Çivisiz cami 650 yıldır ayakta!
Kastamonu'nun Kasaba köyündeki Mahmut Bey Camii, hiç çivi kullanılmadan ahşaplar birbirine geçirilerek, tam 650 yıl önce yapılmış. 2007'de restore edilen camide ahşaplar ve iç mekân süslemeleri hâlâ ilk yapıldığı günkü haliyle duruyor.
14 Yıl Önce Güncellendi
2011-11-04 16:45:24
Bundan tam 650 yıl önce Candaroğlu Mahmut Bey tarafından yapılmış. Girişindeki kitabede 'Hicri 768' yazıyor. Yani miladi 1366... Ve ibadete, onca sene hiç ara vermemiş. Restorasyon haricindeki yıllarda daima cemaate ve ziyarete açık olmuş. Fakat cemaatini daha çok köy sakinleri, ziyaretçilerini ise köylülerin eşi dostu oluşturuyor. Mimarisi ise caminin onca yıllık geçmişine günümüzde ayrı bir değer katıyor. Çünkü, ahşapların birbirine geçerek tutturulduğu bindirme tekniğiyle yapılmış nadir camilerinden biri burası.
Bindirme tekniğinde çivi kullanılmadığı için Candaroğlu Mahmut Bey Camii, literatürde çivisiz cami olarak da geçiyor. Caminin bu özelliği dikkat çekiciliğini artıran bir unsur turizm açısından. O yüzden, Kastamonu'ya tatile gelen yabancı turistler, Candaroğlu Mahmut Bey Camii'ni muhakkak görmek istiyor. Yerli turistse varlığından haberdar bile değil. Kastamonu'ya kültür gezisi için gelmiş pek çok yerli turist kafilesi, tarihi ve mimarisiyle örneği çok olmayan bu küçük camiyi görmeden şehirden ayrılıyor.
Candaroğlu Mahmut Bey Camii, 2007 yılına kadar resmi bir onarımdan geçmemiş. İlk defa 2007 yılında Vakıflar Genel Müdürlüğü tarafından yenilenmiş. Fakat bu yenilenme daha çok dış yapının güçlenmesi için yapılmış. Çünkü caminin iç kısmındaki ahşaplar ilk günkü gibi duruyor. Vakıflar Genel Müdürlüğü de bu dokuyu bozmak istememiş.
Mavi, yeşil, kırmızı tonlarında ahşap üzerine yapılmış bu süsleme ve bezemeler restorasyondan geçseydi orijinal halini başka bir yerde görmek mümkün olmazdı.
Camide elektrik kullanılmıyor
Cami geniş bir avluda. Avlusunda, küçük bir hazire var. Hazirelerden birinin Candaroğlu Mahmut Bey'e ait olduğu tahmin ediliyor. Caminin girişi hazirenin hemen karşısındaki kapıdan yapılıyor. İçeri girerken kapı, görüntüsüyle mest eden bir sanatla karşı karşıya bırakıyor insanı. Kapı oyma işçiliğiyle ince ince işlenmiş. Fakat bu kapı orijinal değil. Kastamonulu bir ahşap ustasına orijinalinin aynısı yaptırılmış. Orijinali 1977'de çalınmış. Şükür ki, kısa süre içinde Manisa'da bir okulun bahçesine terk edilmiş bir şekilde bulunmuş. Şimdi Etnoğrafya Müzesi'nde koruma altında.
İbn- Batuta seyahatnamesinde cami bu yönüyle anlatılıyor. Batuta, caminin tek katlı olduğunu ama mahfillerle üç katlı hale getirildiğini. Bu mahfillerin ortada yer alanında sultanın, âlimlerin, yüksek rütbeli askerlerin, onun üstündekinde ise veliaht ile kölelerin namaz kıldığını söylüyor.
Kare planlı harime girdiğinizde, kök boya ile boyanmış minberi göreceksiniz. Minberden, caminin iç mekanını her yönüyle görmek mümkün. Dünyada önemli ahşap yapılar arasında sayılan camide elektrik ve ısınma sistemi de yok. Aydınlanma, birbirine paralel olarak yapılmış 12 pencereden gelen güneş ışığı ile sağlanıyor.
Cami restorasyonunda cephe yenilenmesi ve onarımın dışında bahçe düzenlemesi de yapılmış. Ahşaptan bir imam odası inşa edilmiş. Ayrıca abdest alınan yer büyütülmüş ve modern hale getirtilmiş.
Sevim Şentürk / Zaman
SON VİDEO HABER
Haber Ara