Salih Mirzabeyoğlu ve Ak Parti Hükümetine sorular
TIMETURK yazarı Abdullah Kuloğlu: Salih Mirzabeyoğlu'nun bu asil tutumuna ve sevenlerinin muazzam sabrına rağmen manzara bu!..
13 Yıl Önce Güncellendi
2013-05-09 17:21:28
Son üç gündür Timetürk'te yayınlanan röportaj vesilesiyle "28 Şubat'ın İskilipli Atıfı" olarak kabul ettiğim Salih Mirzabeyoğlu'ndan haberler almaktayız. Röportaj vesilesiyle ümmetin yaşadığı acıları, zaafları ve güçlükleri "ben önemli değilim" diyerek öncelemiş güçlü bir şahsiyetin yakıcı haline şahitlik ettik.
Kesintisiz bir biçimde müslümanların fikrî zaafını ikmâl etmek derdiyle yazan ve üst üste eserler veren, üstelik bunu son 15 yıl boyunca en ağır tecrid şartları içerisinde devam ettiren bir kişiden söz ediyoruz. Biz rahat şartlarda iki-üç makale çapında bir şeyler karalayabilirken, kendisinin hedef alınmasında da esas amilin yazdığı eserler olduğunu söyleyen de kendisi.. Bu muazzam çaba karşısında şaşkınız. Fakat ikinci izah edemediğimiz bir şaşkınlık daha yaşıyoruz bu vesile ile.. Eminim siz de yaşıyorsunuzdur.
Nedir o?
Şöyle efendim!.. Ak Parti iktidarında bu durumun nasıl olupta devam edebiliyor? 28 Şubat sürecinde bir şiir okudu diye kendisini cezaevine sokan o meşum idarenin - başbakanı hedef alan- kesintisiz bir fikir imaline biçtiği ceza hala adaletle nasıl bağdaştırılabiliyor? Öyle ya, bu sukût sürdürüldüğüne göre!.. Adalet Bakanlığı acaba ne işe yaramaktadır? Sadullah Ergin Beyefendi'ye bunu sormak cürretini gösterebilir miyiz, yüksek müsadeleriyle bilmiyorum.
Fakat daha bitmedi size bütün bunların üstüne bugün yaşanan bir hadiseyi de bonus olarak takdim etmek durumundayım.
Son bir kaç yıldır Salih Mirzabeyoğlu'na yaşattırılan akıl almaz mağduriyeti kamuoyuna hatırlatmak üzere sevenleri tarafından çeşitli vesilelerle cezaevi önünde toplanılıyor, kendisine yaşattırılan mağduriyeti bir nebze olsun hafifletmek, moral olmak maksadıyla kadın ve çocuklar da dahil dualar ediliyor, yanlız olmadığı avukatları vasıtasıyla kendisine iletiliyordu. Ve bu bir problem teşkil etmiyordu. Fakat bu sene doğum günü vesilesiyle yapılan toplantıya içinde kadın ve çocuklar olduğu halde gaz bombaları ile müdahale edilip göz altına almalar oldu.
Adalet Bakanı Sadullah Ergin bundan bir sene önce bu meseleyi kendisine ileten bir sayın milletvekilini teskin ederek ellerini ellerinin üzerine koymuş ve Başbakanın haberli olduğu imasıyla "Müsterih olunuz, bu meseleyi çözeceğiz" demişti. Yani bir taraftan en "yukarıları" da dahil eden bir "dert anlatma" süreci sürdürülürken yine sevenleri tarafından çeşitli parti ve sivil toplum örgütleri ziyaret edilmiş, yapılan bu ziyaretler ve beyanatlar kamuoyunda yer almış, yine çeşitli köşe yazarları bu konuyu gündeme getirmişti. İşte bu kapsamda cezaevi önünde de toplanılıyor mevzuu gündeme taşınmaya çalışılıyordu. Bu sene ne olduysa oldu ve gaz bombaları ile müdahale ve göz altına alınanlar oldu.
Anlıyacağınız, hükümetinden muhalefetine, sivil toplum örgütlerinden yazar çizerine kadar toplumsal bir mutabakat konusu olan bir konuydu bu. Ve yaşatılan bu aşağılık mağduriyete ve 3.dönem iktidara rağmen sabırlı bir tutum sürdürülüyordu.
Salih Mirzabeyoğlu'nun bu asil tutumuna ve sevenlerinin muazzam sabrına rağmen manzara bu!..
Şimdi Sadullah Ergin Beyefendi ve İçişleri Bakanı'na sormak istiyorum;
1- Sayın Bakan'ım içlerinde kadın ve çocuklarında bulunduğu ve yıllardır problemsiz olarak gerçekleşen cezaevi önündeki toplantılara bu sene gaz bombaları ile müdahale edilmesi ve gözaltıların yapılması hükümetinizin bilgisi dahilinde midir?
2- Bolu Valisi ve Emniyeti'nin kendiliğinden (!) böyle bir tasarrufta bulunması mümkün müdür?
3- Herhangi bir şekilde inşaat (!) söz konusu olmadığına, yıllardır problemsiz bir biçimde bu toplantılar yapıldığına göre kanun mu değişmiştir yoksa tavır mı? Eğer bu kanunun emri ise, Bolu Valiliği ve Emniyeti dün görevini yapmamış mıydı?!..
4- 28 Şubat'ın "İskilipli Atıfı" Salih Mirzabeyoğlu hakkında kanaatiniz mi değişmiştir? Eğer değişti ise 28 Şubatcılar ile hangi noktalar üzerinde hemfikir oldunuz? Yok eğer böyle değilse, emriniz altında olanların size rağmen yapabildikleri mi bu memlekette carîdir?
5- Salih Mirzabeyoğlu ve aynı durumda olan mahkûmların muhakemelerinin yenilenmesi ne zaman gerçekleşecektir?
6- Bu sorular incitici midir? Eğer böyle görülüyor ise, takınılan sukût tavrına ve yapılanların gösterdiği "tutum ve tavırlar" incitici değil midir nezdinizde?
7- Eğer buraya kadar okuduysanız, aşağıdaki notu da okur musunuz?
Not: Sadullah Ergin Beyefendi bilirler mi bilmem, fakat eski Adalet Bakanı konuya vakıftır. Kendilerine sorabilirler. Ak Parti'yi kapatma davası ile ilgili olmak üzere "olup bitmiş" bir hadisedir elbette. Fakat ahde vefa diye bir şey var!.. Ahiret var, mizan var kısaca Allah var!.. Bu meselede adîl ve hakkaniyetli söz değil fiilinizi bekliyoruz arz ettim..
SON VİDEO HABER
Haber Ara