Dolar

34,8719

Euro

36,7287

Altın

3.040,58

Bist

10.123,70

'Hiç kimse mahkemeleri baskı altına almasın'

MHP Grup Başkanvekili Oktay Vural, Anayasanın 14. maddesi yok muydu? Vardı. Bu bakımdan hiç kimse mahkemeleri baskı altına almasın. Milletvekillerini tutuklayarak millet iradesi ve millet egemenliğinin tutuklu kalmasına rıza göstermemek gerekir, başta da Meclis Başkanvekilinin. Umarım mahkemeler bu baskılardan bu yönlendirmelerden etkilenmeksizin milletvekilinin tutuksuz yargılanmasına imkan sağlayacak bir kararı verirler' dedi.

14 Yıl Önce Güncellendi

2012-07-10 16:51:48

'Hiç kimse mahkemeleri baskı altına almasın'
MHP Grup Başkanvekili Oktay Vural, Meclis Başkanvekili Sadık Yakut'un tutuklu milletvekillerine ilişkin sözlerine, "Sebahat Tuncel'de cezaevindeyken milletvekili seçilmiştir. Ve tahliye edilmiştir. O zaman Anayasanın 14. maddesi yok muydu? Vardı. Bu bakımdan hiç kimse mahkemeleri baskı altına almasın. Milletvekillerini tutuklayarak millet iradesi ve millet egemenliğinin tutuklu kalmasına rıza göstermemek gerekir. Başta da Meclis Başkanvekilinin. Umarım mahkemeler bu baskılardan bu yönlendirmelerden etkilenmeksizin milletvekilinin tutuksuz yargılanmasına imkan sağlayacak bir kararı verirler" dedi.
MHP Grup Başkanvekili Oktay Vural, TBMM'de düzenlediği basın toplantısında iç ve dış politikada yaşanan gelişmeleri değerlendirdi.

-"TÜRKİYE MAALESEF KİŞİYE GÖRE DIŞ POLİTİKASINI DEĞİŞTİRİYOR"-

Ermeni soykırım iddialarına değinen Vural, "Sarkozy'den sonra Hollande geliyor. Hollande gelir gelmez de Sayın Başbakan talimat veriyor ve yaptırımları gündemden düşüreceğini söylüyor ve düşürüyorlar. Hollande ve Sarkozy arasında Ermeni soykırımı arasında herhangi bir tutum farkı var mıdır, hayır. Dış politikada yine bir sıfır sorunu.
Türkiye maalesef kişiye göre dış politikasını değiştiriyor. Hollande'ın tavrı belli olmadan Türkiye Cumhuriyeti Devleti bu konudaki yaptırımları geri almak suretiyle Hollande'ın tekrar bu konuyu gündeme getirmesine zemin hazırlamıştır. Böyle bir dış politika olur mu? Önce Hollande'ın bir tavrını gör.
Türkiye'nin dış politikası stratejik derinliklere batmış durumdadır. Stratejik derinliklerde nefes alamaz duruma getirmişlerdir."

- "BU NASRETTİN HOCA'NIN TİMUR'UN FİLLERİNE ŞİKAYETE GİTMESİNE BENZİYOR"-

"Komşularla sıfır sorun dediğimiz noktada sıfır komşu politikasına geldik. Komşularla sıfır sorun KSS" ifadesini kullanan Vural, "Suriye konusunda da büyük devletler ne yapıyorsa onu yapacağız diye afaki söylemin dışında gerçekten bugüne kadar ne yapıldı?" diye sordu. Vural, şöyle devam etti:
"Bu Nasrettin Hoca'nın Timur'un fillerine şikayete gitmesine benziyor. Filleri şikayet edelim diye arkasına düşen ahali Timur'un çadırına yaklaştıkça bir bir terk ediyor, Hoca, Timur'un çadırının önüne geldiğinde bir bakıyor ki yalnız kendi kalmış, Türkiye'de böyle bir konumda.
Maalesef Türkiye Suriye konusunda giderek yalnızlaştığı gibi bu coğrafyada güçler dengesi ABD ile Rusya Çin dengesi etkili olmaya başlamıştır."

