Sarhoş iken selam vermek caiz midir?
Zaman Gazetesi yazarlarından Mümtazer Türköne bugünkü yazısında alkol yasağını ve mecliste yaşanan olayları kaleme aldı...
13 Yıl Önce Güncellendi
2013-05-26 15:30:24
CHP’nin kurumsal kimliği ile müracaat edip, Diyanet’ten bu soruya cevap istemesi lâzım. CHP aşamadığı çelişkileri bu fetva ile çözebilir.
Bir yanda alkol satışlarının ve reklamlarının sınırlandırılması kanun teklifine karşı CHP’nin yürüttüğü “kahramanca” direniş, öbür taraftan Seçim İşleri Başkanlığı’nın belirlediği propaganda usulleri arasında yer alan “Selamün aleyküm” açılımı. Kaçıranlar için hatırlatalım: CHP’liler vatandaşa propaganda yaparken söze artık “Allah’ın selamı” ile başlayacaklar ve kapıdan içeri girerken her Müslüman evine girildiği şekilde ayakkabılarını çıkartarak adım atacaklarmış. Gök kubbenin altında değişen ne var?
Dün alkol tüketimi “laiklik” başlığı altında savunuluyordu, bugün CHP savunma hattını “bireysel özgürlükler” üzerine inşa ediyor. Aslında tam olarak AK Parti tarafından -gençlerin tabiriyle- kekleniyor. Getirilen sınırlamalar evrensel kriterlere uygun. Ayık gezmeyen adamlar bile bu kanuna destek verir. İçki içenler bile içkinin özendirilmesine karşıdır. Sarhoş bir baba, çocuğunun sarhoş bir adam olmasını istemez.
Türkiye, aile yapısının sağlamlığı yüzünden gençlik problemlerini, özellikle alkol ve uyuşturucu sorununu Batı toplumları kadar derinden hissetmiyor. Ama göstergeler kötüye gidiyor; gelecek pek parlak değil. Sorun bütünüyle bir kamu sağlığı sorunu. Belki tersinden CHP kalkıp deseydi ki: “Alkol satışı için 18 yaş sınırı yetmez, ABD’deki gibi bu sınır 21’e çıkartılmalıdır.” İşte o zaman AK Parti, ciddi bir muhalefetle karşılaşmış ve seçim kampanyalarındaki “selamünaleyküm” girizgâhları hedefini bulmuş olacaktı. Bu kedi ile fare oyunu, siyasette artık tat vermiyor. İşaretler kötü; 2014’te hayli fazla seçim olacak ve muhalefet yine mumla aranacak.
Önümüzdeki yıl, önünde sıraya gireceğimiz seçim sandıkları çok fazla olacak. Yerel seçimde hemen hemen yedi sandık; -ikinci tura kalırsa- iki tane cumhurbaşkanlığı sandığı, bir adet anayasa referandumu sandığı ve CHP’nin önerisi gerçekleşirse bir de genel seçim sandığı... Nereden baksanız on sandıktan daha az değil. 2014 yılında sokakta dolaşırken bir adaya çarpma ihtimaliniz çok yüksek olacak. Televizyonların, gazetelerin kilometrekareye düşen bu aday yoğunluğundan ve gergin tartışmalardan uzak kalması düşünülemez. Hayli üretici bir siyasi ortam. Ne yazık ki, CHP sayesinde “sarhoş selam verme” tartışmasının ötesine geçmemiz çok zor görünüyor.
Seçimde AK Parti’nin gücünü belirleyecek parametrelerin birçoğu çok iyi. Ekonomi konusunda memnun olmayanların bile inandırıcı bir alternatifin peşine takılma imkânları yok. Seçmen tercihini etkileyecek ikinci parametre olan Kürt sorunu hal yoluna girdi ve terörün ateşi düştü. Beş aydır şehit haberi gelmiyor. Seçim PKK patentli terör haberlerinin yer almadığı ortamda yapılacak. Çözüm sürecine karşı kuşku bulutları yavaş yavaş dağılıyor. AK Parti, risk üstlenip cesaret göstermesi ile puan topluyor. Etkili bir halkla ilişkiler çalışması yürütülüyor. AK Parti 30 yıl süren PKK terörünü sona erdiren bir parti olarak seçimlere girecek.
2014’ün ondan fazla seçimi için belirsiz faktör, Suriye’de devam eden iç savaş. Suriye uzun süre durulmayacak. 2014’ün 30 Nisan tarihi geldiğinde, yani ilk seçim yapıldığında Suriye’nin Reyhanlı tarzı terör ihracı durdurulabilmiş ise sorun yok. Aksi takdirde, seçimler komşumuzdan gelen ateşin yol açtığı yangının içinde geçecek.
CHP, avantajlarını alkol gibi kendisini seçmene yabancılaştırıcı konularda tüketiyor. MHP ise kendisini var eden alanda bir mum gibi eriyor. MHP’nin hamasî dili, barut kokusuna ve kurşun sesine uygundu. Silahı bırakıp siyasete davranan PKK ile baş edecek dili geliştirmesi ise çok zor. Unutmayalım, MHP’nin antitezi AK Parti değil, BDP. Geriye ne kalıyor bunca seçimin sonucunu tayin etmek için, “sarhoşken selam verme” tartışması dışında?
SON VİDEO HABER
Haber Ara