Dolar

34,9466

Euro

36,7211

Altın

2.977,22

Bist

10.125,46

Çocuğu babaya göstermeyen anneye ceza geliyor

Aile Bakanı Fatma Şahin, Adalet Bakanlığı ile yürütülecek yeni projeyle, boşanma aşamasındaki 20 bin evliliği kurtarmayı hedeflediklerini söyledi.

12 Yıl Önce Güncellendi

2013-11-05 01:51:42

Çocuğu babaya göstermeyen anneye ceza geliyor

Aile ve Sosyal Politikalar Bakanı Fatma Şahin, boşanmaları azaltmak için Adalet Bakanlığı ile ortak yeni bir proje başlattıklarını belirterek, “Aile Mahkemesi hâkimi ile bizim sosyal hizmet uzmanımız paralel çalışacak. Mahkeme, bizim vereceğimiz raporlara ve desteklere paralel karar verecek. Biz mahkemenin elini güçlendireceğiz. Bu sistem hayata geçince yılda 20 bin evliliği
kurtarmış olacağız” dedi.

Fatma Şahin’in Milliyet’ten Abdullah Karakuş ile yaptığı söyleşi şöyle:


Evlenme ve boşanmalarla ilgili veriler nedir?


Yılda 100-120 bin arası boşanma var. Her yılda 600 bin civarı evlenme var. Beraber çalıştığım Avrupa Birliği (AB) ülkelerindeki mevkidaşlarımın bize şunu söylüyor: ‘Biz hep bireyi güçlendirdik, öne çıkardık. Aile temelli politikaları yok saydık. Ama şu anda görüyoruz ki yaptığımız çalışma bizi çok zorladı. Aile kurumumuz çok hızlı bir şekilde çöktü. Şu anda bir engelli, yaşlı, çocuk politikasında aile temelli yapamadığımız her çalışmayı başaramıyoruz.’


AİLE KUTSAL ÇATI

Aileyi güçlendirmek için neler yapıyorsunuz?


Hem kadını, çocuğu güçlü tutacağız, aynı zamanda kutsal çatı aileyi güçlü tutmak durumundayız. Üç ana başlıkta bunu yapıyoruz. Birincisi, evlilik öncesi eğitim. Bütün illerde evlenmek için belediyelere başvurulunca bir belediyeden, bir bizden uzman, evlenecek çiftlerle ilgili bir araya geliyor. Evlilikte iletişim, hukuk, sağlık bilgileri veriliyor. Evliliklerin yüzde 39’u ilk 5 yılda boşanmaya dönüşüyor. Araştırmalardan çıkan sonuçlara göre hazırlanan raporda, benim için hayret verici bir sonuç çıktı, inanamadım. Hatta ilgili birime talimat verip yeniden teyit ettirdim. Boşananların yüzde 17’si yeniden eski eşiyle evleniyor. Bu çok çok yüksek bir rakam. Bunun nedeni ne diye sorduğumuz zaman hızlı bir şekilde yuva dağılıyor. Küçük şehirlerde, daha çok komşuluğun güçlü olduğu yerlerde ailede sorun yaşanınca aile büyüğü, muhtar, imam devreye girerdi. Arabuluculuk yaparlardı. Şimdi büyükşehirlerde göçten dolayı yaşamdaki zorluktan kaynaklı böyle bir mekanizma kalmadı. Şimdi böyle bir sorun var. Araştırmada sormuşuz kimden destek alırsınız, yüzde 66 kimseden destek almam, diyor. Almak ister misiniz diye sorunca ‘çok ciddi ihtiyacım var’ diyor.


ORTAK ÇALIŞMA YAPILACAK

Boşanmaların önüne geçmek için yeni bir projeniz var mı?


Boşanmak için mahkemeye başvurularda aile mahkemelerinde bir bekleme zamanı var. Bu süreçte, sosyal destek uzmanlarımızla bu aileye destek olabilir miyiz diye düşündük. Beş ilde pilot bir çalışma yaptık. Baktık ki boşanmak için gelen 450 çiftin 75’i verdiğimiz destekten sonra evliliğe devam kararı aldı. Ekonomik etkiler çok önemli. Bir de iletişimsizlik ve empati yapamama. Bu sorunları çözmemiz lazım. İletişim, hukuk ve sağlık dersleri veriyoruz. Adalet Bakanı’mızla, nasıl düzenleme yapılacağına yönelik bir komisyon kurduk. Bu komisyon, çalışmalarını tamamlamak üzere. Aile kurumunun destekleneceği ve boşanma süreci başlayacağı zaman onlara danışmanlık yapacak sistemin alt yapısını oturduk. Aile mahkemesi hâkimleriyle bir araya geldik. Raporlar nasıl hazırlanacak, sistem nasıl çalışacak. Sosyal destek uzmanlarını nasıl yetiştireceğiz. Akademik dünyayla, sivil toplumla bir araya geldik. Çalışmamızı tamamladık. Adalet Bakanı’mızla Bakanlar Kurulu’na götürüp bunu anlatacağız. Bu çok yeni bir proje. Aile Mahkemesi hâkimi ile bizim sosyal hizmet uzmanımız paralel çalışacak. Mahkeme, bizim vereceğimiz raporlara ve desteklere paralel karar verecek. Biz mahkemenin elini güçlendireceğiz. Bu sistem hayata geçince yılda 20 bin evliliği kurtarmış olacağız.


