Kafkasya hakkında doğru bildiğimiz dört yanlış
Elbrus Derneği başkanı Yusuf Taş ile Kafkasya algımızı ve derneğin neler yaptığını konuştuk..
14 Yıl Önce Güncellendi
2012-03-30 15:34:51
Elbrus İnsani Yardım ve Kültür Derneği Başkanı Yusuf Taş, Kafkasya’ya sık sık gidip gelen, o coğrafyada ciddi bir hizmete ön ayak olan, gayretli ve fedakâr bir Kafkasyalı… Başakşehir Belediyesi’nin himayesinde, Elbrus Derneği’nin katkılarıyla geçen sene gerçekleştirilen Kafkasya Kültür Günleri’nde kendisiyle tanıştık ve Kafkasya üzerine uzun sohbetlerimiz oldu.
Kendisi de Başakşehir’de ikamet eden ve Kafkas halklarından Kabardey olan Yusuf Taş Bey’le yaptığımız ve çarpıcı cevapların yer aldığı söyleşiyle sizleri baş başa bırakalım.
Türkiye halkının Kafkasya konusunda duyarlı olduğunu biliyoruz. Acaba Türkiye halkının Kafkasya hakkında yanlış bildiği şeyler nelerdir? Bu şekilde hem Kafkasya'yı tanımış olacağımızı hem de doğru zannettiğimiz yanlışları öğreneceğimizi düşünüyorum? Öncelikle bu soruyla başlayalım.
Evet, Türkiye halkı Kafkasya konusunda oldukça duyarlı ancak maalesef bütün her şeye olduğu gibi Kafkasya’ya da fazla duygusal bakıyoruz. Bu yüzden çok ilgilendiğimiz konularla da ilgili olarak bilgi almaya çalışmıyoruz. Kafkasya hakkında Türkiye halkının doğru bildiği dört yanlış var.
Nedir bu yanlışlar?
İlki Kafkasya’nın nerede olduğu ile ilgili. Konuyla yakından ilgili olanların dışında kime “Kafkasya neresidir” diye sorarsanız aldığınız cevaplar % 95 oranında Orta Asya’da bir yer olacaktır. Ancak Türkiye haritasına dikkatli bakarsanız Kafkasya’nın Türkiye’ye çok yakın olduğunu görürsünüz. Türkiye’nin Sarp sınır kapısından Abhazya 220 km, Kuzey Osetya ise 500-600 km’dir. Yani İstanbul-Adapazarı ve İstanbul-Ankara mesafesindedir.
İkinci yanlış, Kafkasya’nın tamamen dağlık bir bölge olduğudur. Emperyalistler bir bölgeyi işgal edecekleri zaman önce zihinlerdeki doğruları değiştirirmiş. Rusya, işgal zamanında sürekli Kafkasya’nın dağlık ve işe yaramaz bir bölge olduğunu zihinlere yerleştirdi. Bütün dünya şimdi Kafkasya’nın sadece dağlardan ibaret olduğunu düşünmektedir. Evet doğrudur. Kafkasya’da aşılması zor, masallara konu olan Kafdağı vardır. Ancak Kafkasya ya da bugün kullanılan ismiyle Kuzey Kafkasya bu dağların arkasında bulunan ve dünyanın en verimli ovalarının bulunduğu düzlük alandır aynı zamanda. Karadeniz’den Hazar denizine kadar 1200 km uzunluğunda ve onlarca km genişliğindeki Kafkas sıradağları Gürcistan, Azerbaycan sınırını oluşturmaktadır. Dağların Kuzey kısmı ise Kafkasya’yı oluşturmaktadır. Tarihteki gerçek Kafkasya bu dağların arkasındaki 1000 km eninde 500-600 km boyundaki düzlük alandır.
Üçüncü yanlış ise Kafkasya’da herkesin dindar ve mücahit olduğudur. Maalesef Kafkasya halklarının çoğunluğu dindar değildir. Bunun sebebi İslam hakkında yeterli bilgilerinin olmaması ve son dönemde Müslümanların çok yoğun baskıya maruz kalmalarıdır. Kafkas halklarının büyük çoğunluğu şu anda bir savaş istememektedir.
Dördüncü yanlış ise Kafkasya’da sadece Çeçenlerin ve Çeçenistan’ın olduğudur. Kafkasya’da dokuz cumhuriyet vardır. Bunlar Abhazya, Adıgey, Karaçay Çerkes, Kabardey Balkarya, Kuzey Osetya, Güney Osetya, İnguşetya, Çeçenistan ve Dağıstan’dır. Bu cumhuriyetlerde yerli Kafkas halkları yaşar. Çeçenistan bu cumhuriyetlerden birisidir ve Çeçenler de diğer Kafkas halklarının arasında bir halktır.
