Dolar

34,9466

Euro

36,7211

Altın

2.977,22

Bist

10.125,46

Necip Fazıl için yazarlar ne dedi?

Necip Fazıl Kısakürek, Peyami Safa, Orhan Seyfi Orhon ve Yusuf Ziya Ortaç gibi yazarların Adnan Menderes'ten para istemek için yazdığı mektuplar gündeme oturdu...

13 Yıl Önce Güncellendi

2013-01-03 15:22:52

Necip Fazıl için yazarlar ne dedi?
TIMETURK / Haber Merkezi


Metin Üstündağ (Mizahçı): ‘Akbaba’, Türkiye’nin en uzun ömürlü mizah dergisi. Orhan Seyfi Orhon’un mektubunda belirttiği yardım talebini CHP için de yapmıştır. Kaldı ki Adnan Menderes döneminde mizahın dilinin sertleşmesi, iktidarının son dönemlerinde oldu. Akbaba için iktidar tabii iyi bir ekmek kapısı olabilir. Ama ben Türkiye’nin mizah geleneğin de ‘sağcı’ mizah anlayışının pek tutmadığını düşünüyorum. Cumhurbaşkanının, başbakanın dava açmadığı bir yayında çalışamadım henüz. Bir not daha, bizim mizah dünyamızda dalkavuk çok ama soytarı yok.


‘Sovyetler’den para alıyorlar’ derlerdi


Sennur Sezer (Şair): Eğer devlet sanatçısını, yazarını başka türlü korumazsa, böyle para istemek zorunda kalabilirler. Tabii bu bir onursuzluk. Devletten ‘koşullu’ olarak para istenmesi yazar için ne kadar çirkinse yazarın para istemek zorunda kalması da ayrı bir onursuzluk. Ama yazı yazmak için kalemini satmak çirkin. O dönem bazıları Sovyetler Birliği’nin bazı yazarlara para verdiğini söylüyorlardı. Ama görülüyor ki durum tersineymiş. O dönem muhalif yazarlar nasıl yaptıkları işlerin paralarını alamamıştır, başlarına neler gelmiştir, bir de bunlara bakmak gerek.


Burada bir boyun eğiş var

Ahmet Ümit (Yazar): Eğer bunlar doğruysa onaylanacak bir şey değil. Bir yazarın, hangi iktidar olursa olsun, ister sol ister sağ, o iktidar için çalışması, o iktidara biat etmesi, açıkça faaliyetler için o iktidardan para istemesi hiç etik değil. Bu gördüğümüz resimde ne yazık ki Necip Fazıl muhalefet yapmak için açıkça para istiyor. Etik olarak son derece yanlış. Burada doğru bir tavır olarak Nâzım Hikmet’i örnek gösterebilirim. Biliyorsunuz Nâzım, öldürülme korkusuyla Türkiye’den Rusya’ya gittiğinde Stalin hakkında, Stalin’in baskılarına karşı çıkan bir oyun yazmıştı, ‘İvan İvanoviç Yaşamış mıydı?’ diye. Düşünün kendisi de komünistti ve Stalin’i eleştiriyordu. Üstelik Rusya’ya sığınmıştı ve Rusya’da Stalin iktidardaydı. Necip Fazıl’a üzüldüğümü de söylemeliyim, bu çapta bir şairin böyle bir sürece girmesi üzücü hakikaten. Elbette şiirlerini ayrı tutmak gerekir ama şiirlerindeki o gür ses, iktidarlar karşısında da kısılmamalıydı. Burada bir ses kısıklığı, bir boyun eğiş var. Bugün baktığımızda da “Yazarın ve sanatçının ahlakı, etiği nedir?” diye sorsanız, “İktidardan uzak durmaktır” derim, hangi iktidar olursa olsun...


Edebiyatçının devletle işi olmaz


Semih Gümüş (Eleştirmen):
Ben edebiyatçıların devletle organik hiçbir ilişkisinin olmaması gerektiğini düşünüyorum. Bu saçma ve gereksiz konu hakkında fazla bir şey söylemeye gerek yok.


Bu mektuplar onları küçültmez

Avni Özgürel (Yazar): Bu ve buna benzer birtakım mektupların yakın tarihimizde çok fazla örneği var. Osmanlı tarihinde de Abdülhamid’e yazılmış mektuplar mevcut. Türkiye’de ne yazık ki eli kalem tutmuş insanların hayatlarını sürdürebilmeleri, onları küçültücü değerlendirebileceğimiz bu tür ricacı yaklaşımlarla mümkün olabilmiştir. Birtakım gazeteler de ancak o ortamda bu şekilde çıkabilmiştir. Bugün bunları mal bulmuş Mağribi gibi ortaya döken insanların gerek kendilerinin gerekse patronlarının iktidarla olan ilişkilerini bir gözden geçirmelerini öneririm. Bugünün de insanlarının yakın zamanda Kenan Evren’e, Turgut Özal’a, Süleyman Demirel’e bu tür yaklaşımlarda bulunduklarını biliyoruz. Yani Necip Fazıl, Menderes’e yalvarmış da ne olmuş? Kaldı ki, bunların hiçbirisi onları küçültmez. Nâzım da rica üzerine yazdı. Bunlar, tıpkı bugünkü telefon dinlemelerinin ifşası gibi çirkin yayınlardır.(Radikal)

SON VİDEO HABER

Münbiçli Arap esnaf, PKK/YPG'yi anlattı

Haber Ara