Hawar dergisi tarihi
Hawar bir ekoldü. Sürgüne düşmüş Kürt münevverleri onun etrafında dillerini diriltmenin ve yaşatmanın derdindeydi. Modern bir edebiyat yarattılar. Yeni nesile paha biçilmez eserler bıraktılar. Onlardan önce karanlık kalmış yolları yeni nesil için aydınlattılar.
14 Yıl Önce Güncellendi
2012-05-15 13:57:14
Hawar bir ekoldü. Sürgüne düşmüş Kürt münevverleri onun etrafında dillerini diriltmenin ve yaşatmanın derdindeydi. Modern bir edebiyat yarattılar. Yeni nesile paha biçilmez eserler bıraktılar. Onlardan önce karanlık kalmış yolları yeni nesil için aydınlattılar.
Kürt edebiyatı denince akla ilk gelen kelime sürgündür. Bir anlamda Kürt edebiyatı sürgün edebiyatıdır da. Cumhuriyetin kuruluşundan itibaren toprağından kopmak zorunda kalan, var olma mücadelesini bu topraklarda sürdüren Kürtler asimilasyona uğramamak, bu kadim kültürü hem var etmek hem diriltmek için yoğun çabalar göstermiştir. Bu münevverler, kendi hayatlarından eksiltip, elleri ayakları kırılmış bu edebiyata kol kanat germişler ve Kürt edebiyatını ayağa kaldırmayı başarmışlardır.
Celadet Bedirxan bu münevverlerin başında gelir. Mir Bedirxan’ın torunu ve seçkin entelektüel Emir Ali Bedirxan’ın oğlu olan Celadet Bedirxan, Kürt isyanları bastırılınca kendini Kürt dilini ve edebiyatını diriltmeye adadı. Nitekim kendisi de Hawar dergisinden önce aktif bir siyasetçi ve Hoybun örgütünün yöneticilerindendi. Siyasal mânâda yenilgiler yüz gösterince Kürtçenin asimilasyona kurban gitmemesi için 15 Mayıs 1932’de Hawar dergisini kurdu.
Hawar dergisi ve dolayısıyla Hawar ekolü, hiç kuşku yok ki Kürtlerin en büyük edebi atılımıdır. Bu dergi medreselerde gelişmiş klasik edebiyat ile dünyadaki edebi gelişmelerden haberdar olan yeni neslin modern yüzü arasında bir köprü oldu. Dengbêjler de vardı bu sayfalarda Celadet Bedirxan, Cegerxwîn, Nûredîn Zaza, Qedrî Can, Kamuran Bedirxan, Osman Sebrî gibi modern şair ve yazarlar da vardı. Bir yandan Elî Herîrî (Kürtlerin ilk şairi olarak kabul görür), Feqiyê Teyran, Melayê Cizîrî’nin şiirleri, bir yanda Ömer Hayyam’ın Kürtçeye çevrilmiş dörtlükleri vardı. Bu sayfalarda dikkati çeken bir diğer nokta da yapılan adaptasyonlar idi. Qedrî Can, Nûredîn Zaza gibi yazarlar dünya edebiyatının iyi örneklerini Kürtçeye uyarlıyorlardı.
Hawar dergisi 1932-1943 yılları arasında toplamda 57 sayı yayımlandı. İlk 23 sayı hem Latin alfabesiyle hem de Arap alfabesiyle yayınlansa da 24. sayıdan itibaren bütünüyle Latin alfabesiyle yayınlandı. Bu derginin bir diğer özelliği ise bütünüyle Kürtçe olmasıydı. (Bazı sayılarda Fransızca metinlerin olması dışında elbette) Kurmanci lehçesinin dışında Kürtçenin diğer lehçeleri olan Sorani ve Zazaki’ye de yer verildi. Kürtçenin standartlaşmasını sağlayan en önemli adım kuşkusuz Hawar dergisi oldu.
Siyasi bir dergi değildi
Hawar dergisi siyasi bir dergi değildi. Edebiyata ve dile ağırlık veren bu dergide dil meselelerinden tutun da, dünyadaki gelişmelere kadar bir çok mevzuya yer veriliyordu. Yazarlar bazen birkaç mahlasla yazıyordu burada. Bunların başında Celadet Bedirxan ve Nûredîn Zaza geliyordu. Cegerxwîn bugün dilden dile dolaşan birçok şiirini Hawar dergisinde yayımladı.
Hawar dergisi yayın hayatına son verdikten sonra uzun bir süre unutuldu. Zaten Türkiye’de Kürtçe yasaktı (dahası öyle bir dil yoktu kimilerince!). Ancak 1980’li yıllardan sonra sürgünde yeniden dirilen Kürt edebiyatı bu hazinenin farkına vardı. Evet bir hazine değerindeydi bu dergi onlar için. Bir yandan dili standartlaştırmaları, Kürtçe gramerin temelini atmış olmaları, dergi bünyesinde geçmişle bugün arasında kurdukları köprü yeni nesil Kürt edebiyatçılarını derinden etkiledi.
Mesela Hawar dergisinin bütün sayılarını bulup 1998 yılında yeniden basan Firat Cewerî, bu dergiyi örnek alarak Nûdem dergisini kurdu (Ki bu dergiye de önümüzdeki günlerde Kürdili’nde yer vereceğim) Mehmed Uzun, Celadet Bedirxan’ın bir anlamda hayat hikâyesi olan ve o dönemleri anlatan iyi kurgulanmış romanlar yazdı. Yine Firat Cewerî, Celadet Bedirxan’ın evinde geçen ve diyaloglar yöntemiyle bir anlatı yazdı. Bir çok Kürt yazar Hawar’ı ve o ekolü yazarlık serüvenleri için örnek aldı. O dili kullandı.
Hawar bir ekoldü. Sürgüne düşmüş Kürt münevverleri onun etrafında dillerini diriltmenin ve yaşatmanın derdindeydi. Modern bir edebiyat yarattılar. Yeni nesile paha biçilmez eserler bıraktılar. Onlardan önce karanlık kalmış yolları yeni nesil için aydınlattılar. Ama bugüne baktığımızda Hawar dergisinden çokça söz edilmesine, Hawar’ın yayımlandığı günü yani 15 Mayıs’ı Kürtçe dil bayramı olarak kabul görmemize, rağmen yeniden iki cilt halinde 1998 yılında basılan Hawar kaç Kürdün veyahut kaç Kürt yazarın elinde/evinde var? Kaç tane belediye bu hazineyi alıp kütüphanelerine yerleştirmiş? Bunlar ortada olan ve aslında cevapları da belli olan sorulardır.
SON VİDEO HABER
Haber Ara