'İttihat ve Terakki Cumhuriyet'e müdahale etmiştir'
Osmanlı'yı çok hızlı bir şekilde çöküşe götüren İttihat ve Terakki zihniyeti malesef Cuhmuriyete de müdahale etmiştir. Malesef 1900'lü yıllardaki o hataların bedelisi bu günlerde de öderken utanmadan sıkılmadan karşımızda duran bu zihniyetle mücadele ediyoruz.
14 Yıl Önce Güncellendi
2012-02-08 12:24:48
Başbakan'ın konuşmasından satır başları:
Samimiyetle ortaya koyuyoruz. Devletimiz bir yandan bin yıllık bir geleneği ve birikimi taşırken geleceğe yönelik değişim ufkunu enerjisini içinde barındırıyor. Devlet geleneği bir yandan çok önemli imkanlar sunarken diğer yandan değişim yönetilemezse metanet geriye gitme gibi sonuçlar doğurabilir.
Tarihteki Türk devletlerine baktığınızda kendisini yenileyen uyum sağlayan adapte olabilen idarecilerin başarılı olduğunu ve devleti yücelttiğini görüyorsunuz. Ama hazıra konan değişim adına risk almayan idarecilerin başarısız olduklarını hem de ülkeye bedel ödettiklerini görürsünüz. Liderlik değişimi yönetebilmektir. İyi lider sadece iyi kriz yönetimi yapabilen değil başarılı bir gelecek yönetimi yapabilendir. Riskten kaçan değişimden kaçan gününü idari maslahatla geçiren bir idareci başarısızlığa mahkumdur. Bu idareci sadece kendisi başarısız olmakla kalmaz ülkesine de zarar verir. Kendi menfaatlerini gözeten idareciler adeta çöküşün zeminini hazırlar.
Batıda ülkeler değişimi gözetirken bizim ülkemiz duraklama döneminde adeta çarçur edildi. Elbette dahili ve harici sebeplerinde etkisiyle bir çöküş dönemi yaşandı.
Suyu akışına bırakan, öncekilerden aldığı mirası tüketen idarecilerin başarısız olduklarını görürsünüz. Batı'da Osmanlı etkisiyle büyük reformlar gerçekleştirildi. Bizim idareciler sadece temaşa içinde kaldı. Cumhuriyet bizim için yepyeni bir dönem oldu. Cumhuriyet Osmanlı kurumlarının devamı olarak kuruldu. Burada da Gazi Mustafa Kemal'in görüşlerini görüyoruz. Cumhuriyet yeni bir başlangıçtır ama geçmişten aldığı dersle şekillenmiş bir başlangıçtır. Özellikle 1940'lı yıllarla birlikte bu metal yorgunluğuyla başlamıştır.
Cumhuriyet'in kuruluşunda çok büyük bir heyecan varken, 1940'lı yıllarla birlikte Osmanlı'nun çöküş dönemi hastalıklarını sirayet etmiştir. Osmanlı'yı çok hızlı bir şekilde çöküşe götüren İttihat ve Terakki zihniyeti malesef Cuhmuriyete de müdahale etmiştir. Malesef 1900'lü yıllardaki o hataların bedelisi bu günlerde de öderken utanmadan sıkılmadan karşımızda duran bu zihniyetle mücadele ediyoruz. Bu zihniyet 150 yıl boyunca yaptığı gibi bugünde halkı milleti küçümsüyor. Bu zihniyet mafyavari oluşumlarla sinsi senaryolarla karanlıkl bir yol çizmeye çalışıyor. Biz bu zihniyetin faturasını ödemek zorunda kaldık.
Biz bu faturayı sadece Çanakkale'de ödemekle kalmadık. Tek parti döneminde bu faturayı ödemeye devam ettik. İttihat ve Terakki zihniyeti Türkiye'ye musallat olmuştur. Biz bu anlayışın yükseliği faturayı çok acı bir şekilde ödedik.
Eğer Türkiye bu prangadan, komitacı zihniyetten kurtulamazsa ileri demokrasiyi inşa edemez. Ekonomiyi istediğiniz kadar büyütün, diplomaside çok ileri adımlar atın ama demokrasiyi güçlendiremiyorsanız bunların tamamı geçicidir. Demokrasinin zayıf olduğu bir ülkede istikrar kalıcı olamaz. Biz yere sağlam basmak durumundayız.
