Yenişafak yazarı: Erdoğan yanağımızdan makas aldı mı desinler?
Yenişafak yazarı Salih Tuna bugünkü yazısında Başbakan Erdoğan'ın açıklamış olduğu Demokratikleşme Paketi'ni kaleme aldı...
12 Yıl Önce Güncellendi
2013-10-01 05:42:28
Küçümseyenler de yok değil elbette.
Bir arkadaşımız demokratikleşme paketi 'bu mu' demiş mesela.
Aynı arkadaşımız bir süre önce de, AK Parti'nin kimi demokratik reformlar yaparak kurucu felsefeyle, yani, devletin fabrika ayarlarıyla oynadığını, bunun bedelini ağır ödeyeceğini, 'kansız olmaz' diyerek dile getirmişti.
E tabii bu kafanın 'değişim' hızına paket yetiştirmek mümkün değil. (Ama olsun, yeter ki bu kafa demokratikleşsin, bin paket feda olsun.)
Sayın Erdoğan'ın dün açıkladığı demokratikleşme paketi çok sesli, çok renkli ve hatta çok şenlikli bir toplumun önünü sonuna kadar açtığı kadar yıllar yılı halkın üzerine bir kabus gibi çöken / çöreklenen devletin sınırlarını da oldukça daraltmıştır.
En çok konuşulan, merak edilen 'ana dilde eğitim' meselesi de özel okullar üzerinden çözüme kavuşmuştur.
Zaten ötesi anayasal değişikliği icbar eden bir durumdur.
Kürtçe konuşmanın yasak olduğu, dahası Kürtçe diye bir dilin varlığının inkâr edildiği bir dönemden buralara gelmek müthiş bir gelişmedir.
Kimlere ve nelere rağmen nereye geldiğimizin muhasebesini her daim yapmak zorundayız.
Yoksa...
Hiçbir şeyin değeri hakkıyla anlaşılamayacağı gibi birilerinin 'çakallıkları' da anlaşılamaz.
O çakallar ki, artık engel olamayacaklarını anladıkları için (akılları sıra) hedef büyülterek demokratikleşmenin önüne takoz koymaya çalışıyorlar.
Daha 2008'de, Sayın Başbakan, 'Biz istiyoruz ki başörtüsüz kızlarımızla başörtülü kızlarımız el ele, kol kola aynı okullarda, aynı sınıflarda okuyabilsinler' dediği için ('laikliğe aykırı fiillerin odağı' haline geldiği iddiasıyla) AK Parti'ye kapatma davası açıldığında demokrasiyi hiç akıllarına düşürmeyen de bunlardı.
Demokratikleşme paketi hakkında 'dağ fare doğurdu' yorumunu yapan Gürsel Tekin dostumuzun partisi CHP de o gün ellerini ovuşturmuştu.
Başörtüsüne sadece üniversitelerde özgürlük getiren yasal düzenlemeye bile tahammül edilmemişti.
'411 el kaosa kalktı' şeklindeki o rezil manşetin atıldığı dönemde, mezkur yasal düzenlemenin iptali için anayasa mahkemesine başvuran 50 CHP'li milletvekili arasında Kılıçdaroğlu da vardı.
Şimdi öyle bir demokrat kesildi ki, 'demokrasi paketi' beğendiremiyoruz!
Halbuki, Dersim katliamını bile 'devrim koşullarını' gerekçe göstererek meşrulaştırmaya çalışan da kendisiydi.
'Çözüm süreci' başta olmak üzere her demokratik adımı 'vatana ihanet' olarak değerlendiren Perinçeklerle, Çölaşanlarla 'Gezi devrimi' yapacaklar, Ece kızımız da 'Oldu oldu en sonunda devrim oldu bim bam bom...' diye havalara uçacaktı.
Bizim tertip de altına yattığı TOMA'dan çıkıp gelecek, halaya katılacaktı.
Olmadı...
Yargı bir türlü AK Parti'yi kapatmadı.
Asker darbe yapmadı.
T. C Sırrı'nın açtığı yolda gösterdiği ülküde de Gezi'den bir devrim çıkmadı.
Hülasa güvendikleri dağlara kar yağdı.
Haliyle 'dağ fare doğurdu' diyecekler.
'Devrim yapacaktık olmadı, bu demokratikleşme paketiyle Erdoğan, yanağımızdan makas aldı' mı desinler?!
Yapmayın Allah aşkına, bu kadar da insafsız olmayın.
Haber Ara