Yusuf Taş - Muhammet Furkan Gümüş
Kaf Dağı'nın arkası Kafkasya mı?
Evet, bizim Kafkasya diye bahsettiğimiz yer sizlerin Kuzey Kafkasya olarak bildiğiniz yerdir. Burada masallara konu olan Kafdağı bulunmaktadır. 1200 km boyunda onlarca km eninde büyük ve aşılması çok zor bir sıradağdır. Bugün Kuzey Kafkasya ve Güney Kafkasya diye bilinen bölgeyi ayıran Kafdağı yani Kafkas sıradağlarıdır. Gerçek Kafkasya ise evet bu dağın ardındadır. Yani kuzeyindedir. Kafkasya bu sıradağın ardındaki verimli ve yemyeşil topraklardır.
Kafkasya'dan Türkiye'ye ilk göçler ne zaman başladı ve tarihte yaşanmış büyük göçlerden bahseder misiniz?
Kafkas-Rus savaşlarının yoğunlaştığı zamanlar yani 1800’lerde Türkiye’ye göçler başladı. 1859’daŞeyh Şamil’in teslim olmasından sonra Doğu Kafkasya’da göçler hızlandı. 1864’te Batı Kafkasya’da son savaşın da yenilgiyle sonuçlanmasından sonra (bu son savaşta savaşan bütün Kafkasyalılar, çocuklar dâhil öldürülmüştür. Öyle ki bütün çimenler kızıla boyanmıştır. O günden beri Ruslar oraya Krasnaya Polnaya–Kızıl Çimen demektedirler.) Ruslar bir bildiri ile Kafkasyalılar’a üç seçenek sunmuştur. Ya Hristiyan olup Rus ordusuna katılacaklar, ya Sibirya’ya sürülecekler, ya da Osmanlı topraklarına gidecekler. Bu arada Osmanlı İmparatorluğu bu insanların kendi topraklarına sürülmeleri için Rusya ile anlaşmıştır. Ortalama iki milyon kadar kişi sürgüne uğramıştır. Ne yazık ki bu sürgün sırasında insanların yarısı ya gemi beklerken, ya iki kat doldurulmuş gemilerin batması ya da hastalık yüzünden indikleri limanlarda ölmüşlerdir. Osmanlı devleti ve halkı da bu kadar büyük bir göç hareketi beklemediği için ne yapacağını şaşırmıştır.
Osmanlı tarihinde yer etmiş, önemli Kafkasyalılardan da bahseder misiniz?
Birçok Kafkasyalı bulunmaktadır. İsim saymak zor olacaktır. Devletin bütün kademelerinde yer alan yüzlerce Kafkasyalı olmuştur. Ancak bizce en çarpıcı isim Sultan Abdülaziz’in kayınbiraderi olan Çerkes Hasan’dır. Sultan Abdülaziz’in hal edilişine ve bu sırada sevgili ablasına yapılan muameleye pek içerleyen Çerkes Hasan darbeye karşı ayaklanan ilk sivil olarak darbecilere baskın düzenlemiş, beş tanesini öldürmüştür. Yaralı olarak yakalanıp idam edilmiştir. Sorgusu sırasında; ‘Nefsim için bu işi yapmadım, millet için yaptım. Gayem, bundan sonra kimse padişah hal’ etmek falan gibi şeylere cesaret edemesin’ demiştir. 2. Abdülhamid Han tahta çıktıktan sonra Çerkes Hasan Bey'in mezarını yaptırarak, taşına da "genç yaşında veliyyü'n-nimeti uğrunda fida-yı can etmiş" olduğunu yazdırmıştır.
Yaptığınız çalışmalar ve tahminlerinize göre Türkiye'de ne kadar Kafkas kökenli insan yaşamaktadır?
Pek çok rakam söylenmekle birlikte bize göre gerçekçi olan 2-3 milyon arasında bir rakamdır. Ancak bunu öğrenmek oldukça zordur. Hem karma evlilikler yoluyla hem de asimilasyon yoluyla Kafkasyalılar kimliklerini kaybetmektedirler.
Biraz da bugünü konuşalım. Kafkasya coğrafyası hakkında güncel bilgiler paylaşabilir misiniz bizimle?
