Dolar

34,9466

Euro

36,7211

Altın

2.977,22

Bist

10.125,46

İstihbaratta son on yılın bütün hafızası gitti

Türkiye gündemi içki yasası ve siyasi polemiklerle çalkalanırken istihbarat dünyasında radikal gelişmeler yaşanıyor. Emniyet İstihbarat Dairesi Başkanı Ömer Altıparmak‘ın görevden alınmasından sonra 2 başkan yardımcısı ve kilit roldeki 8 şube müdürü de görevlerinden alındı.

13 Yıl Önce Güncellendi

2013-05-27 11:22:45

İstihbaratta son on yılın bütün hafızası gitti


Bugün Gazetesi Ankara Temsilcisi Adem Yavuz Arslan bugün kü yazısı:

"Son on yılın hafızası gitti

Ergenekon‘dan Balyoz’a, KCK’dan El Kaide‘ye kadar kritik dosyaları takip eden tüm birimler tasfiye edildi. Yerlerine 10 yıldır istihbaratta çalışmamış polisler atandı. İstihbarat dünyasını temelden değiştirecek yönetmelik değişikliği de yolda.

Emniyet İstihbarat’ta yapılan bu operasyondan sonra adeta son on yılın hafızası gitti. Ergenekon ve Balyoz yapılanmalarını deşifre eden İstihbarat Dairesi’nde başkan ve 2 yardımcısından sonra 8 kilit şube müdürü de görevden alındı. Yani son on yılın hayati operasyonlarını yürüten ekipten kimse kalmadı.

El Kaide ile mücadeleden sorumlu C şube müdürü, istihbarata karşı koyma, teknik şube, bilgi işlem, bilişim suçlarıyla mücadele, personel ve hukuk işlerinden sorumlu Ar-Ge şube müdürleri görevlerinden alındı.

Bu isimlerle birlikte bu şube müdürlüklerinden sorumlu başkan yardımcıları da ani bir kararla koltuklarını bıraktı.

İstihbarat dünyasında bir ilk

Türkiye’nin son yıllarına damga vuran ve çoğu doktoralı uzman istihbarat müdürleri ani bir kararla görevlerinden alınırken yerlerine ‘eski ekip’ olarak bilinen ve uzun yıllar önce istihbarattan ayrılan polisler getirildi.

Böylece son on yılın hafızası sayılacak personel gönderilirken yerlerine de istihbarat dünyasından uzak kalmış personel atanmış oldu. İstihbarat dünyasında böyle bir uygulama ilk kez yaşandı.

Güvenlik bürokrasisinde kelimenin tam anlamıyla şok yaşanıyor. Başkent kulislerindeki ‘tasfiyenin alt birimlere doğru devam edeceği’ söylemleri yaygın.

Bu değişim neye yol açabilir?

Başkentte konuşulanlara bakılırsa emniyet istihbaratındaki bu radikal değişim sürecek. Hatta isim listelerinin hazırlandığı da artık sır değil.

Tasfiye edilen isimlerin yerine getirilenlerin tamamına yakınının ‘devre’ olması da emniyet camiasında dikkat çeken ayrıntılardan biri.

Peki bu durum neye yol açacak? Daha önce de ifade ettiğim gibi istihbarat dünyasında bu çapta bir değişiklik ilk kez yaşanıyor. Gelen isimlerin Ergenekon ve Balyoz gibi Türkiye’nin arınma ve normalleşme sürecinde kritik öneme sahip davalara soğuk baktığı da güvenlik bürokrasisinde bilinen bir durum.

Bir başka dikkat çeken ortak özellikse iktidardan çok muhalefetteki bir başka partiye kendilerini daha yakın hissetmeleri.

PKK ile mücadelede kritik bir aşamada olduğumuz, Suriye’de yaşanan gelişmeler nedeniyle istihbaratın daha da önemli hale geldiği bir aşamada bu radikal değişikliklerin zafiyet oluşturması endişesi hayli güçlü.

Türkiye her on yılda bir darbeyle muhatap oldu. Seçilmiş hükümetler maalesef bu durumu değiştiremedi. Çünkü darbeyi planlayanlar öncesinde zemini hazırlıyor, ortalığı terörize ediyordu. Siyasetse bu durumu engelleyecek güce sahip değildi. Darbenin haberini önceden alamadığı gibi.

