Dolar

34,9466

Euro

36,7211

Altın

2.977,22

Bist

10.125,46

Taksim Gezi Parkı'nda kim neye karşı çıkıyor?

Taksim Gezi Parkı'nda mesele ağaç sökülmesi mi Topçu Kışlası içerisinde camii inşa edilecek olması mı? Yoksa AVM mi? Biz herkesin hiç bir ağaç arkasına gizlenmeden her şeyi bütün açıklığıyla söylemesini istiyoruz

13 Yıl Önce Güncellendi

2013-05-30 16:56:29

Taksim Gezi Parkı'nda kim neye karşı çıkıyor?

TIMETURK / Haber Merkezi

Ayşe Hür'ün yazdığına göre Taksim Meydanı dediğimiz alan 1732-1739 arasında, I. Mahmut’un kuzeydeki gümrah ormanlardan gelen suyu şehrin değişik bölgelerine dağıtmak üzere yaptırdığı Taksim Maskemi (su dağıtma sarnıcı) ile ortaya çıkmıştı. Bir zamanlar cephesinde “Her şeye su ile hayat verdik” anlamına gelen bir ayetin yazılı olduğu Maksem, bugün kurumuş da olsa varlığını sürdürüyor.

Bu geniş alana 1803-1806 arasında orijinal adıyla Halil Paşa Topçu Kışlası (Taksim Kışlası) inşa edildi. Kışlanın mimarının Ermeni Kirkor Balyan olduğu sanılıyor. 1807’deki Kabakçı Mustafa İsyanı sırasında tahrip olan yapı, II. Mahmut tarafından, 1812’de mimarbaşı Hafız Mehmet Emin Ağa’ya tamir ettirilmişti. Hint, Rus, Türk mimarisinden esintiler taşıyan Topçu Kışlası’nın ana gövdesi iki katlı, soğan kubbeli ve kule görünümlü köşeleri ise üçer katlıydı. Kışlanın ortasında büyük bir avlu yakınlarında bir cami vardı.

1913’te elektrik tramvayla Beyoğlu’nun Şişli’ye bağlanması Taksim’in önemini biraz daha arttırdı ama burası hala geniş ve tanımsız bir alandı. 1918-1922 yılları arasında işgalci Fransız ordusunun Senegalli askerlerini barındıran Topçu Kışlası’nın avlusuna 1921’de güzel bir stadyum inşa edildi. Özellikle Müslüman-Türk takımlarıyla Fransız ve İngiliz asker takımlarının buradaki maçları adeta ‘milli maç’ havasında geçerdi. Cumhuriyet’in ilanından sadece üç gün önce 26 Ekim 1923’te bu stadyumda oynanan Romanya-Türkiye maçı 2-2 berabere bitmişti.

Topçu Kışlası'ndaki camii aslında Osmanlı dönemindeki bir çok kışlada da bulunyordu. Mehmet Şevket Eygi'nin yazdığına göre 
"Birinci Boğaz köprüsünden geçerken Orhaniye kışlasına bakınız, onun da kubbeli minareli camii var.Heybeliada'daki Bahriye mektebinde şimdi cami yok. Aslında vardı ama 1930'lu yıllarda Paşa hazretleri sandal sefası yaparken gözü camiye ve minaresine ilişmiş, öfkelenmiş, hemen yıkın onları demiş de onun için şimdi yok. Padişahlık zamanında inşa edilmiş Pangaltı Harbiye mektebinin de camii vardır. 60'lı yıllarda sıkıyönetim bendenizi tutukladığı zaman, nöbetçi subaydan rica etmiştim de yanıma bir asker katarak orada namaz kılmama izin vermişti.Galatasaray Sultanisinde bile konferans salonun altında bin kişilik cemaat alacak büyük bir mescid vardı ve 1909'a kadar bütün Müslüman talebenin orada okul imamının ardında cemaatle namaz kılması mecburî idi."

