Yenişafak yazarından; Hocaefendi'den Erdoğan'a, Gül'e, Marmaray'a yazısı!
Yenişafak yazarı Salih Tuna bugünkü yazısında Başbakan Erdoğan ve Fetullah Gülen odaklı Marmaray'ı kaleme aldı...
12 Yıl Önce Güncellendi
2013-10-29 05:45:17
Onun için...
İlahi hüküm her daim rikkat ve dikkat sahibi olmak için uyarır: 'Fitne katilden beterdir.'
Şükür ki şükür, fitne ateşine duyarlı kardeşlerimiz var sayısız. Kan kussa kızılcık şerbeti içtim diyebilecek kadar hem de.
'Hocaefendi'ye ben ne dedim?' başlıklı dünkü yazım üzerine destek, tebrik ve dua mesajları yağdırdılar.
Sadece Türkiye'den de değil, Afganistan'dan Amerika'ya kadar her yerden. (Hiç tanımadığım görmediğim bu güzel insanlar gözyaşları içinde, anneme rahmet ve dua da gönderdiler. Allah hepsinden ebeden razı olsun.)
Anladım ki onlar her şeyin bihakkın farkında. 2009'da deşifre edilen 'Erdoğan ve Gülen'i Bitirme Planı'nın yeni sürümüne (hangi ellerle ne şekilde devreye sokulursa sokulsun) asla taviz vermeyecekler.
Bu mesajlar bana bunu gösterdi.
Demek ki, hepimizi yutup boğacak bu fitne dehlizi kapanacak.
Bir ömür hamd etsek azdır.
Sonra...
'Hizmet' aşkına kıtalar dolaşan Cemal Uşşak dostum Milano'dan muhabbet ve dualar gönderdi.
Zaman Gazetesi Genel Yayın Yönetmeni Ekrem Dumanlı'nın gökyüzü berraklığındaki dünkü yazısını gözyaşları içinde okurken de, Hüseyin Gülerce abim her zamanki sımsıcak sesiyle aradı; lütfetti, tebrik etti.
İslam tarihi boyunca fitneden kırılıp geçtiğimiz dönemlere az dizlerimizi dövmedik, az ah etmedik, az ağlamadık!
Şimdi de onca çile ve cefa, onca zulüm ve sürgünlerden sonra tam 'düze çıktık, Elhamdülillah' derken, baş aşağı tepetaklak gideceğiz korkusuna kapıldık!
Çünkü fesat ehli dur durak bilmiyordu.
Ekrem Dumanlı'nın dünkü yazsısı bu fitne dehlizinin çanına ot tıkayan müjdelerin müjdesi hüviyetindeydi.
Hocaefendi'yi misafir olduğu evde bulamayışını, acilen hastaneye kaldırıldığı haberini alışını, yürekleri ağızlarında bekleyişlerini, Hocaefendi taburcu olduktan sonra arayan soranları bizzat tanıklığıyla anlattı.
Dinleyelim: 'İlk arayanlardan biri Başbakan Tayyip Erdoğan'dı. Zarif bir ses tonuyla 'geçmiş olsun' dileklerinde bulundu. Hocaefendi de aynı zarafetle Sayın Başbakan'ın hatırını sordu, 'Zahmet buyurdunuz...' dedi. Söz sırası dualaşmaya gelmişti. İkisi de hem dua istedi birbirinden, hem dua ettiler birbirlerine. Görülmeye, duyulmaya, düşünmeye değer bir tabloydu. Uzaktan bu manzarayı izleyebilseydiniz, eminim, 'Yahu işgüzarlar! Artık aradan çekilin ki fitne ateşi sönsün!' diyecektiniz. Öyle samimi, öyle halisane bir iletişim vardı ortada... Görüşme bitince Hocaefendi, 'Sesi çok güzel geliyordu...' dedi. O sesteki duruluk ve içtenliği birkaç kez anlattı arkadaşlarına. Sonra dua etti bol bol...'
Değerli insan Ekrem Dumanlı'ya 2008'den beri kalbim kırıktır. Belki yeri geldiğinde onu da yazarım. Mahmut (Bıyık) Hoca dostumuz nedenini gayet iyi bilir.
Ama mezkur yazısından dolayı binlerce kez teşekkür ediyorum.
Sayın Dumanlı'nın bu yazısı yeryüzünün bütün Çakır Ruşen'lerini, bütün Yalçın Soner'lerini eminim çok üzmüştür.
Ayrıca...
'AK Parti mi Sarıgül mü?' diyen o köşe yazarı kardeşimizi, darbe dönemlerini bile Erdoğan dönemine tercih eden o genel yayın yönetmeni arkadaşımızı, ve 'yandaş' saflarda kendilerine yer edinmek için olmadık lakırdılarla Hocaefendi'ye bühtan eden kifayetsiz muhterisleri (en azından) mahcup etmiştir.
Bir fitne dehlizi kapandı - kapanacak inşallah, başka yolu yok.
Bugünkü 'Marmaray' töreninde Hocaefendi'yi Sayın Gül ve Sayın Erdoğan'la aynı fotoğraf karesinde hayal ettim.
Biliyorum, bedenen olamasa da dualarıyla oradaydı zaten. Yine de hayal ettim; çünkü muhteşem bir esere yakışan muhteşem bir fotoğraf olurdu bu.
Fotoğraf kareleri benim için çok önemlidir
Sayın Bakan Binali Yıldırım bizzat aradığı için (genellikle bu tarz etkinliklere katılmam) iki gün evvel Marmaray'ı gördüm.
Lakin bazı gazetecilerle aynı karede görünmemek için toplu fotoğraflardan kaçındım.
Denizin metrelerce altında trenden inip tünele bakarken bir an için korkmadım da değil hani.
Hayır, milyonda bir bile olsa tehlike yoktu; Marmaray projesinde güvenlik en ince ayrıntısına kadar düşünülmüştü.
O değil de, Ertuğrul Özkök'le denizin 62 metre altında eşzamanlı ölmek duygusu beni korkuttu.
Neyse ki süre çok azdı; Sirkeci'den Üsküdar'a 3 dakikada gittik.
Marmaray gerçekten de müthiş bir eser.
Öyle 'demokratikleşmeye faydası olmaz' gibi zevzeklikler yapmak çok ayıp güzel kardeşim.
Demokrat olmanın dalağa faydası yok demek kadar saçmadır bu, yapma.
SON VİDEO HABER
Haber Ara