Boşanma sonrası çocuğu görememe problemleri de öne çıkıyor, nasıl çözeceksiniz?

Boşanmış babaların durumu da önemli. Evlilik bitiyor. Fakat eşler, çocukların üzerinden birbirini cezalandırmaya çalışıyor. O çocuğun, süreçten en az zararla çıkması lazım. İki taraf birbirine olan hıncını çocuk üzerinden alıyor. İcra kanunu üzerinden çalışan bir sistem var. 1940’lı yıllardan kalmış bir kanun. Çocuk annede ama ayda bir baba görecek. Ama anne çocuğu babaya göstermiyor. Babanın görmesi için hem icra kanuna göre kolluk kuvvetiyle bu çocuğu almaya gidiyor. Polisle gelen babaya karşı çocuğun psikolojisini düşünün. İcra mantığı evdeki beyaz eşya mobilya gibi, çocuğu öyle görüyor. Adalet Bakanı’mızla görüştüm. Bunu icra kanunundan çıkarıyoruz. Anne göstermiyorsa anne suç işliyor. Annenin cezalandırılması gerekiyor. Bu sistem çalışmadığı için ücretli sisteme dönüşüyor. Çocuğun psikolojisi etkileniyor. Gelecek hafta yurtdışı taraması yapılacak. Göstermeyen anneye de bir yaptırım gelecek. Gidip babanın şikâyet etmesi gerekiyor, o da etmiyor. Etmeyince sistem çalışmıyor. Babanın şikâyetine gerek kalmadan bir yaptırım olacak. Baba da görmek için para ödemeyecek.


ZİHİNSEL DÖNÜŞÜM ŞART

Kadına şiddette ne durumdayız?


AB’nin ilerisinde bir kurumsal alt yapıyı oluşturduk. Şu andaki sıkıntımız mağduru koruyoruz ama aynı zamanda şiddet uygulayan erkeği rehabilite etmemiz lazım. Üniversite ile çalışma yaptık. Failin öfke kontrolünü önleyerek şiddetle baş etmesini önleyemezseniz gidip mağduru buluyor, şiddet devam ediyor. 2010 yılında 177 ölümlü vaka vardı. 2011’de bu sayı 165’e düştü. 2012 yılında ise 155’e düştü. Ama bu bir düğmeye basıp tamamen yok olacak bir şey değil, toplumun zihinsel dönüşümüyle de alakalı bir olay.


YA RABBİ SANA ŞÜKÜR DİYORUM

Geçmişte başörtüsü ile ilgili söyleminiz kapatma davasında kullanıldı. Genel Kurul’da başörtülü vekilleri görünce ne düşündünüz?

O günkü demecimle bugünkü Meclis’teki fotoğrafın tanımlamasını yapmıştım. Benim sözlerimden dolayı partimin kapatılma tehlikesi yaşaması beni çok derin yaralamıştı. Siyasi hayatımın en unutamayacağım bir haftasını yaşadım, çok acı çektim. Şimdi bakınca ‘Yarabbi sana şükür’ diyorum. Bu kendiliğinden olmadı. Şartlar ortadan kalktı. Hukuki, askeri, ekonomik vesayet ortadan kalktı.


BAKICILAR SERTİFİKALI OLACAK

Anne olarak çocuğa kötü muameleyi görünce ne düşünüyorsunuz? Gölcük’teki son olay var.

Bunu anlamak çok zor. Öğretmen olan birinin böyle hareket etmesini anlamak mümkün değil. Ama raporların çıkması analizlerin yapılması lazım. Çocuk neden öldü? Komşular başka bir kadından bahsediyorlar. Çocuğu başka kadına emanet etti de o bakmadı mı, bilemiyoruz daha. O yüzden adli soruşturma tamamlanınca bunlar ortaya çıkacak. Biz hep önce çocuk diyoruz. Çocuk bakımına yönelik yeni bir çalışma içindeyiz. 0-3 yaşındaki çocuğa bakan bakıcının bilinçli olması lazım. Bakıcılarda sertifika sistemine geçeceğiz.