Özal’ın kritik müdahalesi

Öldü mü öldürüldü mü tartışmalarını bugünlerde sıklıkla yaptığımız merhum Özal bu durumu görmüş ve Emniyet İstihbaratı’nı teşkil etmişti. Bu yapı kısa sürede mesafe aldı. Hatta Özal darbenin ayak sesinin duyulduğu bir geceyi emniyet binasında geçirmişti.

Güçlenen istihbarat, siyasete en büyük desteği 28 Şubat’ta verdi. Darbenin kalbi Deniz Kuvvetleri’nden belgeler çıkartıldı ve BÇG deşifre edildi. Sonuçta 28 Şubat fiili bir darbeye dönüşemedi ve o günün kudretli generalleri bugün mahkeme önünde.


Emniyet İstihbaratı o gün ülkeyi darbeden kurtardı ama bedelini de ağır ödedi. Başındaki isim Bülent Orakoğlu mavi tulum giydirilerek yargılandı. Cuntayı deşifre eden polisler askeri cezaevlerinde kötü muameleye maruz kaldılar.

Güçlenen istihbarat etkisini mafyatik organizasyonların çökertilmesinde kendini açıkça gösterdi. Takip eden yıllarda Balyoz ve Ergenekon gibi davalarda da kritik roller üstlendi. Halkın büyük desteğini alan AK Parti ve Başbakan Erdoğan’a yönelik kirli planlar deşifre edildi. Danıştay’dan KCK’ya kadar onlarca kritik davada istihbaratın rolü var. Örnekleri uzatmak mümkün.

Eksen kayması

Türkiye için bu kadar kritik bir role sahip birimin başkanı ve en kritik 8 şube müdürünün aynı anda görevden alınması Ergenekon’u, KCK’yı ve PKK’nın zafer yılı diye yola çıkıp hezimet yaşamasına neden olan operasyonları yöneten ekibin tümden tasfiyesi demek.

İlginç noktalardan birisi de şu: Görevden alınan isimler uluslararası tecrübeye sahip, doktoralı ve bütün kariyeri istihbaratta geçmiş müdürlerdi. Yerine gelenlerin de benzer kariyere sahip olması durumunda ‘kan değişimi’ denebilirdi. Ancak durum pek öyle değil. Başkent kulisleri bu konuda hayli zengin bilgiye sahip. Yaşanan geriye doğru restart oldu demek abartı olmaz.

Yapıyı tümden değiştirecek değişiklik

İstihbarat dünyasını sarsan gelişmeler bununla da sınırlı değil. Türkiye’nin 20 yılda kazandığı birikimi tümden değiştirecek bir yönetmelik değişikliği geliyor.

Güvenlik konularında uzman olan herkesin bildiği gibi istihbarata girebilmek için 30 yaş sınırı var. Yani bu sınıfa 30 yaşından önce ayrılabiliyorsunuz. En alt birimden başlıyor ve sürekli teste tabi tutuluyorsunuz. Şimdilerde 30 yaş sınırı kaldırılıyor. Böylece ahlak büroda, asayişte ya da polis meslek yüksek okulunda idareci olan herhangi bir polis, istihbaratta yer alabilecek.

Bu rastgele alımın bir de hesaba katılmayan boyutu var. Genç yaşta bu sınıfa ayrılmış ve yıllarca aynı birimde çalışmış bir ismin yerine herhangi bir ismin atanmaya başlamasıyla istihbarat sızmaya açık hale gelecek.

Emniyet İstihbarat’ın motivasyonu çökmüş durumda. Gece gündüz demeden çalışan ve gerçek anlamda vatanseverlerden oluşan ekip, şu an kafa olarak bitmiş vaziyette.

Beni daha da endişelendiren durum ise Ergenekon ve derin yapıların durumu. Bu yapılanmaları bariyerleyen kurumun dağılıyor olması derin yapıların başlarını kaldırmaları sonucunu doğuracaktır.


İşçi Partisi-Ergenekon’un yeniden sokak olaylarını organize ettiği, DHKP-C’nin Suriye eksenli harekete geçtiği, Esed ve Hizbullah’ın Türkiye’yi hedef aldığı bu dönemde Emniyet İstihbarat’ta yapılan böylesine radikal hatta bazılarına göre akıl almaz değişikliklerin ülkeye faturası ürkütücü boyutta olabilir."

