Dolar

34,9466

Euro

36,7211

Altın

2.977,22

Bist

10.125,46

'MİT Müsteşarı ifade vermeli'

MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, MİT Müsteşarı Hakan Fidan ve diğer MİT görevlilerinin bir an önce ifade vermesi gerektiğini söyledi.

14 Yıl Önce Güncellendi

2012-02-14 13:22:30

'MİT Müsteşarı ifade vermeli'
Bahçeli, partisinin grup toplantısında yaptığı konuşmada, Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'a rahatsızlığından ötürü geçmiş olsun dileğinde bulunarak, ''Kendisine Cenabı Allah'tan acil şifa dileklerimi iletmek istiyorum. Sağlığına tam olarak kavuşmasını diliyor, şahsına, ailesine, Adalet ve Kalkınma Partisi'ne 'geçmiş olsun' temennilerimi bildiriyorum'' dedi.

''Türkiye'nin varlığına, Türk milletinin birlikte yaşama iradesine kini ve nefreti olanların, Adalet ve Kalkınma Partisinin açtığı ve belirlediği istikametten fitne enjekte ettiklerini, belalar ve musibetlerin bu nedenle hiç eksik olmadığını'' ifade eden Bahçeli, şöyle devam etti:

''Bölücü odaklar, Cumhuriyet'in mevcudiyetine garez duyanlar el birliği yapmışlar, BOP'un taşeronu sıfatıyla şirret faaliyetlerini utanmadan, sıkılmadan sürdürmüşlerdir. Bilhassa merkezine MİT ve bölücü terörün şehir ayağı olan KCK'nın yer aldığı yaşanan bazı dava süreçleri, milletimizi kaygılandırmış ve sağduyulu herkese, 'Ne oluyor bu Türkiye'de' sorusunu sordurmuştur. Dikkatlerinizi çekmek isterim ki KCK terör oluşumu, kuruluşundan itibaren 4 yıl süresince hiçbir adli, idari soruşturmaya ve yaptırıma konu edilmemiştir. Ne hikmetse 2009 yılı bir milat olmuş ve bir dizi operasyonlar sonucunda KCK meselesi Türkiye'nin gündemine oturmuştur.

KCK, PKK'nın şehir uzantısıdır ve sözde alternatif bir toplum ve siyasal örgütlenme modelidir. Hatta bölücü militanların siyasete taşınmaları ve dağdan ovaya hiçbir cezai takibata uğramadan ellerini kollarını sallayarak inişlerinin yol haritası olarak da ele alınmalıdır. Başbakan Erdoğan'ın, 'silahı bırakır masaya gelirsiniz' derken ima veya kast ettiği husus da kanaatimizce budur. Bize göre KCK, bölücülüğün, eşkıyalığın ve düşmanlığın adıdır, tanımıdır ve bizatihi kandan beslenen vampirliktir.''

''Kişiye özel değişiklik...''


MİT yöneticilerinin ifadeyle çağrılmasına da değinen Bahçeli, ''Bu davetin, yürütülen KCK soruşturması nedeniyle yapılması ve bahsettiğimiz kişilerin şüpheli olarak görülmesi işin en kritik ve kaotik yanını teşkil etmiştir'' dedi.

İfadeye çağrılma sürecine ilişkin bilgi veren Bahçeli, son aşamada, AK Parti'nin, MİT Kanunu'nda değişiklik yapılmasını öngören teklifi TBMM'ye sunduğunu anımsattı. Bahçeli, sözlerini şöyle sürdürdü:

''İlgili savcılığın, ifade çağrısını CMK'nın 250'nci maddesine dayandırması ve bu madde de Özel Yetkili Mahkemelerin yetki alanına giren suçları işleyenlerin, hangi görevde olursa olsun sorgulanabileceğinin hüküm altına alınması AKP'yi adrese teslim ve kişiye özel bir değişiklik için harekete geçirmiştir. Yapılması düşünülen yasal hamleyle öz ve esas olarak mevcut soruşturma sürecinin etkisizleştirilmesi amaçlanmıştır. Bu intibahı silmek için ise Başbakan'ın vereceği izin kapsamına kritik devlet görevlerini icra eden üst düzey kamu görevlilerinin de dahil edileceği anlaşılmıştır.

