Dolar

34,9466

Euro

36,7211

Altın

2.977,22

Bist

10.125,46

"Sedef hastalarından vebalı gibi kaçılmamalı"

Samsun Büyük Anadolu Hastanesi Cildiye Doktoru Uzm. Dr. Resul Avcı, sedef hastalığının aileden birden fazla bireyin görülebilmesine rağmen bulaşıcı olmadığını söyledi.

    Sedef hastalığının toplumda görülme sıklığının

14 Yıl Önce Güncellendi

2012-04-08 13:09:14

Samsun Büyük Anadolu Hastanesi Cildiye Doktoru Uzm. Dr. Resul Avcı, sedef hastalığının aileden birden fazla bireyin görülebilmesine rağmen bulaşıcı olmadığını söyledi.

    Sedef hastalığının toplumda görülme sıklığının yüzde 1 ile 3 olduğuna dile getiren Samsun Büyük Anadolu Hastanesi Cildiye Doktoru Uzm. Dr. Resul Avcı, sedef hastalığının tıbben tam olarak sebebinin bilinmediğine dikkat çekti. Stresin hastalığın üzerinde tetikleyici etkisi olduğunu vurgulayan Avcı, ancak yapılan güncel araştırmalardaki bir anormalliğin derideki mikrobik olmayan iltihap olayını tetiklediğini ve hastalığın gelişmesine yol açtığını söyledi. İltihaptan dolayı derinin üç dört günde bir döküldüğünü söyleyen Uzm. Dr. Resul Avcı, "Bu normalden yedi sekiz kat daha hızlıdır. Üstü gümüş rengi pullarla kaplı kırmızı lekelerle yansıyan, nedeni bilinmeyen deri hastalığı. Lekeler çoğunlukla kaşıntısız olduğundan, hastayı yalnızca görünüş açısından rahatsız ederler, ilaçla geçirilebilseler de bir süre sonra yeniden belirirler. Bazı hastalarda sedef hastalığı, bir eklem iltihabıyla birlikte görülmektedir." dedi.

        Sedef hastalığının başlangıç belirtilerinin deride kızarma ve pullanma olduğunu ifade eden Avcı, hastalığın, ömür boyu birkaç cilt lekesiyle sınırlı kalabileceği gibi tüm vücuda yayılıp eklem iltihaplarına da yol açabileceğini belirtti. Çocuklarla yaşlılarda ender olarak ortaya çıkan bu hastalığın çoğunlukla 20-50 yaş arasındaki kişilerde başladığını söyleyen Resul Avcı, bazen de 5 yaşından küçüklerde de görülebildiğini sözlerine ekledi.

        "Hastalığın nedeni bilinmediğinden nedene yönelik tedavi yoktur" diyen Uzm. Dr. Resul Avcı, "Belirtilere yönelik tedavi, olguların çoğunda klinik iyileşme sağlar. Öncelikle salisilik asit ve yumuşatıcı keratin çözücü etkisi olan pomatlarla pullanmanın ortadan kaldırılması gerekir. Daha sonra ağızdan alınan ilaçlarla tedavi yöntemi, haplarla olduğu gibi iğne ve ultraviole ışınları ile de tedavi yolları vardır. Tüm sedef hastalarınca bilindiği gibi güneş ışınları klinik belirtilerin kaybolmasını sağlar. Katran ya da katran türevleri içeren pomatlar ile güneş ışınlarının bir araya gelmesi iyileşmeye önemli katkıda bulunur. Bunun bir nedeni de katranın deriyi mor­ ötesi ışınlara karşı daha duyarlı kılmasıdır. Kortikosteroitli pomatların kullanılması klasik bir tedavi yöntemidir. Sedef lezyonlan üzerine uygulanan kortizonlu pomatlar başarılı sonuç vermiştir." diye konuştu.
SON VİDEO HABER

Şam'daki saray yakıldı, eşyalar alındı

Haber Ara