TARAF GAZETESİ'NDE KONU HAKKINDA BUGÜN YER ALAN HABER:  "Emniyet İstihbarat balyozu yedi"

"Ergenekon ve Balyoz yapılanmalarını deşifre eden Emniyet İstihbarat Dairesi’nin yönetim kadrosunun tamamen tasfiye edildiği öğrenildi. Buna göre, Emniyet İstihbarat Dairesi Başkanı Ömer Altıparmak’ın görevden alınmasının ardından, iki başkan yardımcısı ve sekiz kilit şube müdürü daha görevden alındı ve böylece, Ergenekon, Balyoz gibi operasyonları yapan ekip tamamen tasfiye edilmiş oldu.

Taraf ’ın edindiği bilgilere göre, El Kaide ile mücadeleden sorumlu C Şube Müdürü, Bilgi İşlem, Bilişim Suçlarıyla Mücadele, Personel, İstihbarata Karşı Koyma, Hukuk işlerinden Sorumlu Arge Şube ve Teknik Şube Müdürü ile bu şube müdürlüklerinden sorumlu başkan yardımcıları ani bir kararla toptan tasfiye edildi. Yerlerine “eski ekip” olarak nitelenen ve uzun süre önce istihbarattan ayrılmış polisler getirildi. 10 müdürün, geçtiğimiz hafta, bir gecede tasfiye edilmiş olması, Emniyet İstihbarat’ta bomba etkisi yapmış durumda. Tasfiyenin alt birimlere doğru devam edeceği belirtiliyor.


Bal’ın imzasıyla

Emniyet İstihbarat’ta yaşanan bu büyük tasfiyenin altında ise, yeni İstihbarat Daire Başkanı Engin Dinç’in değil, Başbakanlık Koruma Müdürü Ramazan Bal’ın imzası olduğu iddia ediliyor. Başbakanlık Koruma Müdürlüğü görevine oturduktan sonra İçişleri Bakanlığı ve Emniyet Genel Müdürlüğü’nde önemli değişiklikler yaptıran Bal, Dinç’i İstihbarat Dairesi’nin başına getiren isim olarak biliniyor. Polis Akademisi’nde yazışma usulleri dersi veren ve ardından bir yıl süreyle Samsun Polis Meslek Okulu yöneticiliği yapan Ramazan Bal ve yardımcısı Resul Kabataş’ın, şu an Emniyet’te en etkili ve bütün görevlendirmeleri tayin eden isimler olduğu dile getiriliyor. Emniyet İstihbarat’a yönelik bir liste oluşturduğu iddia edilen Bal’ın, Dinç koltuğa oturduktan sonra bu listeyi ilettiği ve gereğinin yapılmasını istediği öne sürülüyor. Bal’ın talebiyle değişim listesini, atama kararnamesine dönüştüren Dinç’in, ardından onay için İçişleri Bakanı Muammer Güler’e sunduğu dile getiriliyor. Güler’in, talebin Ramazan Bal’dan geldiğini öğrenmesinin ardından imzayı attığı vurgulanıyor.

Milliyetçi ekip işbaşında

Bu arada, görevden alınan on tecrübeli istihbaratçının yerlerine getirilen müdürlerin, son on yılda istihbarattan ayrılmış kişiler olduğu öğrenildi. Özellikle 2007’den sonra başlayan ve başta Ergenekon olmak üzere derin vesayet yapılarının tasfiyesi süresinde gösterdikleri uyumsuzluk ve sürece olan tepkileri sebebiyle ayrılan isimlerin böylece geri döndüğü ileri sürülüyor. İsimlerin genel özelliği olarak ise, MHP’li olmaları gösteriliyor. Ayrıca, getirilen isimlerden altısı, Polis Akademisi’nden 1994 yılında mezun olan Ramazan Bal’ın yardımcısı Resul Kabataş’ın devre arkadaşları. Başbakanlık’ta görevli altı memurun da, yeni İstihbarat Daire Başkanı Engin Dinç’in yanına “özel kalem” olarak yerleştirildiği belirtiliyor. Diğer yandan, İstihbarat’a yeniden dönen polis şeflerinden altısının çeşitli suçlamalarla kovuşturmaya uğradığı da iddialar arasında.

Yönetmeliğe tırpan

Emniyet İstihbarat’ta daha büyük değişikliğin ise “30 yaş” sınırına takıldığı öğrenildi. Emniyet İstihbarat’ın mevcut yönetmeliği 30 yaş üzerindeki kişilerin istihbarata alınmasını engelliyor. Uzmanlaşma için konulmuş bu maddenin de değiştirileceği belirtiliyor.


SON VİDEO HABER

Iğdır'da AK Parti İl Başkanlığı binasına molotoflu saldırı

Haber Ara