Cemaat’in okullarından yeni bir Fethullah Hoca çıkar mı?
Hoca’nın yakınındaki ilahiyatçılara ve Müslüman aydınlara: Sizce bu okullardan yeni bir Fethullah Hoca çıkar mı?
13 Yıl Önce Güncellendi
2012-12-28 10:30:13
Fethullah Gülen Cemaatinin okulları ile ilgili lehte ya da aleyhte çok şey söylendi. Elbette bu düzeye ulaşmış, üstelik de “başarılarıyla” kendini kanıtlamış bir eğitim faaliyetinin ve organizasyonunun gündem oluşturması çok doğal. “Modern dünyanın kriterleri” açısından bakıldığında bu “başarıyı” inkâr etmek mümkün değildir. Fethullah Gülen’i sevelim ya da sevmeyelim, Hoca’nın bu alandaki “başarısını” teslim etmekdurumundayız.
Bu okullar ister Hoca’nın vizyonunun ve sevenlerinin gayretinin eseri olsun, isterse yerel ya da küresel güçlerin desteklediği mega bir “proje” olsun, hiçbir şekilde bu “başarıyı” görmezden gelmemiz söz konusu olamaz. Evet, “proje” kelimenin tam anlamıyla tutmuştur. Vaktiyle sömürge ülkelerinde açılan İngiliz ve Fransız kolejlerinin yaygınlık düzeyine ulaşmış, hatta belki onları da geçmiş bir “proje” var karşımızda. Ve görünen o ki, gittikçe daha da yaygınlaşacak…
Ortaya konulan her çalışmanın, baktığınız açıya göre olumlu ya da olumsuz yanları değişir. Nitekim bu okullar hakkında yazıp çizip konuşanlar da, kendi bulundukları noktadan lehte ya da aleyhte pek çok şey söylediler. Birinin olumlu gördüğünü diğeri olumsuz gördü. Şiddetle muhalefet edenler de oldu, hararetle savunanlar da… Zaman zaman da aleyhte yazanların veya konuşanların birçoğuna, bizzat Hoca’nın çevresindekiler tarafından bu okullar gezdirilerek, ya da bu okulların düzenlediği etkinliklere katılmaları sağlanarak kafalarındaki istifhamlar giderilmeye çalışıldı. Hatta bunlardan bir kısmı, bu okulların ateşli birer savunucusu bile oldular. Bu okullar elbette bundan böyle de tartışılmaya devam edecek.
Cemaatin küresel ölçekteki oynadığı rol, küresel siyasi stratejilere denk düşen duruşu ve söylemi ve de kontrol ettiği devasa ekonomik güç dolayısıyla bu okulları “Amerikancı İslam”ın bir projesi olarak görenlerle, milli ve manevi değerlerin, Türk dilinin ve kültürünün öğretildiği “İslam’ın hoşgörülü yüzü” olarak görenler arasındaki tartışmalar bitmeyecektir. Ve elbette “Bu okullar, küresel bir proje mi, yoksa bir vizyon mu?” sorusuna vereceğimiz cevap, Fethullah Hoca’yı nereye oturtacağımızı da belirleyecektir. Durduğunuz yer itibarıyla bunun bir “Amerikancı proje” de olması mümkün, “Milli - İslami bir vizyon” da olması mümkün. Şimdilik bu konuya girmek istemiyorum. Ama bunun ciddi olarak tartışılması lazım. Belki de, her ikisi… Yani, bir “vizyon”un küresel bir “proje”yle yolunun kesişmesi… Yahut, küresel bir projenin aradığı aktörü bulması… Velhasıl her ne olursa olsun, şimdilik alan razı veren razı…
Vizyonu olanlarla projesi olanların arasında yaşanan gözle görülür bir sorun yok. Ama şunu da kabul etmek gerekir ki, böyle bir vizyonu olmayan bir hareketin hiçbir küresel projeyle yolu kesişmez. Bu yüzden Hoca’yı eleştirenlerin önce aynada bir kendilerine bakmalarında yarar var. Zira, makro projelerde rol alan vizyon sahibi oyuncuları mikro düzeyde taklit etmeye çalışanların onları eleştirmeye hakları yoktur. Eleştirseler de, en zeki çocuklarını ciddi paralar ödeyerek Hoca’nın okullarına yahut Hoca’yı mikro düzeyde taklit etmeye çalışan kendi cemaatinin okullarına göndererek, “seküler alanda başarılı olacak bir birey” haline getirmek için çabalayanların eleştirilerini ciddiye almanın bir anlamı yoktur.
