Timeturk yazarları Mursi'yi yazdı
Timeturk yazarları 4 Kasım Pazartesi günü gerçekleştirilen Mısır'daki kritik duruşmayı siz okuyucularımız için değerlendirdi.
12 Yıl Önce Güncellendi
2013-11-06 10:10:38
TIMETURK / HABER MERKEZİ
Mısır'da askeri darbeyle görevinden alınan Cumhurbaşkanı Muhammed Mursi'nin 4 Kasım Pazartesi günü mahekeme karşısına çıktı. Mursi'nin "suçlu elbisesi" olan "beyaz giysiyi" reddettiği duruşmada mahkeme heyetini tanımadı ve dik bir duruş sergiledi.
Timeturk yazarları da siz okuyucularımız için bu duruşmada yaşananları değerlendirdi.
ASLAN BALCI'NIN YAZISI
Zulüm Mahkemeleri önünde bir mücahid
Mısır'da askeri darbeyle görevinden uzaklaştırılan, ülkenin seçilmiş ilk Cumhurbaşkanı Muhammed Mursi, "Aralık 2012’de Cumhurbaşkanlığı Sarayı önündeki göstericileri öldürmeye teşvik" suçlamasıyla hakkında açılan davada ilk kez hâkim karşısına çıktı. Dimdik ayakta duran ve gerçek bir lider duruşu sergileyen Mursi cuntanın atadığı mahkemeyi tanımadığını ve ülkenin tek meşru Cumhurbaşkanı kendisinin olduğunu askeri cuntanın mahkemesine bir kez daha hatırlattı.
Siyonist İsrail’in bastırması, ABD’nin ve Avrupa Birliği’nin desteği ile hain ve işbirlikçi Sisi tarafından yönetime el konularak, Cumhurbaşkanlıktan zorla indirilen ve o günden beri halktan ve dünyadan gizli bir yerde alıkonulan Mursi, bu süreçte olduğu gibi 4 Kasım, yani Hicri 1435. yılının ilk günü yapılan utanç verici yargılama esnasında bir adım bile geri atmadı. Zulme ve haksızlığa boyun eğmeden direndi. Müslüman bir lidere yakışır bir tavırla hakkını savundu, tüm dünya insanlarına ve liderlerine büyük bir ders verdi. Eşi Necla Hanım, oğlu Usame ve İhvan teşkilatına karşı vakur duruşu sebebi ile onları utandırmadı aksine onurlandırdı.
Mursi’yı yargılamak için 7 bin sayfalık dava dosyası hazırlamışlar. 3 Haziran’da yönetimi ele geçiren askeri cunta 4 ay boyunca herhalde durmadan yalan şahitler ve yalan haberler üreterek böylesi bir dava dosyası hazırladılar.
Mısır’ın adalet sistemini daha önce yazmıştım. Yine hatırlatma babından da olsa kısaca Mısır’daki adalet sistemi hatırlayacak olursak, adalet mekanizması tamamen aile bireyleri ile kuşatılmış ve çıkar çevrelerinin emri altında sipariş usulü çalışan bir sistemdir.
Eski diktatör Hüsnü Mübarek zamanında öyle bir sistem getirildi ki “evlere şenlik” Bir hâkim veya savcı olan kimse kendi ailesinden aynı makama veya devletin üst makamlarına 10 kişi atayabiliyor. Böylece herkes kendi akrabasını yargıya veya devletin kritik noktalarına ehil olmayan kişileri atarsa ne olur? Ortaya aile şirketi veya aile kanun devleti çıkar. YAZININ DEVAMINI OKUMAK İÇİN TIKLAYINIZ
SÜLEYMAN KURT'UN YAZISI
Kahramanlar hep dik durur
Yetmiş ve seksenli yıllarda doğanlar hemen hatırlayacaktır, İhvan ve Mısır döneminin o en çetin günlerini anlatan romanları. Lise yıllarımızda her güne bir kitap okur, zindanları, direnişi, acıyı, kasveti, hüznü yüreklerimizin ta derinliklerinde hissederdik. Ellerimiz titreye titreye her bir sayfasını yaşayarak okurduk o kitapları. Bazı bölümlerde kaçar sessizce ağlayarak devam ederdik. O günlerde kadınlarımız, gençlerimiz, çocuklarımız kahramanlarımız katlediyordu, Mısır zindanları, o kasvetli duvarlar utana utana tertemiz Müslümanları saygıyla misafir ederdi.
Biz o satırları bir romanın sayfalarından okurken tam anlayamazdık. Aslında o hayal ürünlerinin birer yaşanmışlık olduğunu. O yıllar diye başlayan satırlarımız sonraları eskiden olarak değişti. Sanırdık ki o eski satırlar çok eskilerde kaldı.
Hatırlayacak olursak hep aynı senaryo tekrar edilirdi, özür dile, geri adım at, dinini yaşa ama siyasete, ülke yönetimine karışma derdi o diktatör zalimler. Sonra kahramanlarımızı yazardı o sayfalar, acılar, kan, gözyaşı, zulüm, işkence altında asla geri adım atmayan bizim kahramanlarımızı…
Çocukluğumuz ve gençliğimizin birer örnek modeli, kahramanı olurdu o yiğit direnişçiler. Kendimizi hep onların yerine koyar, onların acı ve direncini hissederdik. Beyazıt meydanında sloganlarla polis barikatlarına yürürken de hep o motivasyonla yürürdük…
Yıllar sonra yeniden Suriye ve Mısır sokakları yine Müslümanların kıyamıyla, acı ve hüzünleriyle yankılanmaya başladı. Aynı zalimler yeniden sahneye çıktı ve aynı kahramanlarımız yine sayfalarımızda yer buldu.
Suriye’de İran, Rusya, Çin ve Şebbiha çetelerine karşı çetin bir sınav veriyordu bizim kahramanlarımız. Yine ellerimizin ve yüreklerimizin ateşini bir akabe provasında birleştiren, yeni yüz yılın kahramanı, onurlu ve asil savaşçı, kutsal direnişimizin bayraktarı, sayın Muhammed Mursi var artık…
YAZININ DEVAMINI OKUMAK İÇİN TIKLAYINIZ
SON VİDEO HABER
Haber Ara