Pazartesi günü okullarda ikinci yarı yıl başlarken FATİH adını verdiğimiz çok önemli bir projeyi hayata geçirdik. Şimdilik 17 ilde 52 okulda bu proje başladı. Bu projeyle birlikte çocuklarımıza tablet bilgisayarları dağıtmaya başladık. Bu büyük imkanlarla yetişen çocuklarımız zengin fakir ayrımı yapmaksızın bununla yetişen çocuklarımız ülkemizinde çehresini değiştirecek, bizden alacakları emanetleri çok daha yükseğe taşıyacaklardır. Bu projenin uyum süreci zaman alacaktır. Dört yıl içinde ülke genelinde 42 bin okulda projeyi kurmuş olacağız. Valilerden ricam bu sürece katkı sağlamaları.
Sizler bunu sağlayacaksınız. Biz belki sizin de bir çoğunuz teknolojiye hayatımızın çok ileri safhalarında kavuştuk ama çocuklarımızın teknolojinin içinde doğuyorlar. 5 yaşındaki çocuk hatta daha küçüğü çok daha iyi kullanıyorlar. Çok daha ileri bir geleceği onlar inşa edecek. Türkiye on yıllar boyunca bu değişimden uzak durdu. Bilgisayar ve internet dünyada yaygınlaşırken Türkiye bundan uzak durdu.
Çocuklarımızın süratle buna adapte olduğunu gördüm. Bu da bizim ayrı bir sevincimiz. Geçtiğimiz günlerde çok çarpıcı bir rapor yayınlandı. Örgüt içindeki çocukları 1970'den beri PKK çocukları aktif çatışmalarda kullanıyor. Bir dönem sadece çocuklardan oluşan bir tabur oluşturuluyor. Sadece dağda değil şehirlerimizde de 7 yaşında çocuklar terör örgütü tarafından kullanılıyor polise taş attırılıyor. Örgütle iş birliği içinde olan kişiler bunları asla göremez. At gözlüğü takılmışsa böyle olur. İpi elinde olan gemi sadece yönlendirilmiş yere gider. Haftalardır Uludere olayını istismar ediyorlar. Biz devlet olarak Uludere'yle ilgileniyoruz. Peki bunlar çocukların terör örgütü tarafından kullanılmasını ne zaman ilgilenecek?
Sadece çocuk teröristler değil işkence ve infazıda görmezler. örgütün uzantısı gibi hareket eden parti faili meçhuller konusunda da yeterince konuynun üzerine gitmediğini göreceksiniz. çünkü kemikler çıktıkça ergenekoncular açığa çıkacaktır. Bir siyasi partinin temelleri bunlar üzerine kurulamaz. Mahsum Korkmaz adlı teröristin nasıl öldüğünü sorgulasınlar. Dağda 5 terörist kızın nasıl öldüğünü sorgulasınlar. Bunlar ne teröre kurban verdiğimiz mahsum sivilleri sorgulayabilirler nede terör örgütünün içindeki infazları sorgulayabilriler.
Failli meçhullerin araştırılmasından memnun olmuyorlar. Toprak altındaki cesetler araştırılınca bir ucu Ergenekon'a diğer ucu PKK'ya ulaşacak.
Benim Kürt kökenli kardeşlerimi katledenleri bunlar sorgulayamazlar. Sizin gibi düşünüyoruz ama konuşamayız diyorlar. O zaman neden parlamento çatısı altına geldiniz. Devlet içindeki çetelerle PKK arasındaki ittifak, belli devletlerle PKK arasındaki taşeron ilişkisi tokat gibi yüzlerine çarpar da onun için sorgulayamazlar.
Bir gazeteci gitmiş tinerci çocukla röportaj yapıyor. Başbakan'ın sözlerinden rahatsız oldun mu diye soruyor? Bu nasıl gazetecilik? Çocuğun tiner kullanmazsına meşriyet kazandırıyorsun. Gazete patronları sonra bizim sözlerimizden rahatsızlık duyuyor.
FATİH Projesi çocuklarımızı terörün istismarından kurtaracak. Valilerimiz devletimizin şefkat yüzü olmak zorundadır. Devlet millet için vardır. Herkes birinci sınıf vatandaştır. Herkes devlete eşit yakınlıktadır. Sizler bizim gören gözümüz, konuşan dilimizsiniz. Çözemediğiniz sorunlar olabilir, biz gereken desteği sağlarız. Haberdar olmadığınız bir sorunun olmaması gerekir. Bizim valilerimizin şehrindeki her haneden haberi olacak. Yeri gelecek hanımınızı, beyinizi alacaksınız yanınıza, kapı kapı ziyaretinizi yapacaksınız. Kimin bacası tütüyor, kimin bacası tütmüyor bileceksiniz. Bulamadığımız her yavrunun vebali önce sizin sonra bizim üzerimizdedir. Kapı kapı dolaşacağız.
ajanslar
Haber Ara