Dolar

34,8889

Euro

36,7706

Altın

3.041,05

Bist

10.058,47

Cemal: Tayyip Erdoğan yapabilir mi?

Gazeteci-Yazar Hasan Cemal Başbakan Erdoğan'ın Ankara ve İstanbul'da yapacağı iki mitingteki söylemlerinin barış ve demokrasi için çok önemli olduğunu hatırlatarak 'Sayın Başbakan; tehlikenin farkında mısınız? Bugün ve yarın, Ankara ve İstanbul mitinglerinizde vereceğiniz mesajlar, barış ve demokrasinin bu ülkedeki geleceği açısından yaşamsal önem taşımakta…' diye yazdı.

12 Yıl Önce Güncellendi

2013-06-15 09:34:35

Cemal: Tayyip Erdoğan yapabilir mi?


Hasan Cemal'in T24'teki "Tayyip Erdoğan yapabilir mi?" başlıklı yazısı şöyle:



Ahmet Taşgetiren, Türkiye’de İslami kesimin ağır kalemlerinden biri sayılır. Şu sıralar Akil İnsanlar İç Anadolu Heyeti’nin başkanlığını da yapıyor.

Yazılarını izlerim.

Türkiye siyasetine, dünyaya ve hayatın hallerine farklı pencerelerden bakarız. 1990’lı yılların ikinci yarısında, sanıyorum, 28 Şubat döneminde birbirimizi eleştiren sert yazılar da yazmıştık.

Ahmet Taşgetiren’in Bugün gazetesindeki köşesinde Başbakan Erdoğan’a hitaben bir açık mektubu çıktı dün. “Sizi seviyorum ve sizin bu ülke için çok şey yapacağınıza inanıyorum” diye biten bir yazıydı.

Son bölümünde sözü, bugün ve yarın Ankara ve İstanbul’da yapacağı mitinglerde Erdoğan’ın mesajlarının neler olması gerektiğine getirmişti:


Yeni Türkiye mesajları…

“Şimdi yeni Türkiye için mesaj verme zamanı, diye düşünüyorum. Belki ‘2002 balkon konuşması’ndan çok daha etkin barış, sevgi, anlama, birlikte yaşama mesajları vermek… Bir tek insanın ezilişine göz yummama, Türkiye'yi bir barış ve huzur ülkesi haline getirme mesajı vermek...

Türkiye'nin yüzde yüzünde, (Tayyip Erdoğan'ın bütün düşüncelerini paylaşmıyorum, ama Türkiye'yi sevdiğine ve insana saygı duyduğuna inanıyorum) kanaati oluşturmaya soyunmak…


Gönül Köprüsü - Kardeşlik Köprüsü

Bunun için:

1- Bence Gezi Parkı için referandum talebinden bile vazgeçmek ve ‘Sizin dediğiniz olsun’ diyerek o işi bitirmek. Hatta ‘Zaferinizi kutluyorum, ağaç duyarlılığınızı selamlıyorum’ demek.

2- Üçüncü köprü için Yavuz Sultan Selim ismini değiştirmek. (Yavuz'u seviyorum ama ülkemdeki insanların yüreği yaralanmışsa, ona da saygı duyuyorum) diyerek başka bir isim bulmak. Mesela Gönül Köprüsü - Kardeşlik Köprüsü demek. Çözüm süreci ile Kürt sorununda bir kardeşlik hamlesi yaptınız, ben, Alevilik konusundaki yara sarma işinde de bir Sünni lider olarak Tayyip Erdoğan'ın hayatî misyon üstleneceğine inanıyorum.

3- Ve Ankara - Sincan'da, İstanbul - Kazlıçeşme'de toplanacak milyonluk kitlelere yumruk sıktırmamak, öfkelerini arındırmak ve barış elçileri olarak evlerine dönmelerini telkin etmek... Şaşırtmak en karşıtları bile...”

Ahmet Taşgetiren’in temennileri böyle.


Erdoğan’dan normalleşme beklentisi

Tayyip Edoğan bugün ve yarınki mitinglerinde, Taşgetiren’in yazısında yer alan böylesine olumlu mesajlar verebilir mi?

Bir başka deyişle:

Şaşırtabilir mi hepimizi?

Keşke şaşırtsa…

Türkiye haklı olarak Erdoğan’ın bu mitinglerine odaklanmış durumda.

Çünkü aklı başında herkes, iki hafta boyunca her geçen gün tırmanmış olan gerginliğin bir an önce düşmeye başlamasını istiyor.

‘Normalleşme’den yana tavır koyan aklı başında herkesin Tayyip Erdoğan’dan beklentisi yumuşama ve diyalog doğrultusunda…

Bunu yapabilecek mi Erdoğan?

Yoksa yine hayal kırıklığı mı yaşanacak?

Hükümet sözcüsü Hüseyin Çelik’in dün sabaha karşı yaptığı açıklamada iyimserlik verici bazı ipuçları vardı. Gezi Parkı konusunda önce nihai yargı kararı bekleneceğini ve buna uyulacağını, karar hükümetin lehine bile çıksa halkın oyuna başvurulacağını söyleyerek zaman alabilecek yeni bir sürecin altını çizdi.

Nitekim Başbakan Erdoğan da dün öğleden sonra yaptığı bir konuşmada, “Gezi Parkı mesajı alınmıştır” dedikten sonra yargı kararının bekleneceğini yinelemiştir.

Ayrıca Erdoğan yine bu konuşmasında, “Hafta sonu mitingleri Taksim’e alternatif değildir, Mart 2014 seçimlerinin kampanyasıdır” demiş bulunuyor.

Bunlar olumlu ipuçları…

Keşke Erdoğan, yumuşamaya yüz tutan bu havanın arkasını bugün ve yarın yapacağı mitinglerde getirebilse…


Yumruk sıktırmamak…

Acaba Erdoğan, Ankara ve İstanbul’da bugüne kadarki cepheleştirici, kutuplaştırıcı, kendi hayat tarzını paylaşmayanları devamlı şeytanlaştırıcı o malum söylemini bir yana bırakıp, meydanlarda toplanacak kitleleri, Taşgetiren’in deyişiyle, “onlara yumruk sıktırmadan barışın elçileri” olarak evlerine gönderebilir mi?

Bu soru zihinleri haklı olarak meşgul ediyor.

Yine soruyorum:

Yapabilecek mi Erdoğan?


Erdoğan ve kıvraklık...

Siyasetçiler bazen hiç beklenmedik kıvrak çalımlar atabilir.

Erdoğan da yapabilir.

Çünkü bu kadar gerilimle, bu kadar cepheleşmeyle Türkiye’nin sorunları çözüm yoluna giremez.

Ekonomi kötüye gider. Bunun sinyalleri yanıp sönmeye başlamış durumda.

Şimdiden olumsuz etkilenmeye başlayan turizm daha büyük darbeler yer.

Kürtlerle barış süreci yürütülemez hale gelir.

Cephelere bölünmüş bir Türkiye’de Tayyip Erdoğan yüzde 50 oy veya fazlasını da alsa, barış ve huzur uçup gider.

Barış ve huzurdan yoksun bir Türkiye, her şeyin başı olan ‘istikrar’a elveda der. En vahimi de bu olur.

Sayın Başbakan;

Tehlikenin farkında mısınız?

Bugün ve yarın, Ankara ve İstanbul mitinglerinizde vereceğiniz mesajlar, barış ve demokrasinin bu ülkedeki geleceği açısından yaşamsal önem taşımakta…

Twitter: @HSNCML


SON VİDEO HABER

Kassam, İsrail askerlerini araçlarıyla birlikte imha etti

Haber Ara