Cumhurbaşkanı Gül New York'ta herkesin sorduğu o soruyu değerlendirdi!
Cumhurbaşkanı Abdullah Gül, Birleşmiş Milletler’in (BM) 68. Genel Kurulu’na katılmak için bulunduğu New York’ta gündemi değerlendirdi.
12 Yıl Önce Güncellendi
2013-09-27 02:53:00
Zaman'da yer alan habere göre; Görüştüğü birçok kişinin ‘Türkiye’de neler oluyor?’ diye sorduğunu anlatan Gül, “Gezi olaylarının Türkiye algısına çok zararlı olacağını kaç kez söylemiştim.” ifadesini kullandı. Siyasî istikrar riskinin de çok sorulduğunu belirten Gül, Türkiye’nin politik riski olmadığını kaydetti. Obama ile Suriye meselesini konuştuklarını dile getirerek “Konuşmamı dinlediğini söyledi. Geçirdiğim operasyonu sordu.” dedi.
Cumhurbaşkanı Gül, BM 68. Genel Kurulu genel görüşmelerine katılmak üzere bulunduğu New York’ta kendisini takip eden gazetecilere gündemi değerlendirdi. ABD Başkanı Barack Obama ile Suriye meselesini uzun uzun konuştuklarını anlattı. Fransa Cumhurbaşkanı François Hollande ile samimi bir sohbet gerçekleştirdiklerini ve kendisini Türkiye’ye davet ettiğini söyledi. Kendisi BM’de konuşurken Rumların salonu terk etmemesinin de önemli bir gelişme olduğu üzerinde durdu. İşte Cumhurbaşkanı’nın açıklamalarından satırbaşları:
Obama, konuşmamı dinlediğini söyledi: “Obama ile öğle yemeğinde aynı masadaydık. Uzunca konuştuk. Baş başa görüşsek bu kadar olurdu. Konuşmamı dinlediğini söyledi. Geçirdiğim operasyonu sordu. Kimyasal silahlarla ilgili konunun BM kararında sağlama bağlanmasını, aksi halde herkesin birbirini aldatacağını söyledim. Suriye’de bu durumun sürmesi halinde insanların radikalleşeceğini ifade ettim. Bunun bize ve bölgeye etkilerini anlattım. İran’la başlayan açılımın bir fırsat olduğunu, iyi değerlendirmek gerektiğini ilettim.”
Hollande’ı Türkiye’ye davet ettim: “Hollande’a ‘Önce Chicago’da, şimdi New York’ta görüşüyoruz. Hep ABD’de mi görüşeceğiz? Türkiye’de görüşelim.’ dedim. Samimi biçimde gelme arzusunu belirtti. AB konusunda belirgin bir pozisyon değişikliği var. ‘17, 23 ve 24’üncü fasıl neden açılmıyor? Yargı, adalet, bunları dondurmanın ne çıkarı var?’ dedim. Müspet anlamda önemli bir pozisyon gördüm. Suriye’yi konuştuk. Fransızların pozisyonu daha sağlam. Böyle devam ederse ılımlıların gittikçe azalacağını görüyorlar. Bakış açıları kararlı.”
Rumlar ilk kez salonu terk etmedi: “BM’de biz konuşurken Rumlar salonu terk eder. İlk defa salonu terk etmediler. Pozitif ajandayla bakmak lazım. Resepsiyonda da konuştuk. Bu işi ileri zamana yaymayın, kararlı olun, mesafe alın diyorum. Türkiye, Kıbrıs ve Yunanistan Doğu Akdeniz’de AB için işbirliğiyle ayrı bir sütun oluşturabilir.”