DOĞUM İZNİNİN YÜKÜ YOK

İstihdam yasasında, doğum yapan kadınlara yönelik düzenleme işadamlarının tepkisini çekti. Ne yapılacak?

Eksik ve yanlış bilgiyle herkes kendi kafasından yorum yapıyor. Özellikle işadamlarımız, sanayicilerimiz rahat olsunlar. Ben iş dünyasından gelen bir kardeşleriyim. Onların rekabetçi anlayışlarını çok önemsiyoruz. Rekabet gücünü artıracak bir mantıkla yaklaşıyoruz. Bir taraftan kadın istihdamını güçlendirmemiz gerekiyor, bir taraftan da bu ülkenin geleceğine dair nüfus politikalarını oluşturmamız gerekiyor. Meseleye ‘ya siyah ya beyaz’ olarak bakmamamız gerekiyor. Ancak, bazı kesimler bu olaya da böyle bakıyor. Muhafazakâr bir partinin kadını eve gönderme projesi olarak bakılıyor. Biz burada kadını, akıllı ekonominin en güçlü unsurlarından biri olarak görüyoruz. Bu potansiyelin iş dünyasında daha çok kullanılmasını istiyoruz. Esnek çalışma ve kreş desteğinin yaygınlaşması, hem kadının ekonomik hayatın içinde olmasını sağlıyor hem de Allah’ın ona verdiği görev ve sorumluluk var; analık. Ne kadını hapsetmek istiyoruz ne de kadını bir doğurganlık makinesi gibi görüyoruz. İş dünyası rahat olsun, onlara yük getirmeyeceğiz.


İzin süresi ne kadar olacak? Ortak bir süre bulundu mu?

6 aylık bir izin falan yok paketin içinde. AB ortalamalarına göre doğum izni, süt izni ayarlıyoruz. Ama esnek çalışmayı getiriyoruz.


TACİZ MAĞDURU ADLİ TIP’A GİTMEYECEK

Kızların erken evliliğini düşürebildiniz mi?

18 yaş altı evliliklerde yüzde 9’a düştük. Önceden çift haneliydi. Daha da aşağılara çekmemiz lazım. En temel şey örgün eğitimin içinde kızlarımızı tutmamız. 4+4+4 zorunlu eğitim. 12 yıl bu eğitimin içinde kızları tutunca çocuk evliliği, çocuk gelinler diye bir sorun kalmayacak. 2014’te bunun üzerine daha da gideceğiz.


Taciz vakalarında kız çocuklarının adli tıpa götürülmesi tartışılıyor. Eski adli tıp başkanı kızlara zararı olduğu için düzenlemeye tepki gösterdi.

Hâkimler bu konuda karar verirken, cezayı kesinleştirmek için ruh sağlığı bozulmuş mudur, bozulmamış mıdır diye bir teste gönderiyor. Biz bu testin doğru olmadığını, bu testin yeni mağduriyetlere neden olduğunu düşünüyoruz. Biz şöyle diyoruz: Bozulmuştur şeklinde ceza verilmesi gerekiyor. Bozulmuş mudur, bozulmamış mıdır buna gerek yok. Bunun için ne yapmak gerekiyor? Hemen Türk Ceza Kanunu’nun (TCK) 102. ve 103. maddesini değiştirmek gerekiyor. Sağ olsun Adalet Bakanı’mız, Sayın Başbakanı’mızın talimatıyla bir komisyon kurdu. Bu komisyondan bizden uzmanlar var, akademik dünyadan bu işten anlayanlar, dünyadaki gelişmeleri takip edenler var ve Adalet Bakanlığı’nda bu konuda çalışanlar ne yapmamız gerektiğini çalıştılar. Paket artık hazır. Sorunun farkındayız. Yeni dönemde paketlerin birinin içine koyup bunu düzeltecekler.


KENTLERE KADIN BAKIŞI LAZIM

Yerel seçimlerde erkek-kadın rekabeti nasıl olacak?


Yerel seçimler daha çok erkek işi gözüküyor. Hâlbuki sosyal belediyecilikte kadın bakışına çok ihtiyacımız var. Karar mekanizmasına mutlaka kadını koymamız gerekiyor. Otobüs durakları ve şehrin aydınlatılması hepsi kadının bakış açısına göre karar verilmesi lazım. Bugün bakansam 2001’de kurucu olma cesaretini göstermem nedeniyle oldu. 47 milletvekili aday adayından tek kadın aday adayıydım. Hayat risk, siyaset daha büyük risk. Risk almazsanız sonuca ulaşamazsanız. Yarışın içine girmeleri lazım.

SON VİDEO HABER

Iğdır'da AK Parti İl Başkanlığı binasına molotoflu saldırı

Haber Ara