Hoca’nın samimiyetine inanmayabilirsiniz. Hoca’yı “Amerikancı İslam’ın küresel ölçekteki bir aktörü” olarak da görebilirsiniz.
Ona karşı mücadele de edebilirsiniz. Ama, küresel ölçekteki bir gücü, “seküler alanda başarılı kıldığınız” ama hayatı boyunca İslami hiçbir küresel vizyonu olmayacak olan çocuklarınızla aşamazsınız. Hele hele, Hoca’nın küresel ölçekte uyguladığı, “seküler alanda başarıyı merkeze alan” eğitim anlayışını mikro düzeyde taklit ettiğiniz sürece “Hoca’nın vizyonu” sizi her zaman aşacaktır. Cemaatin, milletin en zeki çocuklarını şeküler mesleki alanlara yönlendirmedeki ve sonuç almadaki başarısı gerçekten “göz alıcı”dır. Maalesef bugün, Hoca’nın dostları gururla, muhalifleri ise kıskançlıkla bu “göz alıcı” başarıya kilitlenmiş
bulunmaktadırlar. Bu yüzden bütün ihtişamı ile karşımızda duran bu “göz alıcı” başarı “can alıcı” bir soruyu görmemizi engellemektedir: “En zeki çocuklarını seküler mesleki alanlara yönlendiren bir Müslüman toplum, ulemasını nereden ithal edecek?” Bu soru, son derece hayati bir sorudur.
Şayet İslamcılar Fethullah Hoca’nın okullarını tartışılacaklarsa öncelikle bu açıdan tartışmalıdır. Hoca’nın İslami bir vizyonu olup
olmadığı sorgulanacaksa bu “hayati soru” ekseninde sorgulanmalıdır. Dâhi ya da zeka düzeyi çok yüksek çocukların seküler mesleki alanlara yönlendirildiği, buna karşın İslami ilimlerin vasat zekalara bırakıldığı bir İslami vizyon ne derece sahih
ve sağlıklı bir vizyondur? Asıl bunu tartışmak gerekir. Evet, Hoca’nın okullarından dünya çapında bilim adamları çıkacaktır. Bilim olimpiyatlarında madalyalar alacaklar, buluşlar yapacaklar, belki Nobel ödülleri alacaklardır. Ama bu okullardan bir Ebu Hanife,
Bir Buhari, bir Gazali, bir İbn Rüşd, bir Zemahşeri, bir Razi, bir Şatibi, bir İbn Arabi, bir Suyuti, Bir Ahmet Cevdet Paşa, bir Elmalılı, bir Bediüzzaman çıkmayacaktır.
Bir toplum sağlıklı bir yaşam için iyi bir doktor, estetik bir mekan için iyi bir mimar, hayatı kolaylaştıracak bir teknoloji için iyi bir
mühendis yetiştirmekte gösterdiği hassasiyeti kendisinden dinini öğreneceği ulemayı yetiştirmek için göstermiyorsa, o topraklarda ulema yetişmez. Bu anlayış, her biri belki bir Ebu Hanife, bir Gazali, bir Şatibi, bir Elmalılı, bir Bediüzzaman olabilecek potansiyele sahip en zeki çocukları “başarılı” bir doktor, bir mimar, bir mühendis, bir hukukçu vs. yaparak, aslında yarının potansiyel ulemasını zihinsel anlamda kitlesel katliama tabi tutmaktadır. Ama ne yazık ki, kimse bunu düşünecek durumda değil.
Hoca’yı sevse de sevmese de herkes mikro ölçekte onu taklit etmekle meşgul. Sözü çok uzatmak istemiyorum.
Bir Müslüman olarak bütün samimiyetimle üç soru sormak istiyorum. Birinci sorum muhterem Fethullah Hoca’ya: Ümmetin en zeki çocuklarını İslami ilimler yerine seküler bilimlere yönlendirmemenin bir vebali yok mu? Bu ümmetin âlimlerini seküler
bilimler okutan bu okullarda mı yetiştirmeyi düşünüyorsunuz? İkincisi, Hoca’yı sevenlere: İçinizden bir tane “Benim çocuğum çok zeki ve çok ahlaklı bu yüzden o yeni bir Fethullah Hoca olsun, onun için İslami ilimler okusun” diyen var mı? Yoksa sadece seküler bilimlerde başarı şansı olmayan çocuklarınızı mı İslami ilimlere yönlendiriyorsunuz? Üçüncüsü ise, Hoca’nın yakınındaki ilahiyatçılara ve Müslüman aydınlara: Sizce bu okullardan yeni bir Fethullah Hoca çıkar mı?(Mustafa Yıldız-Özgün İrade)
SON VİDEO HABER
Haber Ara