Genelkurmay Başkanlığı görevini yapmış emekli bir orgeneral, terör suçundan ve terör örgütü kurmaktan demir parmaklıkların arkasına atılırken, bunu normal ve olağan karşılayan Adalet ve Kalkınma Partisi zihniyeti, birden bire kendisine dokunan bir yargılama sürecine karşı cephe almaktan çekinmemiştir. Adalet ve Kalkınma Partisi yargısı bir kez daha harekete geçmiş ve yürüyen bir hukuki sürece kirini bulaştırmıştır. Gelişmelerden hukukun kimin arka bahçesi olduğu, kimin tetikçisi haline dönüştüğü ve kimin borazanını çaldığı iyice gözler önüne serilmiştir.

Belirtmek isterim ki adaleti siyasal maksatlarla eğip bükenler, gün gelecek aynı adalet terazinin kefelerine başlarını vuracaklar ve bunun altında da hiçbir zaman kalkamayacaklardır.

Basiretini yitirmiş, duyarlılığını kaybetmiş, ayakta kalabilmek için her kumpasa bel bağlamış bir hükümet etme anlayışının, hukuka saygısız davranması ve kural tanımaz tavrı bir gün mutlaka başına büyük dertler açacaktır. Adalet ve Kalkınma Partisinin bugünkü cüretinin ve hukuku rafa kaldırmasının ardında, emin olun tamamen kendi yargısını oluşturmaya ayarlı 12 Eylül Referandumu bulunmaktadır. Son olaylar göstermiştir ki Türkiye'nin çivisi çıkmış, ölçü ve ayarlar kaçmış, düzen temelinden bozulmuştur.''

''Sağduyu hakim kılmanız...''

''MİT müsteşarının ifadeye çağrılmasını kabullenmeyen Adalet ve Kalkınma Partisi hükümetinin, kıyameti koparması ve toplantı üstüne toplantı yaparak bahaneler bulmaya çalışması ne taraftan bakarsak bakalım bir skandalıdır'' ifadesini kullanan Bahçeli, ''Unutulmamalıdır ki, AKP aksini yapmaya yeltenmişse de görevi ve konumu ne olursa olsun, hukuk karşısında herkes eşittir'' dedi.

Başbakan Erdoğan'a seslenmek ve tavsiyelerini değerlendirmeye almasında fayda olduğunu belirten Bahçeli, şöyle konuştu:

''Emniyet, MİT ve yargı devletin taşıyıcı direkleri arasındaki 3 vazgeçilmeyecek unsurdur. Bunlar arasındaki keşmekeşlik, kavga ve kargaşa, Türkiye'yi öngörülmeyecek tehlikelerin içine sokacaktır. Var olan çekişmelere bir an önce son vererek, aklı selimi ve sağduyu hakim kılmanız milletimizin en öncelikli beklentisidir. Başbakan sıfatıyla, Türkiye'yi istikrar içinde yönetme sorumluluğu içinde olduğunuzu ve bunun sonsuz yararlar sağlayacağını görmeniz gerekmektedir. Bu nedenle MİT müsteşarını koruma altına almanıza gerek ve ihtiyaç yoktur. MİT Müsteşarı ve diğer görevliler, İstanbul Özel Yetkili Cumhuriyet Savcılığına giderek bir an önce ifade vermelidir.

Türkiye Cumhuriyeti hukuk devleti olduğu kabul ediliyorsa, anayasa ve kanunların herkesi bağlayacağı, hiç kimsenin yasaların üstünde ve önünde olamayacağı da akıllardan asla çıkarılmamalıdır. Elbette hükümetin görev sınırlarını kanunlar tayin etmektedir. Başbakan ya da herhangi bir hükümet üyesi, yasa ve anayasada dışında, hiç kimseye özel yetki, özel misyon ve özel görev veremeyecektir. Aksi tutum bilinsin ki kesinlikle suç olacaktır. Bu itibarla, MİT Kanunu'nda yapacağınız değişiklik teklifini de vakit geç olmadan ve başka sorunlara meydan vermeden geri çekiniz.''

