'Irkçı pehlivan: Bayrak verdiler adamın eline bayrak!'
Ahmet Hakan: Müftü karısıyım” diyerek kolpacılık yapan o rezil kadın hakkında anında savcılık işlemleri falan başlatan makamlardan biri bile “bu alenen ve resmen nefret suçu” hakkında kılını bile kıpırdatmadı, bir soruşturmacık açmaya bile yeltenmedi.
12 Yıl Önce Güncellendi
2013-06-23 11:22:39
Ahmet Hakan'ın Hürriyet gazetesindeki "Irkçı pehlivan" başlıklı yazısı şöyle:
10 yılda çok mesafe kat ettiğimizi sanıyordum.
Sanıyordum ki:
- Artık hiç kimse, karşısındakini “Ermeni” diye aşağılamaz.
- Artık birine “Rum” diyerek hakaret etmeye kalkıştığını sanmak, toplumsal bir ayıp sayılır.
- Artık “Yahudi” sözcüğünden bir aşağılama türetilmez.
Böyle diyordum, böyle sanıyordum.
*
Fakat işte bakın:
- Teknik Üniversite’nin sanat profesöründen Çevik Kuvvet’te görev yapan polise...
- Mahalle muhtarından iktidarın sanal âleme yeni saldığı hesap sahiplerine kadar...
Herkesin dilinde aynı nefret söylemi:
“Ermeni bunlar... Rum bunlar... Yahudi bunlar...”
*
Bu kervana milli pehlivanımız Rıza Kayaalp de görkemli bir giriş yaptı.
“Ermeni” sözcüğünü aşağılama olarak kullandı ve en galiz küfürleri savurdu.
Dedi ki:
“Ermenilere bıraktınız meydanı... Allah belanızı versin çapulcu eylemciler”.
Ve devlet, bu nefret suçunun mükafatını anında verdi:
Akdeniz Oyunları’nda Milli Takım kafilesinin bayrağını bu ırkçı pehlivan taşıdı.
*
- “Müftü karısıyım” diyerek tiyatro çeviren o rolcü ve pusucu kadını dillerine dolayanlardan bir kişi bile çıkıp, “Bu nedir birader, artık bu kadarı da olmaz, ayıptır” falan demedi, diyemedi.
- “Müftü karısıyım” diyerek kolpacılık yapan o rezil kadın hakkında anında savcılık işlemleri falan başlatan makamlardan biri bile “bu alenen ve resmen nefret suçu” hakkında kılını bile kıpırdatmadı, bir soruşturmacık açmaya bile yeltenmedi.
Ne soruşturması yahu!
Bayrak verdiler adamın eline bayrak!
*
Soruyorum:
- Hadi ayıp bilinmiyor, peki Hrant’ın anısı da mı akıllara gelmiyor?
- Hadi Hrant’ın anısı sallanmıyor, peki bazıları iktidara destek vermiş olan Ermeni, Rum ve Yahudi vatandaşlarımızdan da mı zerre kadar utanılmıyor?
- Hadi onlardan da utanılmıyor, peki nefret suçuna bulaşmanın ne denli rezil bir durum olduğu da mı fark edilmiyor?
- Hadi bu da fark edilmiyor, peki Allah’tan da mı korkulmuyor?
Gazeteciden eylemci olur mu?
OLAMAZ, olmamalı.
Gazeteci, toplumsal olayları...
- Gözler, inceler.
- İçinden, dışından bakar.
- Mesafesini koyar.
- Anlamaya çalışır.
- Yorumlar.
- Kutsamak yerine eğrisini doğrusunu belirlemeye çalışır.
*
Gazeteci...
- Eylem idare etmeye soyunmak yerine eylemcileri anlamaya çalışır.
- Slogan atmak yerine talepleri yorumlamaya çalışır.
- “Hadi” demek yerine “hadi” diyenleri ve bu çağrıya uyanları neyin harekete geçirdiğini belirlemeye çalışır.
- Yalanlara sarılmak yerine yalanlar ile gerçekleri ayıklamaya, gerçeğe olan sadakatini korumaya çalışır.
- Olayın kahramanı olmaz, olayın kahramanı olanların öykülerini yazar.
*
Gazeteci, “eylemci” olmaz, olmamalı...
Ama gazeteci...
- Polis müdürü gibi davranmaya da kalkmaz.
- Kaderini hükümetin kaderine bağlamış gibi “Yenemeyeceksiniz bizi” diyerek çığırmaz.
- Hem Başbakan’a edilen hakaretlerden yakınıp, hem de eylemcilere dümdüz gitmez.
- Olaylara sadece devlet perspektifinden bakmaz, bakamaz.
- Hedef göstermeyi milli spor haline getirmez, getiremez.
- Yücelerden bir yerden emir almış gibi hep birlikte aynı anda komplo teorilerine, kampanyalara yönelmez.
- Eylemciyi aşağılarken hükümeti yüceltmeyi şiar haline getirmez.
- Olayları anlamak ve anlatmak yerine “bir savaşı idare etmek” motivasyonuna girmez.
SON VİDEO HABER
Haber Ara