Salih Tuna: Ebu Zer sizin gibi salak değildi
Yenişafak yazarlarından Salih Tuna 'Ebu Zer' üzerinden Antikapitalist Müslümanları ve İhsan Eliaçık'ı eleştirdi...
12 Yıl Önce Güncellendi
2013-07-18 03:26:47
İhvan-ı Müslimin'in Suriyeli merhum alimlerinden Mustafa Sibai'nin 'İslam Sosyalizmi'nden İranlı Ali Şeriati'nin 'İslam Sosyoojisi'ne kadar birçok eser İslam'ın 'anamalcılığa' karşı tavrını yıllar öncesinden net bir şekilde ortaya koymuştu.
İhvan-ı Müslimin'in Mısırlı önderlerinden Seyyid Kutub'un 'İslam - Kapitalizm Çatışması' da ilk gençlik yıllarımızda elden elde dolaşan kitaplar arasındaydı.
Yani sizin anlayacağınız 'Antikapitalist Müslümanlar' muhabbeti öyle yerden bitme bir şey değildir.
Yeni olan, bu arkadaşlarımızın gitgide ezan okuyan saatlere dönüşmesidir.
Hani var ya Japon işi cihazlar, onu diyorum. (Halit Refiğ'in 'Teyzem' filminde bu cihazla ilgili bir sahne vardı, aklıma geldi mi hala gülerim.)
Kapitalizmin en büyük hünerlerinden biri de kendisine karşı çıkanları bile, yeri geldiğinde bi güzel ambalajlayıp ürün halinde piyasaya sürmesidir.
***
Seksenli yılların ortasında, Edip Yüksel henüz tozutmadan evvel, anamalcılığa reddiye üzerine çalışmasını sıklıkla söylerdim.
Nedense bu temel mesele hep savsaklandı; entipüften konularla uğraşmak marifet sayıldı.
'Kur'an'da o yok, bu var yollu çıkışlarla güya 'Gelenekli İslam' eleştirisi yapılıyordu.
Güya diyorum; zira Seyyid Hüseyin Nasr'ın kavramlaştırdığı mezkur ifadeyi fehmetmekte bile sorun yaşayacakları kuvvetle muhtemeldi, kaldı ki eleştirebilsinler.
Bunlar en fazla Zekeriya Beyaz misali, 'hacı-hoca' veya 'Diyanet' eleştirisi dolayımında arzı endam edebilirler.
Otokratik sistemlere, despotizme, kapitalizme küfreden, Jaures'in tanımladığı üzre, atalarının ocağından külü değil alevi aktarmak için 'kaynaklara' dönmekten dem vuran öncülleri nasıl ki literalizmden kaçarken bir tahakküm teolojisi Vehhabiliğin versiyonlarına tutuldular; bunlar da, 'akletmeyen ham yobaz kaba softalara' karşı çıkayım derken, 'rasyonalizme' saplanıp kaldılar.
Paris Amerikan Üniversitesi profesörlerinden Ali Rahnema'nın, 'Müslüman Ütopyacı' adlı Ali Şeriati biyografisini okusunlar da, medyumluğa heves edecek kadar 'mütealliğin' dibini bulmuş bir aydından 'rasyonalizme' geçit olmadığını görsünler.
***
İhsan Eliaçık'la da ne zaman 'duvardibi'nde muhabbete otursak, 'Hocam var mı yeni bir şey' diye takılırdım.
Sonradan 'Abdestli kapitalizm' muhabbetine sardırdı. Politik olarak da AK Parti'yi hedefe koydu.
AK Parti'nin yeminli düşmanları kallavi bir damar bulmuşlardı, hemencecik üzerine atladılar. (Mesela, Aydınlık gazetesi, İhsan Eliaçık'la şappadak tam sayfa röportaj yaptı.)
'Gezi olaylarıyla' anladık ki İhsan'ı kapitalistler de çok sevmeye başladı.
Sevmeye başladılar dediğim, galiba elverişli buldular.
