Akşehir’deki yazı Evliya Çelebi’nin mi?
Evliya Çelebi’nin Seyahatname’sinde Çelebi’nin bazı yazı örnekleri var. Akşehir’de Hasan Paşa (İmaret) Camii’ndeki yazı da bunlara örnek olabilir..
13 Yıl Önce Güncellendi
2012-12-05 18:05:21
Ünlü gezginimiz Evliya Çelebi’nin yolu Akşehir’e de düşer ve burayı da gezdiği diğer yerler gibi o tatlı üslubu ile anlatır. Bilhassa “Fazilet sahibi olup, hazırcevap, keramet sahibi, filozof, din ve dünya işlerini birlikte ve eksiksiz yürüten büyük bir zât, ulu bir can idi.” dediği Nasreddin Hoca’yı anlattığı kısım bilhassa okunmalıdır. Zira, bugün “komik adam”a indirgediğimiz Nasreddin Hoca’nın o dönemde nasıl algılandığını onun bu satırlarından öğrenmek mümkün olacaktır.
AKŞEHİR’DE BİR CAMİ
Fakat konumuz şimdilik bu değil. Akşehir’de Nasreddin Hoca türbesinin de yer aldığı mezarlığın hemen üst tarafında bulunan bir camii var: Hasan Paşa yahut İmaret Camii. Kitabesinden M. 1510 yılında yapıldığı anlaşılan bu cami gerçekten görülmeye değer özellikler taşıyor. Yapının beden duvarları düzgün kesme taşlarla inşa edilmiş. Son cemaat mahallinde portalin önündeki bölüm çapraz tonozla, yanlarındaki bölüm ise kalem işleriyle süslü birer kubbe ile örtülü. Kubbesin üstü kurşunla kaplı. Camiye iki yanında birer mermer sütün bulunan portalden giriyorsunuz.
EVLİYA ÇELEBİ’NİN EL YAZISI
Her anlamda anlatılmaya değer bu caminin bir özelliği daha var. O da şudur: Cami girişinde bulunduğunu söylediğimiz soldan birinci sütunun tunç bileziğinde iki el yazısı bulunuyor. Bu yazıların ilkinde günümüzün Türkçesiyle şöyle deniliyor: “Fakir, Mehmed Sultan Murad Han -Tanrı kendisini teyid etsin- askerleriyle beraber buraya geldi. Bunu 1048 yılı Muharreminin 26. günü yazdı.”
İKİNCİ YAZI DAHA DETAY BİR BİLGİYİ İÇERİYOR: “YİRMİ GÜN OTURAK OLMUŞTUR”
Bu el yazısı, 1638’de Bağdad Seferine çıkan IV. Murad’ın Akşehir’e de uğradığını ve burada 20 gün kaldığını belgeliyor. İbrahim Hakkı Konyalı’ya göre İmaret Camii’nin bileziğindeki bu iki kitabe Akşehir’in sivil kervanlar ve ordular için uğrak ve konak yeri olduğunu gösteriyor. İşte bu iki yazı da bunun kanıtı.
Ama daha önemli olan bir şey var: İbrahim Hakkı Konyalı, bu yazının Evliya Çelebi’ye ait olduğunu söylüyor. Bundan dolayı Akşehir’e gelen ve özellikle bu meselelere ilgili olan kişiler bu camiye mutlaka getirtiliyor ve bu yazı gösteriliyor.
Nasreddin Hoca anma programları için hemen her yıl Temmuz ayında bu şirin ilçede oluyorum. Bu camiyi ve el yazısını daha önceki yıllarda da görmüş fakat üzerinde düşünme ve araştırma imkânı bulamamıştım. Geçen yıl katıldığım Evliya Çelebi sempozyumu için tebliğ hazırlarken Seyahatname’yi çok genel anlamda da olsa okuma imkânı buldum. İşte bu okumalar esnasında Evliya Çelebi’nin seyahatleri sırasında uğradığı yerlerdeki kimi mekânların uygun yerlerine el yazısıyla beyitler, mısralar yazdığını ya da tarih belirten ifadeler kullandığını öğrendim.
Demek ki bu caminin sütununda bulunan yazı da bunlardan biriydi. İbrahim Hakkı Konyalı böyle demekteydi fakat sonradan okuduğum bir yazıda bunun Seyahatname’de yer almadığı ve bu camiden bahsetmediği gerekçesiyle bu yazının ona ait olamayacağı şeklinde bir bilgi yer alıyordu. (Mehmet Tütüncü, “Evliya Çelebi’nin bilinmeyen bir el yazısı”, Yediikıta dergisi, Nisan 2011)
SÖZ UÇAR YAZI KALIR
Konuyu tartışmak benim haddim ve yetkim değil. Burada önemli olan Mehmet Tütüncü’nün de belirttiği gibi yapılarımızda yer alan bu yazıların edebiyat, hat, tarih bakımından önemi. Şu da var: Akşehir’deki bu yazının Evliya Çelebi’ye ait olduğu tartışmalı olsa bile, Seyahatname’de ona ait olduğu kendisi tarafından da belirtilen pek çok yazı var.
Köstendil’deki Ahmed Zogu Camii’nde yer alan “Melek Ahmed Paşa’nın müezzini/Evliyai Gülşeni Ruhiycün Allah rızası içün Fatiha Sene 1071 Muharrem”, Edirne Osman Baba tekkesinde bulunan “ Merhum Melek Ahmed Paşalı seyyâhı alem/Evliya ruhiycün Allah rızasına Fatiha sene 1081), Medine-i Münevvere’deki Mescid-i Nebevi’de bulunan “Seyyah-ı Alem Evliya Ruhicün el-fatiha/Şefaat ya Muhammed Evliya’ya-Sene 1082) yazıları bunlardan sadece üç örnek.
Demek ki bu konu da araştırılmaya, incelenmeye değer bir konudur. Malum; söz uçuyor yazı kalıyor. (Mustafa Özçelik / Dünya Bizim)
SON VİDEO HABER
Haber Ara