Dolar

34,9466

Euro

36,7211

Altın

2.977,22

Bist

10.125,46

Gundiler taskafalara karşı

Akademisyen Ömer Miraç Yaman ‘Apaçi Gençlik’ adlı doktora çalışması varoşlarda yaşayan bu gençler hakkında ne kadar az şey bildiğimizi ortaya koyuyor.

13 Yıl Önce Güncellendi

2013-04-21 08:27:27

Gundiler taskafalara karşı

TIMETURK / Haber Merkezi

Onları gökyüzüne uzanan garip saç modelleriyle tanıdık, bir de içine sığmaya çalıştıkları ünlü markaların çakma, daracık tişörtleriyle. Yaya olarak, otobüste veya Doğan ve Şahin modifiyeleriyle İsmail YK şarkılarını son ses açıp tam gaz ortalarda dolaşmalarına şahit olduk.

Neredeyse tek yaşamayan bu gençlik, iki veya daha fazla kişiden oluşan ve yine kendilerine benzeyen arkadaş grubuyla ‘takılarak’ hayatına devam ediyor. İstanbul’un varoş semtleri özellikle Esenler vazgeçilmez mekanları. Tabii ki ‘apaçi’lerden söz ediyoruz. Halk arasında ‘kıroluğun modern yorumu’ olarak tanımlanan apaçilik hakkında bildiklerimiz az önce saydıklarımızın fazlası değil.

Bu durumu fark eden Ömer Miraç Yaman, İstanbul Üniversitesi’nde sosyoloji doktorası yaparken tez danışmanı Prof. Dr. İsmail Coşkun’un da teşvikiyle apaçilerin hayatlarını mercek altına almış. Sorunun kaynağında derin bir fakirlik ve madde bağımlılığı olduğunu fark eden Yaman, araştırması boyunca sadece ‘apaçi’lerle değil, garip saç modellerini yapan kuaförlerden tutun da onlara uyuşturucu madde sağlayan torbacılara, okuldaki rehber öğretmenlerinden, giydikleri kafelerin sahiplerine kadar üç yüze yakın insanla görüşmüş.


‘Bize apaçi demeyin’

Apaçilerin tek emaresi saç baş, giyim ve dans şekilleri değil. Açılım Kitap’tan çıkan ‘Apaçi Gençlik’ kitabında Yaman, çoğunun parçalanmış ailelerden geldiğini, çeşitli nedenlerle okulu bıraktıklarını, daha da kötüsü birçoğunun esrar, tiner, bali gibi uyuşturucu bağımlılıkları nedeniyle suça bulaştıklarını anlatıyor. Apaçi kızların çoğuysa çocuklukta ya da iş hayatında, çalıştıkları konfeksiyonlarda taciz mağduru. En büyük arzuları zengin olmak olan bu grup, kendilerine ‘apaçi’ denmesinden de fena halde rahatsız. Yaman, araştırma boyunca konuştuğu hiçbir gencin yaftalama amaçlı kullanılan bu sıfatı kabul etmediğini söylüyor.

Genel kanaat ‘Apaçi’leri markalarını göstere göstere giydikleri kıyafetlerin taklit olduğu yönünde. Meğer gerçek çok farklıymış. Zira Yaman, apaçilerin çoğunun orijinal markalardan giyindiğini söylüyor. Bu kıyafetlere nasıl para yetiştirdiklerine gelince, kendi aralarında gardırop kardeşliği kurmuşlar. Marka kıyafetleri ortak kullanıyorlar. En gözde arabalarıysa Doğan ve Şahin. Bunun nedeniyse araçları kiralama şirketlerinden temin etmeleri. Aşırı hız ve alkol nedeniyle perte çıkan aracın masrafını ödemek –şayet sağ çıkabilirlerse- daha kolay oluyormuş. Çünkü diğer marka araçlarının maliyeti boylarını aşıyormuş.


Öğretmen ‘Niye uyuyorsun?’ demeyince…

‘Apaçi Gençlik’ kitabında bu sıfatla yaftalanan gençlerin en temel sorunlarından olan yoksulluk konusu da ele alınmış. Ömer Miraç Yaman, kendisini en çok etkileyenlerden birinin Mahzun’un hikâyesi olduğunu söylüyor. Anadolu’dan göç eden ailesiyle yoksulluk içinde yaşayan Mahzun çoğu zaman geceleri aç uyur. Sabahları kahvaltı yapmadan okula geldiğinden üçüncü derste açlıktan uyuyakalır. Süregelen bu durum öğretmenini çok kızdırır ancak ‘Neden?’ diye sormaz, azarlar Mahzun’u. Öğretmeniyle tartışan Mahzun’u okuldan kovulmaya kadar götüren süreç böyle başlar. Yaman, “Hangisi daha iyi? Zaten üniversiteyi kazanacak çocukların daha iyi bir yer tutturmasıyla uğraşmak mı, yoksa kazanma umudu olmayan çocuklarla ilgilenip onları hayata kazandırmak mı?” diye soruyor.

Dinle ilişkileri nasıl?

Ömer Miraç Yaman’a göre dine yönelen apaçi gençlerin çoğu bir akrabasının sözü, hapse girme veya sevdiği birini kaybetme gibi ‘ibretlik olay’lar neticesinde yaşıyor bu değişimi.

Profesyonel hırsızlıktan cezaevinde yatan Apaçi Lütfü, başlarda cumaları hiç kaçırmadığını, sonradan arkadaş çevresi nedeniyle bıraktığını anlatıyor. Hapse girişiyse dine yönelmesinde etkili olmuş: “Cezaevine girdiğimde namaz kılan kimse yoktu. Beni kırmadılar sağolsunlar, 17 kişi birlikte namaza başladık. Orada vakit geçmiyordu, oruç tutuyordum. Onlar top oynayıp makara yaparken de Kur’an-ı Kerim okuyordum. Bir ay dışarıya çıktım. Keşke çıkmasaydım dedim. Çünkü en azından orada Allah yolundasın.”

(Zaman)
SON VİDEO HABER

Rus askeri Şam'dan ayrıldı! Suriye'den yeni görüntüler

Haber Ara