O da kendini 'sevdirmeye' öyle kaptırdı ki, 'ne sağcıyım ne solcu / çapulcuyum çapulcu' diyerek şallak mallak ortaya fırlayan kapitalistlerle omuz omuza Sayın Başbakan'a karşı 'direnmeye' başladı.
Bu direnişe CNN, Beyaz Saray, BBC, Reuters, Der Spiegel, Merkel, Doğan Medya, İstanbul sermayesi, Ertuğrul Özkök'üne varıncaya kadar bilumum darbeciler, velhasıl yeryüzünün tüm egemenleri bayıldılar.
'Din nasihattir' ölçüsü gereği İhsan'ı arayıp, artık yeter dedim: 'CNN'e meze olmayı nasıl içine sindiriyorsun, artık yeter…'
Kem- küm bir şeyler söyledi, sustu.
Lakin daha sonra gördük ki dinlemedi; dinlemediği gibi daha da coştu.
Başörtülü bir hanımefendiye Kabataş'ta yapılan o çirkin saldırı karşısında bile kendine gelmedi.
Tam aksine, 'Belki AKP'li sanmışlardır' şeklinde fecaat bir tweet attı. Sonradan tashih etse de, yazık ki bu ne ilk ne son vukuatı oldu.
Çünkü başka yer ve zamanlara ait kimi fotoğrafları Gezi'yi ajite (hadi yine de provokasyon demeyelim) etmek için kullandı. Sonradan 'pardon, yanlış oldu' yollu tashih etse de malum 'algıya' hizmet etti. İyice araştırmadığının, bilmediğinin peşine böyle cumburlop düşmek var mı İhsan?
Kur'an'daki mucizelere kadar her şeyi sorgulamayı öneriyorsun da, 'Ankara'da, 14 Haziran'da, canlı yayında verdiğiniz sözü bir gün sonra neden İstanbul'da tutmadınız…' diye Taksim Dayanışması'na neden sormuyorsun?
Neden Taksim Dayanışması'na bir kez olsun şunu sormadın: 'İstanbul 1. İdare Mahkemesi'nin Taksim Yayalaştırma Projesi'ni 6 Haziran 2013'te iptal ettiğine dair kararı haftalar öncesinden bildiğiniz halde neden sakladınız?'
***
Suudi Arabistan'ın sponsorluğu, İsrail'in teşviki, ABD'nin ve AB'nin onayıyla Mısır'da yapılan o alçak darbenin en işbirlikçi aktörlerinden Baradey'in telefonunu, 'Biz darbecilerle görüşmeyiz, kendimizi kullandırtmayız' diyerek elinin tersiyle iten Sayın Erdoğan'a demediğini bırakmıyorsun, yeryüzünün tüm müstekbirlerinin desteklediği bu alçak darbeyi alkışlayanlarla 'yoldaşlık' ediyorsun!
Kapitalizme karşıyım diyorsun, piyasadaki bütün 'devrimcilerin' iptal edemeyeceği bir ihaleyi (Koç- Ülker konsorsiyumunun karayolları ihalesi) kamu yararına iptal eden bir lidere lagaluga yapıyorsun!
Deutsche Bank 'Gezi' dolayısıyla puslanan havayı görüp, 'faizleri artırın' dayatması yapmaya başladı, sen hâlâ 'direnişten' bahsediyorsun?
Yeryüzünün bütün egemenleri 'direnişinize' mikrofon olurken, 19 gün yirmi dört saat direnen Mısır'daki milyonlara neden dönüp bakmıyor?!
Sizin kerametiniz ne?
Rahmetli felsefe hocamız Buud Hayri Bey'e bir gün, 'Hepimiz Ebu Zer'iz' modunda bir şeyler demiştik de, masamızın üzerindeki kolalara bakıp, 'Ama evladım, Ebu Zer sizin gibi salak değildi…' demişti.
Sizi görseydi acaba ne derdi?
SON VİDEO HABER
Haber Ara