Dolar

34,9440

Euro

36,6106

Altın

3.015,82

Bist

9.992,76

Başörtülü kızdan Gezi eylemcisi kuzene mektup

Ana akım medyada 'Gezi Parkı'nda mini eteklilerle böşörtülüler yanyana' haberleri çıktı. Bir çok yerde açıkca psikolojik ve fizyolojik şiddete maruz başörtülü bir kızın Gezi eylemcisi kuzenine yazdığı mektup...

13 Yıl Önce Güncellendi

2013-06-10 14:40:11

Başörtülü kızdan Gezi eylemcisi kuzene mektup


Yeni Şafak gazetesi yazarı Fatma Barbarosoğlu,  ''demokrasi'' adına sokaklara dökülen grupların taciz ve tahriklerine maruz kalan bir başörtülü genç kızın, ‘laik’ kuzenine yazdığı mektubu köşesine taşıdı. İşte o o yazı:

SAHNE ARKASINDA NELER YAŞANDI

Gezi eylemlerine destek veren medyada özellikler dindarlar ile sekülerlerin dayanışması üzerinde duruluyor. Yayınlanan fotoğraflar bu dayanışmanın ispatı olarak ortaya konuluyor. Namaz kılanların üzerine tutulan şemsiye, kandil gecesi gerçekleşen 'manevi ruh' vs.

Gezi Parkı'nı bir sahne olarak düşünelim ve sahnenin arkasında nelerin yaşandığını, nasıl bir ruh halinin ortaya konduğunu bir mektup üzerinden görelim.

Aşağıda okuyacağınız mektubun sahibi, 35 yaşında hayatı başörtüsü mücadelesi ile geçmiş genç bir mimar. Balkan göçmeni büyük bir sülalenin ferdi. Sülalesinde her türlü siyası görüş var. Anne ve babası Erbakan'a gönül vermiş, anne dedesi MHP'li, baba dedesi Hizmet mensubu. Mektup teyzesinin kızına hitaben yazılmış. Teyzesi ve eşi CHP'li.

SELAM KUZEN…

Nasılsın? Sana yazmasam olmayacak, yazsam olacak mı bilmiyorum. İçimi dökmek istedim. Tivitırda yayınladığın son videoları görünce yazmazsam kırgınlığım beni vuracaktı.

Yazıyorum kelimelerim ikimize de derman olsun diye. Ferman olsun diye. Eğer biraz olsun bana, teyze kızına yaklaşabilirsen yani empati yapabilirsen, teyze kızı çocukluk arkadaşı kuzenine sempati duyabilirsen…

Bilirsin biz Erdoğan yalakası filan değiliz, mümin duruşu ile dururuz hayatta. Hatayı kim yaparsa karşı dururuz. Sen ney yapıyorsun? Erdoğan karşıtı her işte var olarak, varlık kurmaya kalkıyorsun!

BAŞÖRTÜLÜLERLE MİNİ ETEKLİLER KANKAYMIŞ…

Bir insana karşı olmak onun yaptığı hatalar üzerinden ülkede iç savaş çıkaracak oyunlara alet olmayı gerektirmez. Şimdi ne diyeceğini biliyorum, Erdoğan körüklüyor olayları diyeceksin.

Evet, bir Başbakan olarak daha kapsayıcı ve makul konuşması gerekir, katılıyorum eleştirine, ama cancağızım sen Gezi Parkı'nda eylem koyarken, destek medyası aman da başı örtülüler ile mini etekler yan yana kanka diye haber yaparken ben nasıl yaşadım son bir haftayı hiç merak ediyor musun?

BAŞINDAKİ ÖRTÜYÜ ÇEKEN BİLE VAR

Ben bir haftadır Bağdat Caddesi'ne çıkamıyorum, hatta aksam 7'den sonra evden çıkamıyorum. Niye mi? Sizin 'Gezi'de şu anda tesettürlü birine eylemlere destekçi diye laf söylenmiyor olabilir, ama Cadde'de yüzüne küfrediyorlar. Karşı komşumuzun başındaki örtüyü çektiler başından.

Sokakta yanımızdan geçerken bize korna çalıyor insanlar, bazı komşularımız zınk diye selam vermeyi kesti. Her aksam tencere tava sesleri bana beni bu ülkede görmek istemeyen insanların haykırışı gibi geliyor.

HERKES OTOMATİK TAYYİPÇİ

Eylemcilerin arasında böyle düşünmeyen var, ama emin ol genel olarak dindarlara ve başımızdaki örtüden dolayı da en bariz hedefler olan bize yöneliyor süngünün ucu.

Ve beni her gören otomatik olarak 'Tayyipçi' zannediyor. De ki desteliyorum, bu ülkede yaşama şansım olmamalı mı? Seninle karşılıklı tartışma şansım olmamalı mı?

Bana kulak ver kuzen bana! Bilmediğin birine değil Erdek günlerinin, masum çocukluğumuzun hatırına bana kulak ver kuzen!
Ben onlarca eyleme katıldım hayatım boyunca. Başörtüsü eylemlerinden tut da Irak savaşında hava sahası ile ilgili tasarı Meclis'ten geçmesin diye Erbakan Hoca'nın bir milyon insanı bir araya topladığı Çağlayan mitingine...

BİZ DE EYLEM YAPTIK AMA TEK TAŞ YERİNDEN OYNAMADI

Ne bir taş yerinden oynadı, ne bir işyeri zarar gördü, ne de bir polis... Bana kimse insanlar bir araya gelince vandalizm olabilir demesin. Birileri masumları da alet ederek bu ülkeyi bölmeye çalışıyor.

Bana ülke satılıyor de, şu de bu de ama sakın karşıma gelip bana özgürlüklerim kısıtlanıyor deme kuzen. Sen özgürlüklerinin kısıtlanmasının ne demek olduğunu bilemezsin. Sen ne eğitiminden geri kaldın, ne bir doktor seni kıyafetinden dolayı muayene etmeyi reddetti ...

Bunları ve çok daha kötülerini bizzat yaşadım. Burada yüksek lisansa alınmadım, Amerika'ya gittim. Nasıl gittiğimi ne pahasına gittiğimi biliyorsun. Annem babam beni Amerika'ya göndermek için ellerindeki tek mülkü sattı. Sen bu ülkede asla öz haklarından mahrumiyet yaşamadım... Bunları hiç bir şeyi mazur göstermek için yazmıyorum.

Arkadaş duyarlılığına bunca yakın olan sen niye bana bunca uzaksın. Sen 'Gezi'de kuzen ben 'evde'.

BEN NE GEZİCİYİM NE TAYYİPCİ…

Niye provoke edici tivitler atıyorsun kuzen. Niye! Evimizi polis bastı diye attığın tivit sülalenin yüreğine ağzına getirdi. Annen polis eviniz hasar gördü mü diye kapı kapı soruyor dedi telefonda. Polis hasar tespiti yaparken sen evimizi polis bastı diye tivit atıyorsun. Niye kuzen niye?

Bu kadar provoke edici yazıları milyonlarca insanın okuyacağı bir platformda yayınlarken; kimleri kışkırttığını, kimlerin piyon olarak kullanıldığını iyi düşün.

Ne kadar zor bir durumdayım biliyor musun? Ne Tayyip'çiyim ne Gezici, çünkü ikisinde de hatalar görüyorum ama şartlar beni ilk hedef olarak ortaya koyuyor. Aklıma ne geldiyse yazdım. De ki iç döktüm. Dert döktüm. Anlatmak istediklerimi ne kadar ifade edebildim bilemiyorum... Daha söylenecek o kadar çok şey var ki...

Kuzenin…


Haber Ara