***

MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, ''PKK'nın devlet tarafından kurulduğunu iddia eden izansızlar, bu iftirayı son zamanlarda sıklıkla dile getiren haysiyet fukaraları, acaba KCK'nın Adalet ve Kalkınma Partisi ile temas ve bağını örtmek için bu şeref yoksunu ifadelere mi başvurmuşlardır?'' sorusunu yöneltti.

Bahçeli, partisinin TBMM grup toplantısında yaptığı konuşmada, MİT görevlilerinin ''şüpheli'' sıfatıyla ifadeye çağrılmalarına ilişkin medyada yer alan iddiaların hiçbir şekilde ''kabul edilebilir'' ve ''geçiştirilebilir'' yanı olmadığını söyledi.

Bunlar arasında, ''Kanlı terörün uzantısı olan KCK yapılanmasının MİT'in gözetimi ve denetimi eşliğinde tamamlandığı'' şeklinde bir iddianın da bulunduğunu hatırlatan Bahçeli, ''Oslo'da PKK ile yürütülen pazarlıkları önce inkar eden, ardından kabullenmek durumunda kalan Başbakan, anlaşıldığı kadarıyla MİT'i bölünmenin vasıtası ve tetik çeken eli olarak kullanmıştır'' diye konuştu.

''Adı üstünde, milli bir vasfa sahip istihbarat kuruluşumuzun görevi, ülkemize yönelik yabancı operasyonları izlemek ve gerektiğinde de etkisiz hale getirmektir'' ifadesini kullanan Bahçeli, şöyle devam etti:

''Şayet yasadışı faaliyetler güvenliğimizi tehdit eden bir boyutta ise şüphesiz yabancı müdahalesi ve parmağı olup olmadığına bakılmaksızın bu girişimlerde takip edilecektir. Kaldı ki MİT Kanununun 4. maddesinde, bu kurumun görevleri açıkça yazılmış ve ifade bulmuştur. Peki bu görevlerin neresinde az önce sıraladığım iddialar vardır? Kendi devletine, varlık nedeni olan milletine namlu çeviren, aleyhe çalışan bir istihbarat oluşumuna dünyanın neresinde şahit olunmuştur? Başbakan ve hükümeti bunu mutlaka izah etmeli ve açıklığa kavuşturmalıdır. Elbette istihbarat teşkilatları, yeri ve zamanı geldiğinde güvenlik ve beka kaygılarıyla önleyici tedbirleri alacaktır ve de almalıdır. Buna bir diyeceğimiz yoktur. Ayrıca suç örgütlerinin içten çökertilmesi amacıyla sızma ve intikal çalışmaları da yapılabilecektir. Ancak illegal oluşumlara nüfuz etmek bir şeydir, suçlarına ortak olmak ise başka bir şeydir. Öyle ki terör örgütünün hain eylemlerine teşrifatçılık yapmak, sessiz kalmak ve hatta kolaylaştırmak istihbarat mantığının neresinde vardır ve hangi veçhesinde bulunmaktadır?

PKK'nın devlet tarafından kurulduğunu iddia eden izansızlar, bu iftirayı son zamanlarda sıklıkla dile getiren haysiyet fukaraları, acaba KCK'nın Adalet ve Kalkınma Partisi ile temas ve bağını örtmek için bu şeref yoksunu ifadelere mi başvurmuşlardır?

Büyük resim meraklısı Sayın Cumhurbaşkanı, 'olağanüstü dönemden geçiyoruz, yaşananlar talihsizlik, kurumlar arası çatışmadan kaçınmak lazım' derken neyi kast etmektedir, neleri ima etmektedir? Sınırları kanunla çizilmemiş bir görevi, devletin kurumlarına vermek midir talihsizlik?''

''PKK'ya teslim olunması, devletin yere serilmesi midir talihsiz olarak görülen?'' sorusunu yönelten Bahçeli, ''Sayın Cumhurbaşkanı, biz büyük resme bakıyoruz ve orada AKP'nin 9 yıllık iktidar döneminde devletin her kurumunu itibarsızlaştıranların, etkisizleştirenlerin ve içini boşaltanların şimdi de MİT;i liste başı yaparak kollarını sıvadıklarına şahit oluyoruz'' şeklinde konuştu.

''Dar kafalıların...'

