Hüseyin Gülerce'den bir dershane yazısı daha!
Zaman Gazetesi yazarı Hüseyin Gülerce bugünkü yazısında 'dershanelerin kapatılması' konusunu ele alırken, Bakanlar Kurulu'nda alınan karara dikkat çekti...
12 Yıl Önce Güncellendi
2013-11-20 02:54:48
Hüseyin Gülerce, 'Yanlış durdu hata devam ediyor...' başlıklı yazısında dershanelerin kapatılması konusunda hükümetin üzerine düşen görevi yapmadığını belirtti. Hükümet kanadından farklı açıklamaların geldiğini beyan eden Gülerce, Bülent Arınç'ın yasayı savunmasını da eleştirdi...
İŞTE GÜLERCE'NİN O YAZISI:
Önceki günkü Bakanlar Kurulu’nda dershaneler konusunda, sağduyu galip geldi ve büyük bir yanlıştan dönüldü.
Yanlışa dur denildi ve dershanelerin, öğrencilerin, öğretmenlerin, velilerin görüşünün alınması noktasına gelindi. Allah aşkına en başta yapılması gereken bu değil miydi? Bunu en başta yapsaydınız, şu kadar kırıcılık, gönül yıkma, tedirginlik, endişe yaşanmasaydı olmaz mıydı? Gezi olaylarının ilk iki gününde de böyle olmadı mı? İlk gün gelen yargı kararına tepki gösterildi ama sonra o karar, meselenin çözümü için can simidi oldu. “Yargı kararını bekleriz, bizim lehimizde çıksa bile plebisite gideriz, halkın dediğini yaparız…” denilince tepkiler soğutuldu. İçişleri Bakanı Sayın Güler, birkaç gün önce Meclis’te aynen şunları söyledi: “Gezi olaylarında kavrayamadığımız yerler var mı evet var, kavrayamadık. Hatta olayların arkasında uluslararası güçler ve çözüm sürecinin baltalanmasına kadar varan bir arayış olduğunu belirtmek isterim.”
Dershanelerin kapatılma teşebbüsünde de aynısı var. Yanlış durdu ama hata devam ediyor. Sayın Arınç, konuyu yeniden değerlendireceklerini ama “hükümetimizin kararı doğrudur, yeterince anlatamadık herhalde…” diyor.
Anlatılan ve anladığımız şu. Eskiden eğitim sisteminde aksaklıklar vardı. Çocuklarımız başarılı olamıyordu. Dershaneler bir ihtiyaç olarak doğdu. Çok da faydalı oldular. Ama şimdi hükümet çok yatırım yaptı, sistemdeki aksaklıklar giderildi. Artık eğitimi sadece okullar vermeli. İlave tedbire ihtiyaç yok. Velilere de gereksiz masraf yaptırılmamalı.
Sayın Arınç’ı çok seviyor ve sayıyorum. Keşke bu yaklaşımı o savunmasaydı. Derslikler, sıralarla ilgili aksaklıklar giderildi, ancak sistemin özündeki aksaklık aynen devam ediyor. Yılların eğitimcisi olarak söylüyorum, Sayın Bakan’ın ve Sayın MEB Müsteşarı’nın yaklaşımları; okulu, öğrenciyi, dershaneyi, kursu zerre kadar bilmediklerini ortaya koyuyor. Sayın Bakan ve müsteşarının yaklaşımı, öğretmenlerde, öğrencilerde, velilerde şaşkınlık, hayret ve üzüntü ile karşılanmaktadır.
İki şey söyleyeyim. Dershaneleri özel okula ve açık liseye dönüştürmek, bu konuları hiç bilmeyenleri heyecanlandırabilir ama eğitimcileri asla ikna edemez. Çünkü dershanelere 2 milyon öğrenci gidiyor. Özel okula çevirirseniz bunların -devlet teşvik de verse- ancak 100 bini o liselere gider. Yani 1 milyon 900 bin öğrenci yine dershanelere ihtiyaç duyar. Dershane ücretlerinin 5 katı olacak o ücreti velilerin çoğu da veremez. İkincisi, dershane ihtiyacı, okullardaki takviye kursları ve Halk Eğitim’deki kurslarla karşılanacakmış. Sayın Bakan ile müsteşarının haberi yok herhalde. Bu denendi ve milli eğitimin en büyük fiyaskolarından biri oldu…
Eğitim sisteminde, A’dan Z’ye sağlıklı, verimli, üniversite ile senkronize hale getirecek köklü değişiklikler yapılmazsa, okullar arası kalite eşitliği sağlanmazsa, eğitim ezberden kurtarılmazsa, dershane ihtiyacı asla azalmaz.
Bunlar yapılsa bile, zeki, çalışkan, başarılı öğrencilerin girmek istediği fakülte kontenjanları toplam 35-40 bin civarındadır. Türkiye genelinde hukuk, siyasal, en iyi mühendislikler, tıp, işletme için toplam 25 bin kontenjan varken, buraları da 200-300 bin öğrenci tercih ederken, özel ders ve dershane ihtiyacı hiçbir zaman ortadan kalkmaz.
Ne olur meseleye hisle, bu kurumları itibarsızlaştırma önyargısıyla yaklaşmayın. Olan çocuklarımıza oluyor. Herkesin birbirini kırması, üzmesi, üslup kaymaları da cabası…
SON VİDEO HABER
Haber Ara