Kafkasya’da, bugün ikisi fiilen bağımsız yedisi Rusya Federasyonu içerisinde özerk cumhuriyet olarak, toplam dokuz cumhuriyet bulunmaktadır. Bunlar bağımsız Abhazya ve Güney Osetya ile Rusya Federasyonunda bulunan Adıgey, Karaçay-Çerkes, Kabardey-Balkarya, Kuzey Osetya, İnguşetya, Çeçenistan ve Dağıstan’dır. Kafkasyalılar bu cumhuriyetlerde gerçek sınırlarının yaklaşık % 30’unda yaşamaktadırlar. Hazar denizinden Karadenize doğru gittikçe cumhuriyetlerdeki Rus ya da diğer yerli olmayan unsur sayısı artmaktadır.
Kafkasya bu gün Rusya Federasyonunun meyve sebze ambarı gibidir. Hemen her on yirmi kilometrede bir ırmak bulunmaktadır. Dümdüz ve yemyeşil bereketli ovalarının yanında tıpkı masallardaki gibi ulaşılması ve aşılması zor sıradağlar bulunmaktadır. İki denizin kıyısında ılıman bir iklim bulunmaktadır. Mandalina, portakal ve pamuk yetişebilmektedir. İnanılmaz derecede bol ve şifalı mineral suları, şifalı kaplıcaları, olağanüstü güzellikte bir tabiatı bulunmaktadır. Krasnodar, Minvodi, Nalçik, Vladikafkaz, Grozni ve Mahaçkale’ye İstanbul’dan düzenli uçak seferleri yapılmaktadır. Uçuş saati 1,5 saatle 2,5 saat arasında değişmektedir.
Son olarak Elbrus Derneği'nden bahsedebilir misiniz, amacı ve faaliyetlerinden? Ayrıca okuyucularımızın da merakını çektiğini düşünüyorum. Derneğinizin ismi olan Elbrus ismi nereden geliyor?
Elbrus, Kafkas sıradağlarının arasındaki en yüksek dağın ismidir. Elbrus, Avrupa’nın en yüksek dağıdır. 5642 metredir. Elbrus İnsani Yardım ve Kültür Derneği olarak Kafkasya’da dinî, sosyal ve insanî çalışmalar yürütüyoruz. Misyonumuz bölge halkının kendi imamlarını yetiştirerek kendi kültüründen ve kendi dilinden hocalar yoluyla dini öğrenmesi ve yaşamasıdır. Somutlaştırırsak; Kur’an Kursu çalışmalarımız vardır. Ayrıca Kur’an-ı Kerim, muhtasar ilmihal ve elifba basım ve dağıtım projemiz bulunmaktadır. Kurban organizasyonlarımız ve iftar organizasyonlarımız bulunmaktadır. Bir de bölgedeki yetimhanelere elimizden geldiğince yardım etmeye çalışıyoruz.
Yürüttüğümüz projelerin detaylarına gelirsek; “Kur’an ve Temel Dinî Bilgiler Eğitimi” projemiz 2010 yılının başında başlayıp üçüncü yılına girmiştir. Kabardey-Balkarya Cumhuriyeti’nde 22, Karaçay-Çerkes Cumhuriyeti’nde 5, Adıgey’de 5 mescitte eğitim çalışmalarımız devam etmektedir. Eğitmenlerimiz arasında bir de Müslüman Rus hocamız bulunmaktadır. Öğrencilerimiz Kabardeyler, Adıgeler, Karaçay–Balkarlar ve Ahıska Türklerinden oluşmaktadır. En küçüğümüz 4 yaşında en yaşlımız da 70 yaşlarındadır. Bu eğitim çalışmamızda Kur’an-ı Kerim öğretilmesi ve aynı zamanda basit dinî bilgilerin verilmesi hedeflenmektedir. Bu projenin mescit başına maliyeti 300 dolardır. Bir öğrencinin maliyeti ise 20 dolardır. Şu anda bir de Kur’an-ı Kerim, muhtasar ilmihal ve elifbadan oluşan bir seti Kafkasya’daki Müslümanlara hediye etme projemiz bulunmaktadır. Böyle bir setin maliyeti 20 TL’dir. 2012 yılında hedefimiz 50.000 Kur’an-ı Kerim’i orada bastırıp Müslümanlara hediye etmektir.
Dernek İletişim Bilgileri;
Elbrus İnsani Yardım ve Kültür Derneği
Adres: Tümsan San. Sit. 2. Kısım C Blok K:3 No:82 Başakşehir İstanbul
Telefon: 00 90 212 485 50 83
Fax: 00 90 212 485 50 83
http://www.elbrus.org.tr/
Kaynak: http://dunyabizim.com/ – Muhammet Furkan Gümüş
Haber Ara