''Bu iktidar başaramamış, sorunların üstesinden gelememiştir'' diyen Bahçeli, ''iktidarın Türk milletinin bin yıllık vatan tapusunu bölücülere ve BOP'a ipotek ettirdiğini'' ileri sürdü.

''Milli güvenliğin ağır ve sistemli bir suikastla karşı karşıya'' olduğunu öne süren Bahçeli, sözlerini şöyle sürdürdü:

''Dar kafalıların, hamiyetsiz zihniyetlerin ve eşkıyayı hükümdar etmek isteyen memleket çıbanlarının kol gezdiği ve sürekli ilerlediği görülmektedir. Sezar'lığa, sultanlığa, krallığa, şahlığa özenenler sabırları gerçekten de zorlamaya başlamıştır. İş öyle bir noktaya ulaşmıştır ki güvenlik görevlilerimizi şehit eden, şehirlerimizi canlı bombalarla kuşatan, varlığımıza, hayat hakkımıza göz diken alçaklarla karşılıklı protokoller bile hazırlanmış ve imza aşamasına getirilmiştir. İfadeye çalıştığım bu karanlık resmin tek bir tanımı vardır o da Türk milleti ihanet kuşatması altına alınmış ve milli kabulleri birer birer idam mangasının önüne dizilmiştir.

Parti olarak, yıllardan beri silahlı veya silahsız bölücülüğün hükümet tarafından durdurulamaması halinde ortaya çıkacak faturanın çok ağır olacağı uyarılarını yaptık ve halen de yapmaya devam ediyoruz. Biz, Başbakan'ın İmralı canisi ile görüştüğünü söylerken iktidar şakşakçısı menfaat ve çıkar güruhu, 'Bask, İRA, ETA modeli böyledir, işbirliği şarttır' demişlerdi. Biz bunları unutmadık.

Ne zaman ve hangi durumda olursak olalım, bize tuzak kuranların, zayıflamamızdan medet umanların yakalarından tutmak bizim boynumuzun borcu ve 43 yıllık mazimizin bize yüklediği bir görevdir.

Hatırlarsanız, İmralı canisiyle görüşüldüğünü söylediğimizde, bize ağza alınmayacak ifadelerle saldırıya geçilmiş ve şerefsizlikle suçlanmıştık. İmralı ile görüşme trafiğinin kontrolü ve muhatabı olanlar, ortaya çıkan gerçekler karşısında şereften kimin mahrum ve azade olduğunu eminim görmüş ve idrak etmişlerdir.''

Baasçı anlayış..''

''Dün Hafız Esad'ın himayesinde olan bölücü ve kanlı simalar, bugün de AKP'nin kanatları altına girmiştir'' diye konuşan Bahçeli, ''Baasçı anlayışın hezeyanlarının, aynısıyla Adalet ve Kalkınma Partisinde kabul ve karşılık gördüğünü'' ileri sürdü.

''Adalet ve Kalkınma Partisi, kaç vatan evladının şehadeti üzerine pazarlık yapmıştır?'' diye soran Bahçeli, şöyle konuştu:

''Kaç kanlı eylem memurlarınca izlenmiştir? Kaç şehidimiz ve kaç gazimiz pazarlıklar esnasında canını, bedenini ve uzvunu kaybetmiştir? Bunlar açıklanmalıdır. Bu soruların cevapları mutlaka verilmelidir. Eğer hükümet yeni bir oyalamanın ve savsaklamanın içine girerse, bilsin ki, aziz milletimiz çöküşün ve çözülmenin mimarlarını ve taraflarını bağışlamayacak ve her daim beddualarla hatırlayacaktır. Adalet ve Kalkınma Partisinin, Türkiye'yi parçalamanın eşiğine kadar getirdiğini görmek gerekmektedir. Ülkemizin ayağa kalkması, sırtındaki kamburdan kurtulması lazımdır.

AKP hükümeti eğer yapamayacaksa, yönetim zaafıyla geleceğimizi heba etmekte inat edecekse Milliyetçi Hareket Partisi, meşru ve demokratik zeminlerde Türkiye'yi onarmaya ve ayağa kaldırmaya vardır ve bunda da son derece kararlıdır.''

Kaynak: AA
SON VİDEO HABER

Uçakta olay çıkarıp, 'Türkiye'yi satın alırım' diye tehdit etti

Haber Ara