- "KSS ZATEN BİTTİ, KPSS ZATEN FELAKET"-


KPSS'ye ilişkin iddialara da değinen Vural, şöyle devam etti:
"Komşularla sıfır sorun KSS, KSS zaten bitti, KPSS zaten felaket. KSS'de ne olduysa KPSS'de aynı şey oluyor. Elinize yüzünüze bulaştırdınız. Hangi sınavı düzgün yaptınız, itfaiyecilik sınavına kadar hangi birisini doğru düzgün yaptınız.
ÖSYM'nin yaptığı açıklama tatmin edici değildir. Bu konuda şunu da esefle görüyoruz ki KCK gibi bir operasyon ÖSYM, KPSS sınavlarının içerisine kadar girmiştir. Bu konuda kullandığı jokerler münasebetiyle devletin belli kurumlarına adam yerleştirme operasyonu yapılmıştır.
Şimdi hükümetin yapacağı iş şudur; bu jokerlerin kimlerin yerine girdiğini bulup kimler girmişse onlar hakkında işlem başlatması gerekmektedir. Bu sınav konusunda şüphelerin kaldırılması gerekir.
Bu jokerleri yerleştirenler jokerlerle insanları yerleştirenler bu konuda bırakın KCK operasyonunu meğer devletin içerisinde KPSS sınavlarına jokerler vasıtasıyla KCK yapılanması devletin içine yerleştirilmiş.
KPSS'nin sonu da maalesef KSS gibi oldu."


-"ANLAŞILAN O Kİ ERDOĞAN SONRASI AKP İÇİN POST KAVGASI DEVAM EDİYOR"-

Büşra Ersanlı konusunda Başbakan ve Dışişleri Bakanı'nın yaptığı açıklamaları hatırlatan Vural, "Dışişleri Bakanı Büşra Ersanlı için terörist olduğuna inanmıyorum diyor, siz ne konuştuğunuzu bilmiyorsunuz, laf ola beri gele, günü birlik politikalarla vatandaşların kafasını karıştırıyorsunuz. Başbakan diyor ki yok öyle şey, ders vermek falan bunlarla ilgili değil, doğrudan doğruya bu konuyla ilgili Başbakan böyle konuşuyor Dışişleri Bakanı terörist olduğuna inanmıyorum diyor. Anlaşılan o ki Erdoğan sonrası AKP için post kavgası devam ediyor. Hangi birisine inanacağız. Ama her birisinin ifadeleri pazarlanıyor. Bir Allah'ı kulu çıksa da ey Dışişleri Bakanı sen böyle diyorsun da senin Başbakan'ın 4 Kasım 2011 tarihinde şunları söylemişti diye bir soru sorabilse" dedi.

-SORULAR-

Bir basın mensubunun, "Anayasa Uzlaşma Komisyonu'nda kriz yaşandı, ara verildi çalışmalara, nasıl değerlendiriyorsunuz?" sorusuna Vural, "Uzlaşma Komisyonundaki yapılan tartışmalarla ilgili Uzlaşma Komisyonu üyesi arkadaşlarımız değerlendirme yapabilir. Bu tür komisyonlarda görüş ayrılıkları olacaktır. Sonuçta bir komisyondur uzlaşabildikleri konuların üzerinde devam edeceklerdir. Bu bakımdan bu konuyu detaylıca bilmiyorum. Bir değerlendirme yapmak istemiyorum bilmediğim bir konu üzerinde. Bu tür şeyler, farklı değerlendirmeler olacaktır önemli olan sonuçta bu milletin, Türk milletinin ve Türkiye Cumhuriyeti Devletinin anayasasını hep beraber birlikte yapmamız gerektiğini düşünüyorum. MHP bu konuda olumlu katkılarını her zaman sunacaktır" yanıtını verdi.

-"UMARIM MAHKEMELER BU BASKILARDAN ETKİLENMEKSİZİN MİLLETVEKİLİNİN TUTUKSUZ YARGILANMASINA İMKAN SAĞLAYACAK BİR KARARI VERİRLER"-

"Meclis Başkanvekili Sadık Yakut'un Anayasa 14 orada dururken tahliye edilemezler değerlendirmesine ne diyorsunuz?" sorusuna da Vural, şu yanıtı verdi:
"Son derece yanlış bir değerlendirme. Anayasanın 14. maddesi tutuklanmasına amir bir hüküm değildir. Dolayısıyla tutuklanamaz diye amir bir hükmü varken esas olan tutuklu yargılanamayacağına ilişkin bir iradeyi ortaya koymaktır. Tutuklama bir cezalandırma yöntemi değildir. Anayasanın hiçbir noktasında da milletvekili tutuklanır diye yazmamaktadır.
Sebahat Tuncel örneği ortadadır. Sebahat Tuncel'de cezaevindeyken milletvekili seçilmiştir. Ve tahliye edilmiştir. O zaman Anayasanın 14. maddesi yok muydu? Vardı. Bu bakımdan hiç kimse mahkemeleri baskı altına almasın. Milletvekillerini tutuklayarak millet iradesi ve millet egemenliğinin tutuklu kalmasına rıza göstermemek gerekir, başta da Meclis Başkanvekilinin, TBMM üyesi olma imkanı yakalamış milletvekillerinin parlamentoda olmasını tercih etmesi gerekiyor. Umarım mahkemeler bu baskılardan bu yönlendirmelerden etkilenmeksizin milletvekilinin tutuksuz yargılanmasına imkan sağlayacak bir kararı verirler."(ajanslar)

Haber Ara