Tarihi kışlaların hepsinde Osmanlı geleneği gereği bir cami vardır. Bu kışlanın da güdük minareli bir camisi vardır. Şimdi acaba biz Topçu kışlasını yapıp da, o kışlanın camisini de yapıp Taksim'e bir cami kazandırmış olurmuyuz düşüncesi olduğunu iddia edenler kadar Taksim'de AVM yapılacak ve yeşil alan yok olacak diye iddia edenler de var.

Aslında proje bugün başlamış bir proje değil Bedrettin Dalan döneminden beri devam eden bir projeden bahsediyoruz...Şöyle ki;" 1936’da İstanbul’u yeniden tasarlamak üzere davet edilen Henri Prost, iki yıl içinde Beyoğlu yakasının nazım planını hazırlamıştı. 1940 yılında Vali-Belediye Başkanı (aynı zamanda CHP İl Başkanı) Lütfü Kırdar, Prost’un kentsel tasarım projesi çerçevesinde Taksim’de radikal değişiklikler yaptı. Önce 1909’da 31 Mart Olayı sırasında bazı bölümleri tahrip olan Taksim Kışlası yıkıldı. Ortaya çıkan alan, İnönü Gezisi (sonra Taksim Gezisi denilecekti) adıyla meydanla ilişkilendirildi. 38 bin m2’lik alanı ile Beyoğlu ilçesinin toplam yeşil alanlarının yüzde 30’unu oluşturan bu park o tarihten sonra İstanbulluların nefes alma alanı oldu.

1977’de kanlı 1 Mayıs’a, 1980 sonrası iktidara yönelik protesto gösterilerine ev sahipliği yapan Taksim Meydanı, 1987’de Bedreddin Dalan döneminde, büyük yıkımlar sonucu açılan Tarlabaşı Bulvarı ile bugünkü şeklini aldı.

Bugün ağaç kesme eylemi üzerinden aslında hem Taksim'de yeniden cami yapma tartışması, hem Taksim'de AVM yapılması hem de AK parti'nin tavrı tartışılıyor. Taksim'de elbette ağaçların kesilmesi kabul edilemez. Ağaçların kesilmeden yeniden dikilmesinin mümkün olduğu bir teknoloji çağında aslında bugün hem karşı çıkanlar hem de itiraz edenler ağaçlar üzerinden düşüncelerini ifşa ediyorlar.

Taksim Meydanı'nı yayalaştırma fikrine Topçu Kışlası'nın da eklenmesini şeytani bir fikir olarak düşünenlerin temel sebebi aslında ağaç değil Topçu Kışlası içinde ki camii mi diye insan düşünmeden edemiyor...

AK Parti iktidarında AVM Medeniyeti diye tarif ettiğimiz ve her yere AVM yapılması karşısında en çok karşı çıkan sitelerden biriyiz. Acarkent'te, Kemerburgaz'da ağaçlar katledilirken sesini çıkarmayıp orada oturanların Taksim Gezi Parkı'ndaki ağaçlar üzerinden demokrat kesilmeleri biz komik geliyor...Ağaçlar üzerinden ideolojik siyaset yapmayı da biz bu topluma hakaret kabul ediyoruz.

Kim eteğindeki taşı dökmek istiyorsa döksün ama konjektörel demokrat olmasın...Biz Türkiye'de hiç bir ağacın kesilmesini istemiyoruz, Türkiye'nin AVM cenneti olmasını da istemiyoruz ama Türkiye'de herkesin ağaçların arkasına sığınmadan neye karşı çıktıklarınıda açıklamasını istiyoruz...

Burada 50 yıllık ağaçlar var. Tabiat Varlıkları Koruma Komisyonu bunlarla ilgili de bir inceleme yapacak ve ondan sonra bu projenin kabul edilip edilmeyeceğine karar verilecek.

'' AVM MEDENİYETİ '' ADLI YAZIYI OKUMAK İÇİN TIKLAYIN....
SON VİDEO HABER

Iğdır'da AK Parti İl Başkanlığı binasına molotoflu saldırı

Haber Ara