Herkes Gezi’yi soruyor: “Merrill Lynch toplantısındaki soru üzerine ‘Ge-zi’nin başlangıcıyla gurur duydum.’ dedim. Olayların Türkiye algısına çok zararlı olacağını kaç kez söylemiştim. Cumhurbaşkanları, yazar, çizer, yatırımcılar hepsi ayaküstü de olsa ‘Türkiye’de ne oluyor?’ diye soruyor. Bankacılar, finansçılar onlarla toplantı yaptım. ‘Kafanızdaki soruyu biliyorum.’ deyip anlattım. Uluslararası televizyonlar gereğinin ötesinde bir ağırlık verdi Gezi’ye. Bunun sebebi ayrı tahlil edilebilir. O olaylar Ortadoğu ve Mısır’daki o hadiselerle aynı haftaya rastladı. İnsanlar kafalarında benzerlik kuruyor.”
Türkiye ‘eski’ Türkiye değil: “Birdenbire eski şeyler depreşir gibi yanlış bir algılama oldu. Bakın dedim, Türkiye’nin problemleri 10 yıl önce az gelişmiş ülkelerin problemlerine benzerdi. İşkence, fakirlik, insan hakları, vb. Şimdi gördüklerinizin Ortadoğu’da gördüklerinizle ilgisi yok. Gezi olayındaki tepkiler, gelişmiş ülkelerdeki gibi sıkıntılar. Türkiye’yi oradan buraya getirmişiz. Problemlerimiz az gelişmiş ülkelerin değil, gelişmiş ülkelerin problemlerine benzer hale gelmiş. O noktadan bu noktaya gelmiş olmamızdan gurur duyarım. Bu en büyük avantajımızdır.”
5. Cadde’de lastik yakılırsa polis ne yapar?: “Ben 10 sene Avrupa Konseyi’nde milletvekilliği yaptım. Her gittiğimizde Türkiye aleyhine acil oturum olur ve aleyhimize karar çıkardı ve her seferinde farklı partilerden 11 vekil bir olur, milli takım gibi Türkiye’yi savunurduk. Çünkü faili meçhuller, işkenceler gündemde olurdu. Manhattan 5. Cadde’de lastik yakıldığında ne yaparsan, polis de onu yapıyor. Ama aşırı güç kullanıldığı olmuş, onun da soruşturması yapılıyor.”
Siyasi istikrarsızlık riski yok: “Yaklaşan cumhurbaşkanlığı seçimlerini, siyasi istikrar riskini de çok soruyorlar. 2 yıl içinde 1 değil 3 seçim olacak diyorum. Heyecanlanmayın, hepsinin günü de tarihi de belli. Günü geldiğinde bununla ilgili kararlar da alınır. Türkiye’nin politik riski yok. Cumhurbaşkanlığı seçiminin nasıl olacağı belli ama ilk uygulama olacağı için tam bilinmiyor. Temel konularda bir sıkıntı yok.”
Suriye’de iyimser olmak için hiçbir sebep yok
“Ortada bir gerçek var. Bir vekalet savaşı var. İç savaşlar böyle olur ve en acımasız savaşlar iç savaşlardır. Suriye’de bu noktaya geldi iş. Komşular katılıyor ve İran da bu aktörlerden biri. ‘İran olmayacak.’ demenin bir anlamı yok. Önemli olan, İran’ın yapıcı bir şekilde katılımını temin etmek. Onlar için varoluş sebebi. İran’ın tehdit algılamasını görmek lazım. Suriye’deki kötü düzen biterse, sürdürülemez rejim giderse, ona bir tehdit olmayacağı güvencesini vermek lazım. Ben haklı ya da haksız demiyorum. Reel politika yapıyorum. Bazı gerçekleri görmek gerekiyor.”
Yeni Cenevre’de önceki hataları yapmamalı
“Birinci Cenevre’nin belirsizlikleri çoktu. Herkes istediği tarafa çekti. 2. Cenevre’nin hazırlığını iyi yapmalı. Her şey pişirilmiş olmalı. Metnin boşluk bırakmayacak şekilde olması lazım. Yoksa bir araya gelmenin anlamı yok. Ayrıca İran dahil bölgedeki aktörlerin katılması gerekli.”
"GÜL: İSRAİL İLE İLİŞKİLER YOLUNA GİRİYOR!" HABERİ İÇİN TIKLAYIN...
SON VİDEO HABER
Haber Ara