Dolar

34,9466

Euro

36,7211

Altın

2.977,22

Bist

10.125,46

Hürriyet'in yayınlayamadığı sakıncalı röportaj! Erdoğan ile 55 dakika ne konuştu?

Deniz Kuvvetleri Komutanı olması beklenirken istifa eden Donanma Komutanı Nusret Güner, Hürriyet'e röportaj verdi. Ancak Hürriyet bu röportajı yayınlayamadı.

12 Yıl Önce Güncellendi

2013-11-07 13:10:13

Hürriyet'in yayınlayamadığı sakıncalı röportaj! Erdoğan ile 55 dakika ne konuştu?


İzmir'deki casusluk ve Balyoz davası sebebiple istifa eden Donanma Komutanı Oramiral Nusret Güner, twitter hesabından duyurdu.

Güner, Hürriyet gazetesinin kendisiyle röportaj yaptığını ancak o röportajı yayınlamadıklarını açıkladı.

Söz konusu röportajı twitter hesabından yayınlayan Oramiral Güner, bu söyleşiyi Hürriyet'e 25 Ekim 2013 tarihinde vermiş.

HER SATIRI BOMBA

Hürriyet'in sakıncalı bulup yayınlamadığı röportajın her satırı bomba...

Güner, Başbakan Erdoğan ile istifasından sonra Dolmabahçe'de 55 dakika başbaşa görüşmüş. Hükümet istifayı geri aldırmak için neler yaptı?
*Niye Deniz Kuvvetleri hedef alındı? Amaç kendi gemisini üretmeye başlayan Donanmayı yok etmek mi? TİGEM'de gemi yapan mühendislere ne oldu?

FLAŞ SÖZLERDEN BAZILARI

*Emekli olunca kirada yaşayan tek oramiralim
*Mercedes yerine Renault'a bindim
*Başbakan sağolsun annemin bile hatrını sorardı
*Benim için kırılma noktasi 21 Eylül 2012 tarihidir. Ne oldu o gün?
*Kızıma bir şey olursa dağıtırım ortalığı. Kendi hesabımı kendim görürüm. Ben 5 yaşından 60 yaşına kadar idealist yaşadım".

GENELKURMAY BAŞKANI KAALE ALINMIYOR

Güner'in bomba açıklamalarından Genelkurmay Başkanı Necdet Özel de nasibini aldı. İddiasına göre hükümet Genelkurmay başkanını kaale almıyor.

30 Ağustos'ta Deniz Kuvvetleri Komutanı olması beklenirken istifa eden Güner, yayınlanmayan röportajında bakın neler demiş;

NİYE İSTİFA ETTİ?

"Bu davaların başından beri, iddiaların doğru olmadığını ben ve benim gibi işin içindeki tüm subaylar biliyordu. Ama yine de devlet adabı neyi gerektiriyorsa onu yaptık. Bunu yargıya güvendiğimiz için yaptık. Ama zaman geçtikçe gördük ki, yargıya nerede güveneceksin? Adamlar savunma yapıyor. Yargıç başka tarafa bakıyor. Yargıya nasıl güveneceksin?

O AN ÇILDIRDIM

Benim için kırılma noktasi 21 Eylül 2012 tarihidir. Ne oldu o gün? Mahkeme karar verdi. Benim 160 tane pırıl pırıl silah arkadaşımı 18 yıla mahkum etti. Ben hamaset yapmıyorum. Ben bu denizcileri tanıyorum. Yüzde 90'ı ile beraber çalıştım. Ben bu insanları tanıyorum. Bu insanlar pırıl pırıldır. Bunlara 18 yıl hapis cezası veriyorsun. Olacak şey değil. Çıldırdım. O an benin kırılma anımdır.

İSTİFAMI BIR HAFTA BEKLETTİM

Balyoz kararlarının verildiği 21 Eylül 2012 günü, istifa etme kararını verdim. Ancak kendi kendime dedim ki, "Nusret bir hafta bekle. Demesinler ki, hemen feveran ediyor". Bir hafta sonra da 28 Eylül günü istifamı verdim.

KİMSENİN UMURUNDA DEĞİL

Sivil olarak mücadele etmek de benim görevim. Ben Oramiral oldum. Harbe hazırlıktan sorumlu insanlardan birisiydim. Türk Silahli Kuvvetlerinin harbe hazırlığından sorumlu 14 Orgeneral/ Oramiralden biriydim artık. Ben öyle hissediyordum. Ama bir baktım ki, Deniz Kuvvetleri büyük bir zaaf içine düşürülmüş. Bu da kimsenin umurunda değil. Bunun böyle olduğunu gördüm. Kimsenin umurunda değil, kimse sesini çıkartmıyor. 160 tane pırıl pırıl insan gitmiş.


BENİ KALE ALMAYANIN EMRİNDE NASIL ÇALIŞIRIM

Ben bunları Yüksek Askeri Şura'da anlattım. Sorumlu olan insanlara bunu anlattım. Hani beni kale almadıysalar, ben de onları kale almadığım için istifamı verdim. Beni kale almıyorsa, ben onun emrinde nasıl çalışabilirim? Saygımı yitirdiğim anda da çekip giderim. Ben saygımı yitirdim. Bir dakika bile duramazdım artık.

DENİZ KUVVETLERİ KOMUTANI'NI EZMEYEYİM DEDİM AMA...

Balyoz kararlarının açıklanmasından sonra, Deniz Kuvvetleri Komutanı'nın istifa edeceğini düşündüm. Ondan önce istifamı verip, onu ezerim diye endişe taşıdım. Kendisi Karamürsel'e geldi. Geldiğinde görüştük. İstifa etmeyeceğini anladım. Dilekçemi o gün verdim.

BU MİLLET ARTIK BİZE GÜVENMİYOR

"Bu millet artık bize güvenmiyor" diyorum. "Nereden çıkartıyorsun bunu diyorlar". "Ben demiyorum ortaya çıkan Büyük Resim bunu diyor" dedim. Mahkemeler Türk milleti adına karar veriyor. Beni Türk milleti mahkum etmiş, 160 tane pırıl pırıl insanımızı Türk milleti mahkum etmiş, bir kısmı da sırada bekliyor. "Bakın" dedim; "istifamı geciktirdiğiniz her gün bu şebekeler benim hakkımda da birtakım tasarruflar yapacaklar" dedim. Bunu özelikle Deniz Kuvvetleri Komutanı'na söyledim. "Olur mu canım öyle şey?” dedi. Bak oldu sonunda, gördünüz mü?

MERCEDES YERİNE RENAULT'A BİNDİM

İstifa dilekçeniz, yasal olarak Temmuz Ağustos veya Ocak Şubat aylarinda yürürlüğe girebiliyor. Onun dışında, Kuvvet Komutanı isterse istifanızı kabul etmez. Benim istifamı yürürlüğe sokmadıklar için 1 Ocak 2013 tarihine kadar bekledim. Bu arada, rutin çalışmalar için, 3-4 defa Ankara'ya gittim. Kuvvet Komutanına her seferinde “Ocak ayından sonra ben yokum, planlamalarınızı ona göre yapın" dedim. Ankara'ya bu gidişlerimde Orduevi'nde general katlarında kalmadım. Albay katlarında kaldım. Mercedes makam arabamı bıraktım. Bu millet bana bunu layık görmüyor dedim. Renault otomobile bindim. Ama ben tepkimi başka nasıl gösterecektim? Basına gidip konuşamazdım ki.

RÖPORTAJIN DEVAMINI OKUMAK İÇİN TIKLAYINIZ!!!

Haber Ara