bir sahne: Kuytu ve karanlık bir atmosferde vatanın-milletin birliği ve dirliği işine gelmeyen ‘dış mihraklar’ ve onların yerli işbirlikçileri konuşuyor. Dinleyelim (özetle):
“- Geçen haftaki karar kurulunda konuştuğumuz üzere dershaneler bir oldubittiye getirilerek paket bir yasayla kapatılacak. Yıllardır bitirmeye çalıştığımız işi şimdi ‘bu insanlar’a yaptırıyoruz.
- Beyler, dershane işi paketle paketlendikten sonra sıra evlere gelmeli.
- Efendim, halk nasıl ikna edilecek?
- Öğrencilerin oturduğu evleri farklılaştırırsınız. Bu evlerin farklı değerleri olduğuna kamuoyunu inandırırsınız. Böylelikle bizler için sıkıntı olan evlerin tasfiyesini yaptırmış olursunuz.
- Beyler, hazırladığımız planların, komploların tutması için, içlerine yerleştirdiğimiz adamların özellikle medya alanında muhafazakâr görünmelerini istiyoruz. Ama herkesin gözü önünde gece âlemlerinde adamlar hâlâ boy gösteriyorlar.
- Çok haklısınız efendim. ‘Camia’yı eleştirsin diye görevlendirdiklerimiz camiye gideceklerine meyhanelerde dolaşıyorlar. Proje adamımız ‘Küçük’ çok çalışıyor. ‘Camia’nın aleyhinde ektiği fitne tohumları meyve vermeye başladı bile. ‘Bilmemnereli’ arkadaşsa ekranlarda boy gösteriyor ama sadece cebini dolduruyor.
-Bi yolunu bulun, işini yapanlar ödüllendirilsin. … Ayrıca kanal kurması için beslenen adama ayar verin, tepemi attırmasın!
-Efendim, konumumuz her geçen gün ülkenizde güçleniyor. Ve neredeyse ‘kılcalların kontrolü’ bize geçecek kadar hedefe yakınız. Ama Suriye konusunda yardımlarınıza daha da çok ihtiyacımız var.
-‘Kılcallardaki adamımız’ Suriye’de kuracağımız Kürt devleti için altyapıyı yaptı.
-Arkadaşlar, ülkeyi idare edenleri istediğimiz yönde karar alacak şekilde yönlendirip diğer taraftan ‘Camia’yı bitirme projesini uygulattığımızda emellerimize ulaşacağız. …”
Açık değil mi?! ‘Gülen Hareketi’nin yayın kuruluşu STV, ‘Parti’ ile ‘Cemaat’ sürtüşmesinin ayyuka çıktığı bir dönemde kitlesine yönelik mesajı en etkili şekilde popüler dizisi ‘Şefkat Tepe’ içerisinden veriyor. Fark ediyoruz, hâlâ doğrudan ‘Parti’ye karşı bir cephe açmaktan kaçınılıyor. Ama ülkeye nifak saçmaya hevesli şer cephesi ‘Parti’yi (‘bu insanlar’!) ele geçirdi ve onun içinden ‘Camia’yı yıpratma faaliyeti sürdürüyor imasında da bulunuluyor. Bir anlamda “Parti elden gitti” deniliyor yani!..
Bu video Adobe Flash Player'ın son sürümünü gerektirmektedir.
‘Gülen Hareketi’ ile AKP arasındaki gerilim üzerine şimdilerde konuşan konuşana. Hâlbuki herkesin ‘kış uykusu’nda olduğu zamanlarda bu noktayı vurgulamıştık; 20 Ocak 2010’da, o dönemde yazdığımız T24’te… Sonra ‘Mavi Marmara’ olayında ayrışmanın ilk kristalleşmesi üzerine daha da net, şu başlık altında yazmışız: ‘Liberal İslâm Türkiye’sinde Yol Ayrımı: Gülenizm ve Recepizm’ (T24, 9 Haziran 2010, http://t24.com.tr/yazi/liberal-islam-turkiyesinde-yol-ayrimi-gulenizm-ve-recepizm/2080 ).
N’açar, artık dönüp durup televizyon yazar olduk! Ama şükür, popüler kültür politik dinamizmden uzak değil ve çok isteyip doğrudan giremediğimiz konulara dolaylı da olsa değinme imkânını bize veriyor!..
İktidara yandaş kalemşörler ve ‘ekran amigoları’, bu ‘çatlama’ya değinenlere çamur atıp ‘muhafazakâr uyum’u bozan kötü niyetli laikler, ‘cehapeliler’, Kemalistler martavalını okumaya devam ediyor. Ama bakın, AKP kaynaklarınca oy potansiyeli yüzde 5 denilen ‘Cemaat’ (pardon, ‘Camia’!) kendi bünyesinde ‘Parti’yi içeriden ele geçirmişlerin komplosuyla karşı karşıya oldukları mesajını ‘dizi dizi’ yayıyor! Ele geçirenler bile sıralanmış: ‘Proje adamı Küçük’; ‘Bilmemnereli’; ‘Kılcallardaki Adam’; ‘Kanal kurması için beslenen adam’… Anladınız siz, kim onlar!..
Dizinin bu bölümü, medyadaki yükselişini şimdi ‘TV8’i alarak taçlandırmış Acun Ilıcalı’nın ‘Yetenek Sizsiniz’inin üzerine çıktı izlenme oranında…
‘Yüzde 5’ mi demiştiniz?!